Yunanistan

Published on Temmuz 15th, 2024

0

CPT Raporu’nda, göçmenleri geri gönderen Yunanistan’a ağır eleştiri


Göç yollarında karşılaştıkları insanlık dışı uygulamalar yüzünden binlerce göçmen ya yaşamlarından oluyor ya da kaldıkları ülkelerin ırkçı ayrımcı uygulamalarına maruz kalıyorlar.

Savaş ŞAHİN

Silah tekellerinin Ortadoğu başta olmak üzere birçok coğrafyada yürüttüğü savaş ve onun sonucunda ülkelerinden göç etmek zorunda kalan yüzbinlerce mülteci, umut kapısı olarak geldikleri ülkelerde de yaşam mücadelesi veriyorlar. Göç yollarında karşılaştıkları insanlık dışı uygulamalar yüzünden binlerce göçmen ya yaşamlarından oluyor ya da kaldıkları ülkelerin ırkçı ayrımcı uygulamalarına maruz kalıyorlar.

Özellikle Avrupa’ya geçiş noktası olarak da bilinen Türkiye-Yunanistan hattında devletlerin uygulamaları, göçmenlerin yaşam hakkını ortadan kaldırıyor. Deniz yoluyla insan tacirlerinin elleriyle güvenliksiz bir şekilde botlarla sınırları aşmaya çalışan göçmenler, sert hava koşullarında kurtulsalar da Yunanistan-Türkiye-İtalya kıyılarında polisin operasyonları nedenleriyle yeniden ölümle yüz yüze kalıyorlar. Son yıllarda Yunanistan polisi tarafından kıyılara botlarla gelebilen göçmenleri, sulara yeniden yollayarak ya da Türkiye’ye geri göndererek yaşam haklarını ihlal ediyor.

Birçok göçmenin bu uygulama yüzünden hayatını kaybettiği benzer uygulamayı İtalya’nın da yaptığı biliniyor.

Mültecilerin haklarının giderek daha da kısıtlandığı, ırkçı ve ayrımcı yasa ve uygulamaların arttığı Avrupa’da Yunanistan’ın bu uygulamasına karşı AİHM’de açılan davalar sonuç verdi. Avrupa Konseyi ve CPT, bugüne kadar görmezden geldiği bu insanlık dışı uygulamaya dur demek zorunda kalarak, Yunanistan’ı uyardı ve uygulamaya son vermesini istedi.

Meriç ve Ege üzerinden göçmenleri Türkiye’ye zorla geri gönderen Yunanistan’a bu uygulamaya son vermesini isteyen Avrupa Konseyinin bu kararı Avrupa İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi (CPT) tarafından yayınlanan rapordan sonra oldu. CPT tarafından yayınlanan raporda, ‘pushbacks’ adı verilen göçmenlerin geri püskürtülmesi uygulamasına son verilmesi istendi. CPT tarafından yerinde yapılan denetimlerde ve görüştüğü birçok göçmenin verdiği bilgilerle ortaya çıkan raporda, polis veya kimliği belirsiz askeri kıyafetli maskeli erkekler tarafından yakalanan göçmenlerin insanlık dışı uygulamalara maruz kaldıkları ortaya çıktı. Ellerinin arkadan bağlanarak, diz çökerek veya yüzüstü yere yatırılarak saatlerce bekletilen göçmenler, bu işkenceli uygulamaya itiraz edenlere karşı sopa, tekme yumruk ile şiddeti daha da arttırdığı kaydedildi. Daha sonra kamyonlara doldurularak, bu kişiler tarafından Meriç nehri bölgesine bırakılıp, çıplak, tüm eşyalarına el konularak Türkiye tarafına zorla gönderildiği belirtildi. Ayrıca raporda, ‘kar maskeli’ kişilerin de yabancı uyruklu kişiler olduğu ifade edildi.

CPT, görüştüğü çok sayıda düzensiz göçmenin “polis memurları veya kimlikleri belirsiz askeri kıyafetli maskeli erkekler tarafından yakalanıp saatlerce tutulduğunu ve (kimilerinin) elleri arkadan bağlı diz çökerek veya yüzüstü yere yatırıldığını, böyle davranmayı reddedenlerin sopa, tekme ve yumruk ile dövüldüğü” aktardı. Kamyonlara doldurularak “siyah giysiler veya askeri üniformalı kişiler” tarafından Meriç Nehri havzasına taşınan göçmenlerden kimilerinin “giysilerinin çıkartıldığını söylediğini” belirten CPT, nehir üzerinden botlarla Türkiye’ye itilmeden önce her birinin para ve cep telefonu dahil tüm şahsi eşyalarına el konulduğunu kaydetti. CPT, kimi geri püskürtme operasyonlarının, bu iş için çalıştırılan “kar maskeli yabancı uyruklular” tarafından gerçekleştirildiğine dair bulgular olduğunu da not etti. Ege denizinde yakalanan göçmenlerin ise Yunan Sahil Güvenlik Muhafızları tarafından hızlı bir şekilde, ‘küçük güvenliksiz botlarla’ hiçbir açıklama yapmaksızın Türkiye’ye geri gönderildiği belirtilen raporda, görüştüğü bazı göçmenlerin verdiği bilgilerde, bu kar maskeli kişilerin kendilerini suların ortasına bıraktıklarını ifade etti.

CPT tarafından yayımlanan rapor üzerine AP aldığı kararla, Yunanistan’ın bu işkenceli geri gönderme uygulamasına son vermesi istenirken Atina tarafından rapora ilişkin verilen yanıtta, böyle bir uygulamanın olmadığı ifade edilerek iddiaları yalanladı. Ancak birçok uluslararası insan hakları kuruluşlarının geçmişte yaptığı açıklamalar ve yayınlanan raporlarla ortaya çıkan tablo hiç de Yunan Hükümeti tarafından ifade edildiği gibi değil.

Forensic Architecture adlı Londra merkezli bir kuruluş tarafından yapılan araştırmada, Mart 2000-2023 yılları arasında Yunanistan sahillerinde bu geri püskürtme adı verilen uygulamanın 2 bin 20 kez gerçekleştirildiği belirtiliyor. Toplam 55 bin 445 göçmeni kapsayan bu uygulama sırasında 24 göçmenin yaşamını yitirdiği 17 kişinin ise kayıp olduğu ifade ediliyor.

Tags: , ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑