İnsan Hakları

Published on Mayıs 21st, 2025

0

ATİK: Yüksel Koç’a Özgürlük!


Almanya’da 20 Mayıs 2025 tarihinde evi basılarak gözaltına alınan Kürt siyasetçi ve KCDK-E eski Eş başkanı Yüksel Koç için Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK) dayanışma ve mücadele çağrısında bulundu. Açıklama şu şekilde;

YÜKSEL KOÇ’A ÖZGÜRLÜK!

Avrupa’da yaşayan Kürdistanlıların, demokratik haklar mücadelesinde uzun zamandır aktif yer alan ve 2016-2023 yılları arasında KCDK-E eş başkanlığı yapan Yüksel Koç, 20 Mayıs tarihinde evine sabah saatlerinde evine yapılan baskınla gözaltına alındı. Yüksel Koç’un evi basıldıktan sonra 4 saat boyunca evde arama yapıldığı ve sonrasında tutuklanma talebiyle Karlsruhe’de mahkemeye götürüldüğü bilgisi paylaşıldı. Yüksel Koç’un gözaltına alınması Alman devletinin Kürtlerin demokratik mücadelesine yönelik düşmanca tutumunun bir parçasıdır.

Almanya’da Kürtlerin Örgütlenmesi Meşrudur, Kriminalize Edilemez!

Almanya’da Kürtlerin uzun yıllara dayanan demokratik örgütlenmeleri, 1993 yılından günümüze kadar sürekli yasaklamalarla karşı karşıya kalmıştır. Dernekler sürekli basılmış, federasyonlar yasaklanmış, yayın evleri basılarak yüzlerce kitaba el konulmuş, kültürel çalışmalar yürüten kurumlar sürekli basılarak yasaklanmış ve yüzlerce müzik eserine el konulmuştur. Binlerce defa yürüyüş ve mitingler yasaklanmış ve buralara katılanlara polis tarafından orantısız şiddet uygulanarak, birçok insan göz altına alınmıştır. Bu yasaklanma süreciyle birlikte her yıl bir düzine Kürt siyasetçi tutuklanıp, uzun yıllara varan cezalara çarptırılmıştır. Halen de birçok Kürt siyasetçi çeşitli hapishanelerde tutulmaktadırlar. Bu baskılar, Türk devletiyle karşılıklı bilgi alışverişi temelinde gerçekleştirilmiştir. Alman ve Türk istihbarat birimlerinin karşılıklı bilgi paylaşımı çerçevesinde, belgeler toparlanarak iddianameler hazırlanmıştır.  Birçok belgenin Türk devletinin Almanya’daki istihbarat birimleri tarafından kanunlar çiğnenerek toplandığı daha önce bir çok mahkeme süreçlerinde ispat edilmiştir.

Yüksel Koç Sürekli Hedef Gösterilmekteydi!

Yüksel Koç, Türk devleti tarafından sürekli hedef gösterilen bir Kürt siyasetçiydi. Önceki yıllarda kendisini öldürmeleri için MİT’den bir ekip gönderilmiş ve son anda bu ekip açığa çıkarılmıştır. Birçok defa basın yayın üzerinden teşhir edilerek, hedef gösterilmiştir. Aynı şekilde Alman devletinin de Yüksel Koç hakkında uzun yıllara dayalı bir kovuşturma olduğu bilgisi kamuoyuyla paylaşılmıştı. Yüksel Koç, Almanya’da Kürtlerin örgütlenme mücadelesinde büyük katkılar sunan bir emekçidir. Uzun yıllar Almanya federasyonlarının yönetiminde yer almış, sonrasında Avrupa merkezi örgütlenmesi olan KCDK-E’nin yönetiminde yer alarak Eş başkan olarak çalışmalarını sürdürmüştür.

Hakkında, Alman ceza yasasının 129 b paragrafı kapsamında PKK kadrosu olduğu iddiasıyla 4 Nisan 2025 tarihinde göz altı ve tutuklanma kararı alındığı avukatı tarafından kamuoyuna duyuruldu. Kürtlerin siyaset yapma, kendi dilini konuşma, kendi kültürünü yaşama ve demokratik hakları için mücadelesi yıllarca yasaklanmasına rağmen, bu yasaklar örgütlenmelerine engel olamamıştır. Yüksel Koç’un tutuklanması da bu mücadelenin gelişiminin önünde engel teşkil edemeyecektir. Uzun yıllara dayalı birleşik mücadelemizin gelişmesinde önemli katkılar sunan Yüksel Koç’un göz altına alınmasını ATİK olarak kınıyor, tüm yerli ve göçmen demokratik güçleri, bu tutuklanmaya karşı tavır alarak sahiplenmeye çağırıyoruz.

Yüksel Koç’a Özgürlük!

Baskıya, Sömürüye ve Faşizme Karşı Mücadele Meşrudur, Engellenemez!


Freiheit für Yüksel Koç!

Yüksel Koç, der sich seit vielen Jahren aktiv für die demokratischen Rechte von Kurdinnen und Kurden in Europa einsetzt und von 2016 bis 2023 Ko-Vorsitzender des KCDK-E war, wurde am Morgen des 20. Mai bei einer Razzia in seiner Wohnung festgenommen. Laut offiziellen Angaben wurde seine Wohnung vier Stunden lang durchsucht, bevor er dem Gericht in Karlsruhe mit dem Antrag auf Untersuchungshaft vorgeführt wurde. Diese Festnahme ist Ausdruck der repressiven Haltung des deutschen Staates gegenüber dem legitimen, demokratischen Engagement der kurdischen Bewegung.

Die Organisierung der Kurdinnen und Kurden in Deutschland ist legitim und darf nicht kriminalisiert werden!

Die traditionsreiche demokratische Selbstorganisation der Kurd*innen in Deutschland war seit dem Jahr 1993 immer wieder von staatlichen Repressionen betroffen. Es kam regelmäßig zu Razzien in Vereinen, Verboten von Organisationen, Durchsuchungen von Verlagen sowie zur Beschlagnahmung von Hunderten Büchern und Musikstücken. Auch Einrichtungen zur Pflege der kurdischen Kultur wurden wiederholt verboten. Tausende Demonstrationen und Kundgebungen wurden untersagt, die Polizei ging oftmals mit unverhältnismäßiger Gewalt gegen Teilnehmende vor, und zahlreiche Personen wurden festgenommen.

Jahr für Jahr wurden Dutzende kurdische Aktivistinnen und Politikerinnen inhaftiert und zu mehrjährigen Haftstrafen verurteilt. Viele von ihnen sitzen bis heute in deutschen Gefängnissen. Grundlage dieser Repression ist ein langjähriger Informationsaustausch zwischen deutschen und türkischen Sicherheitsbehörden. In zahlreichen Gerichtsverfahren wurde belegt, dass viele der erhobenen Dokumente und „Beweise“ unter rechtswidrigen Bedingungen von türkischen Geheimdiensten in Deutschland gesammelt wurden.

Yüksel Koç: Zielscheibe staatlicher Verfolgung

Yüksel Koç war stets ein Ziel staatlicher Verfolgung, sowohl durch türkische als auch durch deutsche Behörden. In der Vergangenheit wurde bekannt, dass der türkische Geheimdienst MIT ein Mordkommando auf ihn angesetzt hatte, das jedoch im letzten Moment aufgedeckt werden konnte. Durch mediale Diffamierungen und Veröffentlichungen wurde er wiederholt an den Pranger gestellt.

Öffentlich wurde außerdem mitgeteilt, dass deutsche Behörden seit längerer Zeit ein Ermittlungsverfahren gegen ihn führen. Yüksel Koç hat sich als engagierter Arbeiter für die kurdische Bewegung in Deutschland große Verdienste erworben. Er war viele Jahre in der Leitung verschiedener kurdischer Verbände aktiv und übernahm später die Ko-Leitung des mitteleuropäischen Dachverbands KCDK-E.

Sein Anwalt teilte mit, dass am 4. April 2025 ein Haftbefehl gegen ihn erlassen wurde – mit dem Vorwurf, Mitglied der PKK zu sein (§129b StGB). Trotz jahrzehntelanger Verbote, die Kurd*innen untersagen, ihre Sprache zu sprechen, ihre Kultur zu leben und sich politisch zu betätigen, lassen sie sich nicht vom Kampf für ihre Rechte abbringen. Auch die Inhaftierung von Yüksel Koç wird diesen Kampf nicht aufhalten.

Unsere Solidarität ist gefragt!

Als ATİK verurteilen wir die Festnahme von Yüksel Koç aufs Schärfste. Er hat einen wichtigen Beitrag zu unserem gemeinsamen, langjährigen Kampf gegen Unterdrückung, Rassismus und politische Verfolgung geleistet. Wir rufen alle demokratischen, fortschrittlichen Kräfte dazu auf, sich klar gegen diese Festnahme zu positionieren und Yüksel Koç aktiv zu unterstützen.

Freiheit für Yüksel Koç!

Der Kampf gegen Unterdrückung, Ausbeutung und Faschismus ist legitim – und unaufhaltsam!

ATIK- Konföderation der Arbeiter*innen aus der Türkei in Europa


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑