Makaleler

Published on Aralık 24th, 2025

0

Adı konulamayan süreç ve dahası! | Gül Güzel


Aradan geçen yaklaşık bir yıllık süreç, MHP genel başkanı Devlet Bahçeli’nin TBMM’de 22 Ekim 2024’te yaptığı konuşması ile başlamıştı. Ardından 27 Şubat 2025 İmralı adasından Kürt halk Önderi sayın A. Öcalan’ın yaptığı çağrıyla daha görünür, duyulur kılınmıştı. Bu süreçler kendi ekseninde sürerken, güven vermeyen bir süreç olarak zamanı kaplamaya hala devam ediyor. O yüzden sürece değil ama bilinen inkâr, imha, aldatma süreçlerinin iyi bir izleyicisi, mağduru olanlardan biri olarak bu konuda yazmamayı yeğledim. Ama bunun da kendime ve çevreme olan saygı ve mesuliyetime ters düştüğünü düşünerek kısa da olsa yazmaya karar verdim.

Ben birey olarak Kürt halkına dair ‘Terör’ kavramıyla Almanya içişleri bakanı Manfred Kanther’in 26.11.1993’te Düsseldorf’ta tutuklu bulunan Kürt siyasetçi Hüseyin Çelebi, Duran Kalkan ve arkadaşlarının yargılanabilmesi için çıkardığı 129’a/b ceza yasasıyla tanışmıştım. Yani Kürt siyasetçi ve halkının terörize edilip, günümüze kadar hapis ve para cezalarına mahkûm edilmesi. Alman devlet sisteminin Türk ırkıyla 1915,1919, 1937/38 ve daha sonrasında da Kürt ve Alevi katliamlarındaki işbirlikçiliğini de okumuştum. Gelinen aşamada ise T.C. devlet sistem zihniyeti ile aynı paralellik içinde devam eden bir tutum… Velhasıl sözü yaklaşık bir seneden beri başlayan Barış ve Demokratik Toplum projesine getirmek istiyorum. Yani ibare ve kelimelerin çamaşır ipindeki nesnelerin rüzgârın yön değiştirmesiyle döndüğü süreç. Bu sürece itibarsızlığı duyan bizler daha önce yaşanan barış süreçlerinin sonuçlarını büyük umutlarla izleyip, sonu hüsranla bitmesine şahit olanlardanız. Kimliğinden ve kendini imhalara karşı korumaktan dolayı bir halk hala Terörist olarak itham edilip suçlanıyorsa, burada samimiyet aramak ne denli doğru olur bilemiyorum.

Silah bırakmak en kolay olanıdır. Ama silahlanmayı mecburi kılan şartlar hala kendi tavrını, yaklaşımını değiştirmiyorsa, barış nasıl sağlanacak ki? Belki de kendilerince Kürt halkını silahsız, savunmasız hale getirip, yeniden Dersim ve benzer yerlerdeki soykırımlarını uygulamak, köyleri boşaltıp halkı Mahmur çöllerine yine sürmek mi? Diye düşünmeden kendimi alamıyorum. Tahterevalli üzerindeki MHP, CHP, AKP ve benzeri partilerin samimiyetlerine güven kalmadıysa, bu durum onların yanar-döner siyasi yaklaşımlarının ürünüdür. Kaldı ki CHP 1923’te kurulan, Kürt kimliğine dair maddeyi 1924’te yine Anayasadan çıkaran, 1938’e kadar Kürt halkına yapılan tüm soykırımları tek başına yapan bir partiydi. Bugün dönüp, aynada kendisine bakmaya bile yüzü tutmuyorsa, demek ki zihin ve siyasi parti yapısındaki, Kürt halkının varlık inkarı ve özgürlüğüne dair kendisinde değişen bir durum ne yazık ki hala yok demektir …

Bütün bu gerçekleri göz önünde bulundurarak, başta Kürt halkı ve mağdur edilen diğer kimlik ve inançlı kesimlerin birlikteliğiyle verilecek mücadele ile yüzyılların tekçi zihniyet düzeni değiştirilebilinir. Bu konuda DEM Partililerin verdiği mücadele takdire şayan bir tutumdur. İnkâr edilen bütün kimlik, inanç ve en başta kadın cinsinin eşit hakları için ortak çalışma alanlarında buluşma zamanıdır. Her gün neredeyse bir kadının katledildiği, çocuk işçilerin öldüğü, kimliklerinden dolayı cezaevlerinde söz-yazı ile anlatılamayacak kadar vahim işkencelere uğratılan yüz binlerce siyasi tutsakların serbest bırakılıp, kayıp yıllarının ve kendilerine verilen acıların tazminatının verilmesi en başta aklımıza gelen bunlar olmazsa, hak, hukuk, adalet, barış olmaz diyenlerdenim.

Evet Barış (!) ve Demokratik Toplum ama gerçek bir barış ve Anayasal-Hukuksal güvencesi sağlanan, geri tepmelere imkân vermeyen gerçek düzenlemelerle bir barış. Bu yeni Anayasal-Hukuksal düzenlemelerin ayrıca Uluslararası arenada onaylanıp, uygulanması olmazsa olmaz! diyor ve önümüzdeki sürecin bütün halkların, cinslerin, inançların barış içinde, özgürce bir arada eşit haklarla yaşayabileceği bir süreç olması bizim hasretimizdir…


Kadının Kaleminden: Gül Güzel – 24.12.2024

Tags: ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑