Makaleler

Published on Temmuz 22nd, 2025

0

Avrupa’da yayın yapan YouTuber’lar göçmen sorununa gölge düşürüyor | Cumali Yağmur


YouTube’un yükselişi ve politik yayıncılık…

Bugünkü yazımda, Avrupa’da Türkçe yayın yapan YouTuber’lar üzerine düşüncelerimi paylaşacağım. Teknolojinin ve paralelinde sosyal medyanın hızlı gelişimiyle birlikte, Avrupa’da yaşayan pek çok kişi YouTube üzerinden yayın yapmaya başladı.

Türkiye’de, özellikle 1970 ve 1980’li yıllardaki cunta dönemlerinde, çok sayıda siyasetçi yurtdışına çıkmak zorunda bırakıldı. Bunun yanı sıra her dönemde, hükümetlerle ters düştükleri için ülkeyi terk etmek zorunda kalanlar oldu. Türkiye aydınları her dönem bir bedel ödeme zorunluluğuyla karşı karşıya kaldı.

Sürgün siyasetin geleneği

Yurtdışına çıkan sağ ve sol görüşlü siyasetçiler, etraflarında topladıkları insanlarla birlikte Türkiye’nin politik sorunlarını gündeme taşımaya çalıştı. Bu amaçla çeşitli dernekler ve federasyonlar da kuruldu. Ancak yalnızca Türkiye’deki sorunları tartışmaya odaklanan bu yapıların büyük bölümü kısa sürede dağıldı. Benzer girişimlerde bulunan başka ülke göçmenleri de uzun vadede kalıcı olamadı.

YouTube yayıncılığı ve eksik kalan alanlar

Günümüzde teknolojinin ilerlemesiyle birlikte, çok sayıda YouTuber Türkiye’ye dair siyasi ve toplumsal içerikler üretiyor. Hatta bu yayınlar yalnızca Türkiye ile sınırlı kalmayıp Ortadoğu, Balkanlar ve Afrika’daki sorunlara da değiniyor. Neredeyse her gelişmeyi ayrıntılarıyla masaya yatırıyorlar. Özellikle son 24 yılda süregelen AK Parti-MHP iktidarı döneminde yurtdışına çıkan muhalif siyasetçiler, Türkiye’deki politik ve ekonomik gelişmeleri yakından takip ediyor.

Kendi kanallarında, artan baskılar, tutuklamalar, insan hakları ihlalleri gibi konuları uzmanlarla tartışıyor; gündemi derinlemesine ele alıyorlar. Bu tartışmalar hız kesmeden sürerken YouTuber’lar da birbiriyle adeta yarışıyor.

Avrupa’daki göçmen sorunları göz ardı ediliyor

Ancak bu yoğun ilgi ve yayın akışı içinde, Avrupa’daki göçmen ve azınlıkların sorunları neredeyse hiç tartışılmıyor. Avrupa’da yaşayan beş milyonu aşkın Türkiyeli göçmen, sorunlarıyla baş başa bırakılıyor. Yarım asırdan uzun süredir yaşadıkları toplumların ayrılmaz bir parçası olmalarına rağmen, hem geldikleri ülke hem de yaşadıkları ülkeler tarafından yalnızlaştırılıyorlar.

Vatandaşlık edinmemiş göçmenler demokratik haklardan yararlanamıyor. Vatandaşlık kazansalar bile “göçmen kökenli” ya da “yabancı” etiketiyle ayrımcılığa maruz kalıyorlar. İş başvurularında isimlerinden dolayı eleniyor; konut ararken yerli halk öncelikli tutuluyor.

Siyasal örgütlenme eksikliği

Göçmen azınlıklar, yaşadıkları toplumlarda kalıcı politik örgütlenmeler de kuramadılar. Çoğunlukla Türkiye’ye odaklandılar, yerel sorunlara yönelmediler. Türkiye’deki sorunlara dair sadece konuşmakla kaldılar; bu konuşmaların da çoğu, çözüm üretmeye katkı sunamadı.

Bazı YouTuber’lar için yayınlar adeta bir ego tatmini aracına dönüşmüş durumda. Türkiye’ye dair yarım yamalak konularla ilgilenirken Avrupa’daki somut sorunlar gündemden düşüyor. Türkiye’ye kilometrelerce uzakta yaşadıkları için ürettikleri tartışmaların sahici çözüm önerileri sunması da çoğunlukla mümkün olmuyor.

Pozitif örnekler: Oktan Erdikmen

Bu noktada, Avrupa’daki göçmenler için uzun süredir bilgilendirici yayınlar yapan Oktan Erdikmen’i anmak gerekir. Kendisi içten ve samimi yayınlarıyla geniş bir kitleye ulaşıyor; göçmen azınlığa doğru, sade ve faydalı bilgiler sunuyor.

WhatsApp grupları ve içerik boşluğu

YouTuber’ların yanı sıra, çeşitli WhatsApp grupları da bulunuyor. Ne var ki bu grupların çoğu apolitik ve “geyik muhabbeti” seviyesini aşamıyor. Politik bir paylaşım yapan kişi genellikle gruptan çıkarılıyor. Politika içeren gruplarda ise yine yalnızca Türkiye ve dünya siyaseti konuşuluyor; yerel göçmen sorunları gündeme alınmıyor. Tartışmalar bir çabayı aşamıyor, çözüme ulaşmıyor.

İnternet siteleri, Facebook ve TikTok içerikleri

İnternet sitelerinin büyük çoğunluğu da Türkiye merkezli politik yazılar yayımlıyor. Avrupa’daki göçmen azınlıkların sorunlarına eğilen yayın sayısı oldukça sınırlı. Facebook ve TikTok paylaşımları ise içerikten yoksun; çoğunlukla gündelik dedikodular ya da uç görüşlerin yarışına sahne oluyor.

Kalıcı bir mecra: Fremden-Info

Bu noktada göçmen hareketine büyük katkı sunan Fremden-Info’yu da anmak gerekir. Yıllar önce dergi olarak başlayan ve bugün bir internet sitesi olarak yayınını sürdüren bu mecra, göçmenlerin politik, kültürel ve sosyal sorunlarını Almanca içeriklerle ele alıyor. Çok geniş bir abone kitlesine sahip olan Fremden-Info, yalnızca göçmenler tarafından değil, Alman kamuoyu, politik çevreler, partiler, üniversiteler, seminerler ve yabancılar meclisleri tarafından da yakından takip ediliyor. Alman siyasi çevrelerinde bilinen ve saygı duyulan bir yayın organı olmayı başardı.

Gündem çeşitlenmeli

Bu tür yayınların ve platformların sayısı arttıkça, Avrupa’da yaşayan göçmen azınlıkların sorunlarının daha görünür hale geleceğine ve çözüm üretme kapasitesinin artacağına inanıyorum. Türkiye üzerine yayın yapan YouTuber’lar da, yaşadıkları ülkelerdeki göçmenlerin gerçek sorunlarını görmeli ve bu alanlara da eğilmelidir.


Cumali Yağmur – 22.07.2025

Tags:


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑