Zübeyde Zümrüt: Tecride karşı her alanda mücadele verilmeli
Güney Almanya’nın Neu-Ulm şehrinde düzenlenen halk toplantısına katılan Kürt Kadın Siyasetçi KCDK-E Eşbaşkanı Zübeyde Zümrüt, “Tecride karşı Avrupa’da da topyekûn mücadele verilmeli” dedi.
Hüseyin ŞENOL (Neu-Ulm)
Avrupa Kürdistanlı Demokratik Toplumlar Kongresi (KCDK-E) Eşbaşkanı Zübeyde Zümrüt’ün katılımıyla yapılan halk toplantısı saygı duruşuyla başladı. 100’ün üzerinde Kürdistanlı ve dostlarının katıldığı toplantıya ilgi büyüktü.
Konuşmasını Kürtçe yapan ve ağırlıklı olarak “tecrit” ve “kayyum” uygulamalarına değinen Kürt kadın siyasetçi Zübeyde Zümrüt, “Kürdistan ve Ortadoğu’da Siyasi Durum” başlığıyla düzenlenen toplantıda son gelişmeler hakkında detaylı bir konuşma yaptı.

Kürdistan’ın dört parçasındaki durumu değerlendiren Zümrüt, KPD, Barzani, Rojava, Kobani, Erdoğan, Bahçeli, Avrupa, Türkiye, kayyum, Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit ve çözüm sürecine özellikle geniş yer ayırdı.
“Tecridi kıracağız”
Daha önce de sürekli konu üzerine açıklamalarda bulunan Zübeyde Zümrüt, bir kez daha altını çizerek devamla şunları belirtti: “Kürtler kendi ülkelerinde anadilleri ve özgür iradeleriyle dünyanın bütün onurlu halkları gibi yaşamak istiyorlar. Bu özgür yaşam istemleri ne yazık ki hep katliam ve baskılarla karşılık buldu. Özgürlük talepleri KDP şahsında somutlaşan ihanet çizgisiyle bitirilmeye çalışılıyor. Barzani ailesi kendi kişisel çıkarları için Güney Kürdistan’ı adeta Türk devletinin arka bahçesi haline getirmiş. Pêşmerge güçlerini iradesizleştiren Türk devleti, fiili olarak Kürdistan’ın güneyini işgal etmiş durumdadır. KDP de ihanetçi tavrı ile bu savaşın bir tarafı olmuş durumda. Özgür basın çalışanlarına yönelik katliamlar, sivillere yönelik saldırılar, orman yangınları ve her türlü siyasi baskılar bu konseptin birer parçasıdır.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit ve izolasyon politikaları ile özgürlük hayallerimizi yıkmak ve bizi önderliksiz bırakmak istiyorlar. Komploya yönelik en büyük cevap 25 yıldır İmralı adasında kesintisiz bir şekilde Abdullah Öcalan tarafından veriliyor. Bildiğiniz gibi 44 aydır kendisinden bir haber alınamıyor. Türk devleti tecrit politikasını halkımıza karşı bir tehdit unsuru olarak kullanıyor. İrademizi esaret altında tutarak şantaj yapıyor. Bize dayatılan bu teslimiyet politikalarını kabul etmediğimiz gibi hayatın her alanında buna karşı mücadelemizin de kesintisiz bir şekilde devam etmesi gerekiyor. Bu tecride karşı kıyameti koparmamız gerekiyor. Tecridin kırılması için başlatılan böylesi değerli bir kampanyanın amacına ulaşması için diasporada yaşayan halkımızın elini daha fazla taşın altına koyması gerekiyor.”
Avrupa Demokrat’a da konuşan Zümrüt, “Bahçeli devletin misyonunu yerine getiriyor” diyerek “Bu gelime Erdoğan ve devletten bağımsız değil” dedi. En son Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’e yönelik insanlık dışı uygulamayı da protesto ettiklerini belirten Kürt siyasetçi “Ahmet Başkan yalnız değildir ve sonuna kadar mücadele edeceğiz dedi. Kayyum uygulamalarının ilk kez “Kent uzlaşılarına” da yöneldiğini söyleyen Zümrüt “Bu uygulama bu alanda da ilktir; insan haklarına ve seçmen iradesine darbedir. Kürdistan’da kayyum uygulamalarına mücadele veren halklarımız, İstanbul’da da mücadelesini en üst düzeyde sürdürecektir” dedi. Çözüm süreci için de “Abdullah Öcalan halkın iradesi ve baş müzakerecidir” diyen Zümrüt, Öcalan’ın özgürlüğünün ne kadar hayati önem taşıdığının altını önemle çizdi.
Zümrüt, “KCDK-E olarak da 1-16 Kasım günleri arasında Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için seferberlik ilan ettik” diyerek, 16 Kasım’daki Köln yürüyüşüne güçlü katılım çağrısında bulunan siyaetçi. Bu nedenle dünya kamuoyunu, tüm uluslararası kurumları, sendikaları, partileri, aktivistleri, demokrasi ve insan haklarından yana herkesi ’26 yıldır süren tecrit, işkence ve hukuksuzluğa son verin’ diyerek, Köln merkezi yürüyüşüne aktif katılmaya çağırıyoruz.”
Ulm, Neu-Ulm ve geniş çevresinden katılımın olduğu, bu bölgenin örgütleme sorunları ve çözümleri üzerine de konuşulduğu halk toplantısı soru-cevap bölümüyle sona erdi.