Makaleler

Published on Ağustos 28th, 2025

0

Kürtlere karşı antidemokratik uygulamalar son bulmalıdır | Cumali Yağmur


Bu yazıda, Avrupa’daki Kürtlerin örgütlenmesi ve karşılaştıkları zorluklar üzerinde duracağım.

Avrupa’da örgütlenmenin farklılığı

Bazı Avrupa devletlerinde, demokratik sivil toplum anlayışı yerine Kürtlere karşı antidemokratik uygulamalar yapılmaktadır. Kürt hareketinin Avrupa’da yeni örgütlenmeye başladığı süreçte çok sayıda hata yapıldığını kendileri de dile getirmiştir. Ancak Avrupa’daki örgütlenme modelinin, Kürdistan’ın diğer parçalarındakinden farklı olduğu açıktır.

Birinci Dünya Savaşı sonrası dört parçaya bölünen Kürdistan’ın Türkiye, Suriye, İran ve Irak’taki parçalarında yaşayan Kürtler, bulundukları ülkelerde birbirinden farklı yaşamlar sürdürmüştür. Avrupa’daki yaşamın bambaşka olması nedeniyle Kürtler, başlangıçta hem birbirleriyle anlaşmakta hem de yeni topluma uyum sağlamakta büyük zorluk çekmiştir. Doğal olarak, Avrupa toplumlarının sivil örgütlenme anlayışına ayak uydurmakta da güçlük yaşamışlardır.

Yasaklar ve baskılar

Avrupa’daki örgütlenme sürecinde bazı yanlışlar yapılmış olsa da Avrupalı politikacıların Kürtlere karşı sert tutumları, PKK’nin yasaklanmasıyla yeni bir boyut kazanmıştır. PKK’yı “terörist örgüt” olarak tanımlayıp yasaklayan Avrupa devletleri, ona sempati duyanlara karşı da sert tedbirler almıştır.

Kürt hareketi öncüleri, her dönemde PKK ile bağları olduğu iddiasıyla tutuklanmış, hapse atılmış veya sınır dışı edilmiştir. Sınır dışı edilmeyenler ise her gün polise imza atmak zorunda bırakılmıştır. Türkiye, Suriye, İran ve Irak’ta Kürtlere yönelik baskılar, tutuklamalar ve idamlar sürerken; Avrupa’daki Kürt hareketinin bu olayları teşhir ederek kamuoyu yaratma çabaları da engellenmiştir.

Kriminalize etme politikası

PKK’nin özellikle Almanya’da yasaklanmasıyla birlikte Kürt hareketi kriminalize edilmeye çalışılmıştır. Böylece demokratik ve örgütsel çalışmalar yürütülemez hale getirilmiştir. Kendi ülkelerindeki baskıları protesto etmek isteyen Kürtler, her seferinde polis ablukasıyla karşılaşmıştır.

Abdullah Öcalan posteri taşıyanlara, “APO” sloganı atanlara veya üzerinde “Apo” yazılı tişört giyenlere polis derhal müdahale etmiş; bu materyallere el konulmuş, hatta tişörtler zorla çıkarttırılmıştır. Aynı zamanda, Kürt hareketi için mücadele eden Mehmet Çakaş’ın 28 Ağustos 2025 tarihinde sınır dışı edilecek olması da akıl almaz bir durumdur.

Avrupa’da polis devleti uygulamaları

Kürtler; Türkiye, Suriye, Irak ve İran’daki baskıları protesto etmek için yürüyüş yaptıklarında, polis sloganları ve pankartları kontrol etmektedir. Bu durum, Almanya’nın sivil topluma dayalı demokratik bir sistemi yokmuş da bir polis devletiymiş gibi hareket ettiğini göstermektedir.

Başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerinde burjuva demokrasisi, giderek Kürtlere karşı bir baskı aracına dönüşmektedir. Bu tutum, Kürtleri devlete karşı yabancılaştırmaktan öteye gitmemektedir.

Türkiye’nin dış politikadaki etkisi

Türkiye’deki gerici basın ile MHP ve AKP iktidarı, hem ülke içinde hem de dışında Kürtlere karşı düşmanca bir politika yürütmektedir. Bu politikanın Avrupa’daki uzantıları olan milliyetçi ve ırkçı gruplar, zaman zaman şiddete başvurarak Kürtlere saldırmıştır. MHP ve AKP’nin yurt dışındaki uzantıları da özellikle Almanya’da Kürtlere yönelik düşmanca tutumlarını sürdürmüştür.

Türkiye’nin konsolosluk ve elçilikleri, Avrupa’daki gerici, milliyetçi ve ırkçı grupları kışkırtarak olaylar çıkarmış; Kürt derneklerine ve yürüyüşlerine yönelik saldırılara zemin hazırlamıştır. Hatta bazı Kürt hareketi öncülerinin pasaportlarına konsolosluklarda el konulmuştur.

Kararlı bir mücadele

Tüm baskılara rağmen Kürt hareketi Avrupa’da dinamik bir şekilde örgütlenmiş, hiçbir zorluğa boyun eğmemiştir. Avrupa’da ikinci ve üçüncü kuşak Kürtler artık kalıcıdır. Kürtler, sadece kendi sorunlarını değil; Türkiye’deki ilerici güçlere, Alevilere ve diğer azınlıklara yapılan baskıları da gündeme taşımaktadır.

Bu kalıcılığı örgütlenerek ve kendi sorunlarına sahip çıkarak pekiştirmelidirler. Kürtler, Avrupa toplumlarının ayrılmaz bir parçası haline gelmiş; barış içinde bir arada yaşama iradesiyle Avrupa’nın demokratik geleceğine katkı sunmayı sürdürmektedir.


Cumali Yağmur – 28.08.2025

Tags:


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑