Makaleler

Published on Ekim 12th, 2025

0

İlk kez | İskan Tolun


Hızla değişen gündemi, sıkı takip etmektense, kitap okumayı daha uygun buldum. Hem, yoğunlukta vardı. Dolayısıyla iki duayenin eserlerine odaklandım bu ara; biri Kürt, diğeri de Türk: Cegerxwîn ile İsmail Beşikci. Gerçekten de bu ara, çok yoğundum. Evet, iki ayrı dilden, iki kitabı (Türkçe: Manzaradan Parçalar ve Kürtçe: Para Şêr) baskı aşamasına getirmek kolay olmadı; epey zamanımı aldı. Ama insan, her ne kadar yoğun da olsa, rutin işlerinden küçük bir değişiklik yapıp, zamanı planına göre ayarlarsa eğer, pek aksaklık yaşamaz, günlük işlere de yetişir, gündemide takip eder ve her koşulda okumaya da zaman ayırabilir. Ne de olsa gün-gece, yirmi dört saattir.

Evet, Cegerxwîn’in: Tarîxa Kürdîstan 3Împeratorîya Kurdî-Eyubî, adlı kitap ve İsmail Beşikci’nin: Kürtler ve Geleceğini Belirleme Hakkı adlı kitabını bir arada, paralel okuyorum bu ara. Değerli hocam, İsmail Beşikci sık sık, “Kürtleri yaz, Kürtçe yaz. Anadil çok önemlidir İskan. Kürtler çok acı çekti, hâlâ da çekmekte.” gibisinden, telkinler bulunuyordu hep.

Geçenlerde, o çok sevdiği Diyarbakır da, kendi belgeseli izlediği sırada çok ağır bir hastalık geçirdi, maalesef. Yaklaşık iki hafta şifa duaları ediyorduk ve çok şükür eski sağlığına kavuştu. Uzun bir ömür ve sağlık diliyorum!.. Ezilmiş halkların, İsmail hoca gibi, değerli bilim insanlarına ihtiyacı vardır; hele de bu son zamanlarda.

Ha, unutmadan, söyleyeyim: Yakında çıkacak olan Manzaradan Parçalar adlı kitabım, İsmail Beşikci hocama ithaftır.

(Weşanên Roja Nû: 48 / Stockholm – Bromma / SWEDEN / 275 pek)

Cegerxwîn ve İsmail Beşikci hoca yine denk geldi. Artık hep, iki kitabı bir arada, Türkçe ve Kürtçe paralel okuyorum ve anlaşılan bu duayenler daha çok kez, denk gelecekler. Zira, ikisinin eserlerini de severek, ilgiyle okuyorum hep. İlk önce değerli şair, tanınmış yazar Cegerxwîn’in kitabını anlatayım:

Cegerxwîn’in bu kitabı, bana bu kez çok ağır geldi ve ağır geldiği gibi de, ağır ağır okuyup anlamaya çalıştım. Hemen belirteyim, bu ağır kitabı yarıya getirene dek, iki Türkçe kitap devirdim ve bu, Beşikci hocanın kitabı, üçüncü kitaptır; Cegerxwîn’in kitabıyla yarışan.

Sanırım ilk baskıdır ve eski Kürtçe ile yazılmış. Umarım bu değerli eser günümüz Kürtçesinde de, yeniden basılır. Anadilde ilk kez, bu kadar kapsamlı bir tarih kitabını okuyorum. Evet, ağır bir kitaptır ama, okumaya da değer. Değerli yazar, tanınmış şair Cegerxwîn; yaşanmış yüzlerce olaya, savaşlara, katliamlara parmak basıyor bu kitapta. Haçlı seferleri de, kapsamlı bir biçimde anlatıyor ve bir o kadar da sebeplerini irdeliyor. Ve arada bir, seküler perspektiflerini de sunmaktan geri durmuyor. Hepsini anlatacak değilim elbett, ama, enteresan gelenlerden sadece bir tümceyi, Türkçeye çevirmeye çalışacağım:

“Almanlar ve Kürtler kuzendir. Hepsi de arî’dir (Alman û Kurd pismamên hevin, tevde arî ne,).” Diye, 119. Sayfaya düşündüren ilginç bir tümce aktarmış. Dolayısıyla kitap, her ne kadar tarihte yaşanmış savaşlara odaklı ise de, değerli şair birçok yerde böylesine güzel tümcelerle dünyaya dostluk mesajları veriyor. Başûr ve dünyanın gıpta ile baktığı Rojava’yı görmüş gibi de optimist.

Evet, Bakur / Êlih (Batman-Gercüş / 1903) doğumlu olsa da, uzun bir zaman Rojava’da; Amûdê, Qamîşlo gibi şehirlerde yaşadı. Daha sonra gittiği Schweden, Stockholm de (1984) yaşama veda etti. Nur içinde yatsın değerli şair!..

Mezkûr kitap, günümüz Kürtçesi ile basılırsa eğer, alır tekrar okurum. Zira anlamakta güçlük çektiğim birçok kavram ve kafamda soru işareti oluşturan birkaç konu var hâlâ. Ha, kitabın ön sayfasında, yayınevinin düştüğü önemli bir notu da aktarmakta fayda var diye düşünüyorum: “Değerli şaire, Cigerxwîn değil de, Cegerxwîn diye hitap edilmeli. Bu, ailesinin isteğidir.” Evet, Cegerxwîn!..

Şimdi de, İsmail Beşikci hocanın Kürtler ve Geleceğini Belirleme Hakkı başlıklı kitabına kısaca bakalım. Kısaca diyorum, çünkü, kitabın başındayım henüz, yeni yeni okumaya başladım.

(İsmail Beşikci Vakfı Yayınları / 1. Baskı. Kasım 2017 İstanbul / 424 Sayfa)

İsmail Beşikci hocanın, resmi ideolojiye karşı olduğunu bilmeyen yok ve anladığım kadarıyla yine Kürtler ve Kürdistan kitabın odak noktasındadır.

İsmail Beşikci hoca, bir Türk aydınıdır ve Kürt kimliği, dili, temel hakları üzerinde yaptığı bilimsel çalışmalarından dolayı, 17 yılı aşkın ceza yatmış, işkence görmüş, çok ağır bedeller ödemiş bir bilim insanı olduğu yakından biliniyor.

Söz konusu kitapta mola verdiğim 56. Sayfadaki tümceyi aktarayım ilk önce:

“Dünyada hiçbir ulus, Kürdler kadar ağır beldeller ödememiştir.” Diye yazmış ve haklarını savunarak devam ediyor. Enternasyonal devrimciler yakından biliniyor ama, ezen ulustan, ezilen ulusun temel haklarını bu kadar içten savunan başka bir bilim insanı var mıdır acaba bu dünyada? Diye kendi kendime sormaktan edemiyorum bazen. Kanımca bu soru, araştırılması gereken çok önemli  bir konudur.

Evet, ilk başta Kürtlerin ve daha sonra, bütün ezilmiş ve hâlâ ezilmekte olan azınlıkların, etnik grupların sorunlarını son derece nesnel bir biçimde dile getiriyor. Mezkûr kitapta, Êzîdîlerin sorunlarına da değinmiş; hatta sık sık. Aynı minvalde, Alevilerin sorunlarına da değinmiş. Beşikci hocanın; fermanlar furyasına uğramış Êzîdîleri ve tarih boyunca katliamlara maruz kalmış, Êzîdîlerle benzer kaderi paylaşan Alevileri de yazmış olması oldukça önemlidir. Özellikle Alevler için, bu ilk sayfalarda, çok değerli bilimsel tespitlerde, değerlendirmelerde bulunmuş. İsmail hocanın bu değerli eserini dikkatle okumaya çalışacağım.


İskan Tolun – 12.10.2025

Tags:


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑