Ayhan Kavak Ereğli Zindanından yazdı | Gül Güzel
Sadece ait oldukları kimliklerinden dolayı zindanlarda normal insan aklının alamayacağı işkencelere maruz bırakılan binlerce Kürt tutsaklardan birisidir Ayhan KAVAK. Uzun yıllardır ömrünü Cezaevlerinde geçirmeye mahkûm edildi. Bir yıl önce tutsak bulunduğu Tarsus Cezaevinden Konya Ereğli yüksek güvenlikli Cezaevine sürgün edilmişti. Kendisiyle mektup yazışmalarımız her şeye rağmen devam ediyor. Kendisinin içerdeki kuşatılmış karanlık mekanlarda süreci izleme ve değerlendirmelerini yazdığı mektubunu, siz okurlarımızın okuması için ekliyorum.
Gül Arkadaşıma,
Haber almanın sevinciyle merhaba…26 Haziran 2025 tarihli nameni 22 Ağustos’ta aldım. Neredeyse iki ayda anca elime geçti. İlk defa bu kadar geç ulaştı. Tabii bu kuşatılmış karanlık mekanlarda olağan hale gelmiş durumda. Neticede geç de olsa kaybolmadan elime geçmesi bile sevindirici…
Ben de/bizler de iyi olmaya, ayakta kalmaya çalışıyoruz diyeyim… Duvarlar ardında olunca baharın ve çiçeklerin çeşitliliğini algılamak imkânsız. Gerçi burası Torosların arka taraflarına baktığından baharın gelişi her yağmurun ardından içeriye kadar ulaşan çiçeklerin rayihasını koklamakla oluyor. Tabii artık Yaz bile bitmek üzere. Geçen yıla oranla daha bir sıcak geçse de pervaneye ihtiyaç duymadan atlatıyoruz. Tarsus’tayken çekilir gibi olmuyordu…
Bizler de dışarıdaki gelişmeleri anlamlandırmaya çalışıyoruz. Tabii elimizde sınırlı TV olanakları dışında bir şey yok. Galiba bu sürecin bir getirisi de bizim mebusların TV kanallarına daha bir çıkması oldu. En azından meclis TV’si dışında da tartışma kanallarında görünür hale geldiler. Evet, mecliste komisyonun kurulup çalışmalara sevindiricidir elbet. Fakat süreci bozmak isteyenler de var. Asparagas haberlerle zehirlemeye çalışarak durumdan oy devşirmek isteyen güruh kötülemeyi sürdürmekte. Gerçi kararlı bir duruş sergilendiğinde özgür ağırlıkları olmadığı gözlense de ortalığı kirletmeleri sürüyor. Bakalım, şimdilik söylem düzeyinde çok şey söylense de fiiliyata nasıl döküleceğini görmekte fayda var. İnsan içeriden bakınca eski tas eski hamam demeden edemiyor. Zira kalıplaşmış yargılarla birçok can cezasını bitirmiş olmasına rağmen bir yıl veya altı ay uzatma almayı sürdürmekte. Hasılı mevcut sürecin soğuk duvarlara yansımamış olması düşündürücü. Bir de Kobané davası ve legal siyasi alanda çalışan canların derdest halde tutulması süregitmekte. Hep Ekim sonrasında meyvelerini görürsünüz deniyor ama bakalım. Payımıza izleyip görmek düşecek. Umarım ve dilerim ki, süreçle alakalı harcanan emekler boşa gitmez…
Evet, on iki günlük İsrail- ABD- İran ekseninde tahrip gücü yüksek yıkım savaşını ibretle izlemekle yetindik. Sanki bunun ikinci bir versiyonunun da ileride görürüz. Ortadoğu’nun hali pür melali ortada. Hiç bu denli zayıf ve iradesiz olunmamıştı. ABD-İsrail ekseninde yürütülen planlar iradesiz halklar yaratmamayı da devreye soktu gibi. Mevcut Ortadoğu’daki devletleri saymıyorum bile. İlgisizlik had safhada. Filistin’de yaşanan/yaşatılan soykırım ve çocukların açlıktan ölmesi karşısında sanki hiçbir şey olmuyormuş gibi hegemonik güçler Ukrayna, Rusya örneğinden yola çıkarak, Filistin halkının dramını görünmez kılıp, İsrail’e özellikle destek vererek yaşatılanları onaylar durumdadır. Gerçi Avrupa ülkelerinde de bir uyanış gözlemleniyor ama yeterli değil. Evet Ukrayna da öyle. Fakat ona verilen desteğin milyonda biri dahi gösterilmemekte. Arap devletleri desen gemisini yürüten kaptan misali üç maymunları oynamakta. En çok da Rojava kaygılandırıyor beni. Gelecekte nasıl evrilir bilinmez. Şaraa’dan bir kurtarıcı çıkaranlar her şeyi yaparlar. Her şeyin ilacı her yerde demokratikleşme. Ne kadar gerçekleşir bilinmez. Burada da bir taraftan kadim sorunumuzun çözümüne dönük adımlar atılırken demokrasi adımlarının peşi sıra gelmemesi ve halkların tercihlerine ipotek konulması düşündürücü. Serencamında mevcut komisyon somutlaşan adımları göreceğiz nasılsa…
Buradaki canların da selamları var. Malum yüksek güvenlikli denilerek özel bir sistemle karşı karşıyayız. Haklar desen Allah’a emanet. Günde bir buçuk saat havalandırmaya çıkmak dışında eğer açık görüş haftası değilse, hafta içleri ortalama 2 saat atölye denilen boş bir odaya çıkıyoruz. Başka da bir şey yok… Tabii elbette ozanın dediği gibi, ’Umut saklımızda ölümsüz bayrak…’’demeyi sürdürmekteyiz…
Şu an Avrupa devletlerinin %5 güvenlik harcamalarını yükseltmeleri de geleceğin karanlık günlerini çağrıştırıyor…
Gönderdiğin boş kart için de teşekkürler. Kendine ve kendinize iyi bakın diyorum. Oralardaki tüm tanıdık canlara selam olsun… selam, sevgi ve saygılarımı sunar, başarı ve esenlikler dilerim.
Kapalı Yüksek Güvenlikli
Ceza İnfaz Kurumu
Mektup Okuma Komisyonu GÖRÜLDÜ 1
Ayhan KAVAK 25.08.2025
Ereğli – Konya Yüksek Güvenlikli Hapishanesi
E – 1- 5 Ereğli – Konya
Kadının Kaleminden: Gül Güzel – 09.09.2025