Makaleler

Published on Ağustos 17th, 2025

0

2024’te Almanya’da aile içi şiddet vakalarında rekor artış | Erkan Karakaplan


Federal Kriminal Polis Teşkilatı (BKA) verilerine göre, 2024 yılında Almanya’da aile içi şiddet vakalarında rekor bir artış yaşandı. Sayılar, her iki dakikada bir kişinin aile içi şiddete maruz kaldığını ve mağdurların büyük çoğunluğunu (%73) kadınların oluşturduğunu gösteriyor. Özellikle yakın partner şiddeti olarak bilinen vakalar, toplamın en büyük kısmını oluşturuyor.

Bu artışa yanıt olarak Alman hükümeti, şiddet mağdurları için daha fazla koruma ve danışmanlık hizmeti sağlamayı amaçlayan yeni düzenlemeler getirdi. Federal Adalet Bakanı Stefanie Hubig ise faillerin elektronik kelepçe takması gibi daha ileri önlemler öneriyor. Bu sistem, İspanya’daki modele benziyor ve faillerin mağdurlara yaklaşması durumunda hem polise hem de mağdura uyarı gönderilmesini sağlıyor.

Politikacılar da bu duruma tepki gösterdi. Sosyal Demokrat Parti (SPD) İstanbul Sözleşmesi’nin tüm Avrupa Birliği’nde uygulanmasını isterken, Yeşiller Partisi aile içi şiddeti “ataerkil şiddet” olarak tanımladı ve önleme çalışmalarına daha fazla odaklanılması gerektiğini savundu.

Aile içi şiddet olgusuna sosyal adaletli çözümler gerekli

Aile içi şiddet, genellikle bireysel bir sorun veya “aile draması” olarak algılansa da, bu sorunun kökenlerini daha geniş toplumsal ve ekonomik yapıda aranmalı. Aile içi şiddetin artışı, kapitalist sistemin yarattığı eşitsizlikler ve güvencesizliklerle yakından ilişkilidir.

Kapitalizmde iş güvencesizliği, düşük ve eşitsiz ücretler, artan yaşam maliyetleri ve hayat pahalılığı, bireyler üzerinde yoğun bir stres ve baskı yaratır. Bu durum, hane içinde gerilimi tırmandırıyor ve şiddet eğilimlerini tetikleyebiliyor. Ekonomik krizler, işsizlik ve yoksulluk, toplumsal refahın düşmesiyle birlikte şiddet vakalarını artırıyor.

Kapitalist sistem, ataerkil yapıyı ve cinsiyetçi iş bölümünü çoğu zaman pekiştirir. Kadınların ev içi emeği ve bakım işleri genellikle karşılıksız kalır ve ekonomik olarak değersiz görülür. Bu durum, erkeklerin ekonomik güç üzerinden hane içinde kontrol kurmasına ve şiddet uygulamasına zemin hazırlar. Feminizm, kadınların ekonomik özgürlüğünü kazanmadan gerçek bir toplumsal eşitliğin sağlanamayacağını savunur.

Elektronik kelepçe gibi çözümler, şiddetin sonuçlarıyla mücadele etmeye odaklanır. Ancak bu tür önlemlerin yeterli olmadığının bilincinde olmalıyız. Asıl çözüm, şiddetin altında yatan ekonomik ve sosyal nedenleri ortadan kaldırmaktır. Sağlıklı barınma, ücretsiz sağlık hizmetleri, iş güvencesi ve eşit ücret gibi sosyal politikalar, toplumsal refahı artırarak şiddeti tetikleyen gerilimleri azaltabilir.

Aile içi şiddet sorununa, kapitalist sistemin yarattığı ekonomik eşitsizlikler ve ataerkil yapının bir sonucu olarak bakmak, sorunun köklerine inerek daha kalıcı çözümler üretme imkanı sunar. Sadece bireyleri cezalandırmak yetmez, toplumun tüm üyeleri için adil ve güvenli bir ortam yaratmak, bu tür vakaların tekrarlanmasını önlemede daha etkili bir yol olabilir.

Burjuva parlamentarizmin çözümleri maalesef burjuva sınırlarını aşamadığının bilinci ile bu büyük soruna yaklaşılmalı. 


Erkan Karakaplan – 17.08.2025

Tags:


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑