Feminizm

Published on Mart 10th, 2025

0

Frankfurt’ta “Eşit Bir Yaşam Mümkün” paneli düzenlendi

Haziran Kültür Evi’nin organize ettiği “Eşit Bir Yaşam Mümkün” başlıklı Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinliği, 8 Mart’ta Frankfurt’ta gerçekleştirildi.

Avrupa Demokrat (Frankfurt)

Etkinliğe yazar ve yönetmen Nezahat Gündoğan ile danışman ve sistemik terapist Sunay Çalışkan panelist olarak katıldı. Moderatörlüğünü Medine Durmann’ın üstlendiği panele, Frankfurt’taki birçok ilerici kurumun yanı sıra SKB, ADKH ve genç kadın örgütü ZORA da yoğun katılım gösterdi. Program, 8 Mart’ın kısa tarihçesi ve saygı duruşuyla başladı.

Nezahat Gündoğan: “Kadın sorunu değil, erkek egemen anlayış sorunu var”

Konuşmasında kavramların düşünce yapımızı şekillendirdiğine vurgu yapan Nezahat Gündoğan, kadınların yaşadığı sorunların temelinde erkek egemen anlayışın bulunduğunu belirtti. İlkel komünal toplumdan sınıfların ortaya çıkışına kadar uzanan süreçte, kadınlara tarihsel bir rol biçildiğini ifade etti. Kadınların iş hayatında yaşadığı sıkıntıların yanı sıra ev içinde görünmeyen emek sömürüsüne, cinsiyete dayalı baskıya ve şiddete maruz kaldığını vurguladı. Ancak toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı yükselen kadın özgürlük hareketinin de mücadeleyi sürdürdüğünü ekledi.

Savaşların kadınlar üzerindeki yıkıcı etkilerine değinen Gündoğan, Esad sonrası HTŞ’nin iktidara gelmesiyle birlikte “kadınlara özgürlük getirdiği” yönündeki manipülasyonlara dikkat çekti. Radikal İslamcı akımların özellikle Aleviler, Dürziler, Ezidiler, Ermeniler, Kürtler, Süryaniler, Çerkesler, Hristiyanlar, Rum Ortodokslar, İsmaililer ve Sünni laikler gibi kadim toplulukları tehdit ettiğini belirtti. Kadınlar ve çocukların bu süreçten en çok zarar gören kesimler olduğunu dile getirdi.

Savaşların erkekler tarafından yürütüldüğünü ve kadın bedenine yönelik baskının tarih boyunca baki kaldığını ifade eden Gündoğan, soykırımlar ve katliamlar döneminde kadınların maruz kaldığı şiddetin en çarpıcı örneklerinden birinin Ermeni kadınlar ve kız çocuklarına yönelik uygulamalar olduğunu söyledi. Dersim soykırımına da değinen Gündoğan, özellikle kız çocuklarının köklerinden koparılmasının bir asimilasyon politikası olduğunu belirtti.

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’un Colani ile tokalaşmasına ilişkin açıklamalarını eleştiren Gündoğan, Rojava savaşında kadınların savaşın öznesi ve belirleyeni haline geldiğini ifade etti. Kürt kadın hareketinin, cihatçı zihniyetin Rojava’ya girmesine izin vermediğini ve halkı bu barbarlığa karşı savunduğunu söyledi.

Son olarak, değişimin ve dönüşümün önce bireyde başlaması gerektiğini belirten Gündoğan, evde, kurumlarda ve yaşamın her alanında cinsiyet bilincinin geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.

Sunay Çalışkan: “Erkekler de ataerkil sistemin baskısı altında”

Pro Familia Frankfurt’ta danışman ve sistemik terapist olarak görev yapan Sunay Çalışkan, pratiğinde edindiği deneyimleri paylaştı. Erkek danışanların sayısının oldukça az olduğunu belirten Çalışkan, kendilerine daha çok genç kadınların başvurduğunu söyledi. Cinsel yönelim, cinsiyet rolleri ve kürtaj konularında yürüttükleri çalışmaların, bazı kurumlarla dönemsel sorunlar yaşamalarına neden olduğunu ifade etti.

Erkeklerin duygularını bastırmasının, toplumsal olarak dayatılan erkeklik rolleri nedeniyle birçok sorunu beraberinde getirdiğini belirten Çalışkan, ataerkil sistemin yalnızca kadınları değil, erkekleri de olumsuz etkilediğini vurguladı. Pro Familia’nın, kadınları kürtaj konusunda bilgilendirdiği için geçmişte Katolik kiliseleri tarafından hedef alındığını ve baskı altında bırakılmaya çalışıldığını hatırlattı.

Panelin sonunda dünya genelinde savaş, sömürü, işgal ve yükselen faşist gericiliğe dikkat çekildi. Kadın haklarına yönelik saldırılara karşı mücadelenin önemine vurgu yapılarak, kadın hareketinin güçlenmesi gerektiği belirtildi. Dünya kadın hareketinin çağrısıyla son yıllarda sendikaların da destek verdiği kadın grevi, emek mücadelesi açısından önemli bir kazanım olarak değerlendirildi. Almanya’da 8 Mart’ın tüm eyaletlerde ücretli izin günü olarak tanınması gerektiği de hatırlatıldı.

Genç kadın örgütü ZORA’dan bir temsilci, 8 Mart yürüyüşü sonrasında polisin saldırgan tutumuna dikkat çekti ve bir kadının gözaltına alınmaya çalışıldığını, ancak kararlı bir duruş sergilenerek arkadaşlarının polis elinden alındığını aktardı. Bu olay, mücadele ve dayanışmanın önemini bir kez daha ortaya koydu.

Etkinlik, Nilgün Köse’nin müzik dinletisi ve halaylarla sona erdi.

Tags: , , , , ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑