Makaleler

Published on Ekim 12th, 2025

0

Pamuk ipliği metaforu süreci | Gül Güzel


Ereğli Cezaevinden çokça ’Görülmüştür’ damgalı mektubu gelen hekim Ayhan Kavak hem doğayı hem de aktüel süreci değerlendiriyor. Bu tür el yazısı ve çokça mühürlü mektupların okunması zorluklarını emeğe ve saygıya hürmetimle belirterek, okurlarımızla paylaşıyorum.

Gül Arkadaşıma,

Haber almanın sevinciyle merhaba… Bu sefer mektubun erken ulaştı. Ben de hazır Adil Hoca’ya birkaç yazı ekleyerek name yazıyorken hemen yanıtlamaya giriştim… Evet, Sonbahar ’da kırlarda doğanın her rengini görmek olasılığı…Pastoral bir doğayı izleyebiliyorsun. Soğuk duvarlar ardında sıkışıp kaldığımızdan renk değişimini görmek kabil değil. Sadece ısı değişimiyle yetiniyoruz. Tabii arada bir hastane yollarında Torosların enginlikleriyle ve Ağaçların durumlarını gözlemleyebiliyoruz ama uzun zaman aralıklarına denk geldiğinden değişimleri kesintili algılayabiliyoruz. Anca idiot box diye Avustralyalıların nitelediği TV ekranlarından izlemekle mevsimlerin akışını gözlemliyoruz diyeyim. Yolladığın birbirinden güzel fotoğraf ve kart için de şükranlarımı sunarım. Ayrıca şiiri de çok beğendiğimi belirtmek isterim.

Her ağaç güzeldir. Fakat bana soracak olursan Mazı – Meşe ağacını hiçbirine değişmem. Geçmişte yaşadığım deneyimlerden vardığım bir sonuçtur. Sonradan içerideki farklı okumalar yaptığımda genel bir kanı olduğuna denk gelince Mazıyı boşuna sevmemişim dedim. Özgür yaşam alanlarındayken birçok orman yangınına tanıklık etmiştim. Habire ormanları yakarlardı. Saklanılacak yerler bırakmamak içindi. Mazı ağacı bir yandı mı kolay sönmüyordu. Fakat o yanan koca ağaçların olduğu yerlere bir yıl sonra gittiğimizde topraktan yeni filizlenen fidelerini görmek beni çok sevindirirdi. Toprağa – Dağa sıkı sıkı sarılan başka bir ağaç yok derdim.

İçerdeyken yaptığım okumalarda ilginçtir Aryenik toplulukların da kutsal ağacının Mazı olduğunu öğrendim. Proto-Cermenlerde de öyleymiş. Haliyle Almanlar için orman nasıl ki korunaklı bir yerse, Meşe de o ormanın en kutsalı oluyormuş. Bizim de öyle. Bizde de Dağ ve Mazı var. Hititlilerde, Upanishadların da yazdığı üzere kozmik evreni temsil eden de aynı ağaç. Kökleri uzayda, dalları yeryüzünde tasvir ediliyor. Koruyup, kollayan olduğu için bizde de anlamı büyüktür. Hasılı daha bir severim Mazıyı. Elbette her ağacın bir başka güzelliği var.  Elma ağacı da meyve verir. Sonuçta kişiye, duygulara göre değişiyor. En iyisi otları, çiçekleri, elmaları Mazıya değin hayatı güzelleştiren yeşile dair her bitki ve ağacı kutsal saymak en doğrusudur diyerek kapatayım bu konuyu…

İçeride genel gelişmeleri ve komisyonunun toplantılarını izlemekle yetiniyoruz. Doğrusu son tahlilde nereye evrilir bilinmez. Açıklamalar, çeşitli verilere bakınca ‘’Pamuk ipliği metaforu’’ aklıma geliyor. Çabuk kopan bir iptir. İpin kopması ve güçlendirilmesi ne kadar başarılır bilinmez. Evet süreç bir şekilde tek taraflı ilerliyor izlenimi veriyor. Bu kadar fedakarlığın ardından söylemsel düzlemden fiiliyata geçilmesi icap eder. Fakat halen adımlar atılmış değil. Hep Ekim’den sonra deniliyor. Ekim’de geldi. Mevcut süreç birkaç makyajla nihayete erdirilemez. Şu ellerdeki atmosfere bakınca Demokratik adımların genel toplumsal boyuta taşırılmadığını da gözlemlemek olası. Yine de bekleyip görelim bakalım.

Ben de / bizler de iyi olmaya çalışıyoruz diyeyim. Normal bir prosedür izlenirse benim 30 yıllık cezam 2029’un Eylül’ünde bitiyor. Son yıllarda içeriye yönelik çıkartılan ve Anayasal hakların ‘’geriye dönük aleyhe işletilmemesi gereken’’ yasalar ne yazık ki aleyhe işletiliyor. Dolayısı ile idarelerin mahkeme yerine ikana edilmiş olmasıyla cezalar ‘pişmanlık göstermedi’ denilerek 30 yıl dolsa da uzatılır oldu. Kimi canlar 2 yıl da fazladan yatabiliyor. Koşullu yatışı mahkemeler belirlemiş olsa da buna uyan yok. Bir nevi yargısız infaz ortamı yaratılmış durumda. Hasılı önce şu infaz yasasının değişmesi gerekiyor. Bu konuda dillendirmeler olsa da pek adım atıldığı yok. Hep erteleyip duruyorlar. Bakalım meclis açılıyor. Adım atıp atmayacakları belli olur. Payımıza beklemek kalıyor…

Geçenlerde Almanya’daki bir eyalette AfD’nin kazandığı haberleştirilmişti. Silahlanma yarışı da cabası. Bu gidişle kara bulutlar daha bir kesifleşecek Almanya ve bazı Avrupa ülkelerinde.

Buradaki canların da selamları var… oradaki tanıdık canlara da Selamlar.

Selam, sevgi ve saygılarımı sunar, başarılar ve esenlikler dilerim…


Kadının Kaleminden: Gül Güzel – 12.10.2025

Tags: ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑