Nobel Barış Ödülü savaş baronu Trump’ın “kızı”na verildi… | Adil Okay

Nobel Barış Ödülü bu kez de tartışmalı bir isme verildi. Trump’a doğrudan verilemeyen ödül, onun destekçisi María Corina Machado’ya uzanırken, barış kavramı bir kez daha büyük güçlerin çıkar oyunlarında heba oldu…

Yani demem o ki Nobel Barış Ödülü’nü Trump almadı diye boşuna sevinmeyin. Trump danışmanları zaten bu ödülün ona verilmeyeceğini biliyorlardı. (kanımca) Bari “kızımız” alsın diye María Corina Machado’yu el altından desteklediler.

ABD’nin has elemanı, İsrail destekçisi, soykırımcı Netanyahu’nun dostu “demokrat” maskeli Machado’nun ödülü aldığını öğrendikten sonra yaptığı ilk açıklama utanç vericiydi: “Ödülümü Trump’a adıyorum”

Machado, 2024 seçim çalışmaları esnasında “Kazanırsak, İsrail’i desteklemek için Venezuela Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşıyacağız.” demişti.

Nobel Barış ödülünün tartışmalı Geçmişini de hatırlatayım. Örneğin 1993 yılında Nelson Mandela, Güney Afrika’daki ırk ayrımcılığını sona erdirme sürecindeki rolü nedeniyle, o dönemin yani köleci rejimin lideri olan F.W. de Klerk ile birlikte ödüle layık görülmüştü. Nelson Mandela tamam ama Klerk neden bu ödüle ortak oldu diye eleştiriler vardı.

velhasıl Nobel Barış Ödülü, Venezuela’nın muhalif lideri [Savcı Moşa Do / María Corina Machado]’ya takdim edildi. Ancak bu onur, ne yazık ki bazı çevrelerce sevinçle karşılanırken, bazıları için ödülün kendisinin sorgulanmasına neden olan derin bir şüpheyi de beraberinde getirdi.

SONUÇ: Kimin Barışı ve Jeopolitik Ajandalar

Velhasıl, Venezuela muhalif lideri María Corina Machado’ya takdim edilen bu Nobel Barış Ödülü, ne yazık ki sadece bir onur değil, uluslararası siyasetin karmaşık ve çoğu zaman kirli bir yansıması olarak karşımıza çıkmaktadır. Ödülün, ABD bir isme verilmesi, onun Netanyahu ile ilişkisi ve Kudüs açıklaması gibi iddialarla birleştiğinde, komitenin karar verme mekanizması bir kez daha sorgulanmaktadır. Tıpkı Mandela ve Klerk örneğinde olduğu gibi, Nobel Barış Ödülü, bu tartışmaların odağında, barışı teşvik etmekten çok, büyük güçlerin jeopolitik ajandalarının bir parçası olduğu iddialarını bir kez daha su yüzüne çıkarmıştır.

Bu ödül, dünya kamuoyunu “Kimin barışı için?” sorusuyla baş başa bırakmakta ve asil amacının siyasî gölgeler altında kalmaya mahkûm olduğunu göstermektedir.

Adil Okay – 12.10.2025