Halklar ve İnançlar

Published on Aralık 21st, 2025

0

‘Suriye’deki soykırımı durdurun’ çağrısı Aalen’de de yankı buldu

Aalen’de Alevi, Dürzi, Ezidi, Hristiyan ve Kürt azınlıklara yönelik ihlaller protesto edildi.

Avrupa Demokrat (Aalen)

Almanya’nın Aalen kentinde Suriye’de azınlık topluluklara yönelik artan hak ihlallerine dikkat çekmek amacıyla bir basın açıklaması ve protesto eylemi düzenlendi. Şehir merkezindeki Rathaus (Belediye) binası önünde gerçekleşen eylem, yoğun ilgi gördü.

Eyleme Aalen Türk Kültür Spor Derneği (TKSV), Aalen Alevi Kültür Merkezi (AKM) ve Aalen Antakya Kültür Club e.V. temsilcileri katılarak destek verdi. Katılımcılar, üzerinde “Stoppt den Völkermord in Syrien – Schützt die Minderheiten – Jetzt!” (Suriye’deki soykırımı durdurun – Azınlıkları koruyun – Şimdi!) yazılı pankartla kamuoyuna çağrıda bulundu.

Azınlıklar yok olma tehdidi altında

Eylemde okunan ve katılımcılara dağıtılan bildiride, Suriye’deki radikal İslamcı grupların kontrol ettiği bölgelerde Alevi, Dürzi, Ezidi, Hristiyan ve Kürt sivillere yönelik sistematik baskılar, zorla göç ettirme politikaları ve insan hakları ihlalleri ayrıntılarıyla sıralandı. Bildiride şu çarpıcı tespitler yer aldı:

Suriye’nin kadim ve çok inançlı toplumsal dokusunun, yaklaşık bir yıldır radikal yapıların egemenliğinde ağır baskılarla karşı karşıya kaldığı vurgulandı. Alevi, Dürzi, Ezidi, Hristiyan ve Kürt sivillerin inançları ve kimlikleri nedeniyle hedef haline geldiği, temel haklardan mahrum bırakıldığı aktarıldı.

Aleviler, Dürziler, Ezidiler, Hristiyanlar ve Kürtlerin yaşadıkları bölgelerden zorla göç ettirildiği, binlerce kişinin öldürüldüğü, yüzlerce kadın ve çocuğun hâlen kaçırılmaya devam ettiği ifade edildi. Ayrıca, 10 binden fazla kişinin inanç ve kimlik gerekçesiyle insanlık dışı koşullarda tutulduğu belirtildi.

HTŞ yönetimi altında derinleşen kriz

Açıklamada, El-Kaide bağlantılı Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) adlı örgütün yönettiği bölgelerdeki yaşam koşullarının altı çizilerek, bu yapıların çok mezhepli ve çok etnik yapılı toplumları yönetmesinin, hem demokratik değerlerle bağdaşmadığı hem de bölgesel güvenlik açısından büyük tehdit oluşturduğu belirtildi.

Ebu Muhammed el-Culani gibi radikal yapıların liderlerinin toplumları yönetiyor olmasının insan hakları açısından kabul edilemez bir durum olduğu vurgulandı.

Ekonomik baskılar ve planlı asimilasyon

Bildiri, sadece fiziksel şiddetin değil, ekonomik ve sosyal hakların da gasp edildiğini ortaya koydu. İnançlarından ötürü işlerinden çıkarılan, emekli maaşları kesilen ve herhangi bir gelir kaynağından mahrum bırakılan yüz binlerce insanın açlıkla karşı karşıya olduğu ifade edildi. Bunun basit bir ihmal değil, sistematik bir asimilasyon ve yok etme politikası olduğu belirtildi.

Uluslararası kamuoyuna çağrı

Eylemde okunan bildiride dünya kamuoyu ve uluslararası insan hakları kuruluşlarına acil müdahale çağrısı yapıldı. Şu adımların hayati olduğu vurgulandı:

  • Bölgedeki hak ihlallerinin bağımsız heyetlerce araştırılması
  • Sivillerin korunması için uluslararası mekanizmaların devreye sokulması
  • Yardımların güvenli biçimde ulaştırılması
  • Azınlıkların inanç temelli baskılardan korunması

Bu bir bölgesel kriz değil, insanlığa karşı işlenen suçtur

Son olarak açıklamada, yaşananların yalnızca bölgesel bir kriz olarak görülmemesi gerektiği vurgulandı. Bir yılda binlerce insanın öldürüldüğü, yüzlerce kadın ve çocuğun kaçırılmasının hâlen devam ettiği hatırlatılarak, azınlıkların yok oluş tehlikesiyle karşı karşıya olduğuna dikkat çekildi.

Açıklama, “Bizler, demokrasi ve insan haklarına inanan insanlar olarak bu sessizliğin kırılması için çağrımızı yineliyoruz. Tüm kurumları sorumluluk almaya davet ediyoruz” sözleriyle sona erdi.


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑