Barışın adı ha… Terörsüz Türkiye olmuş ha.. Güvercin / Ergün Aslan
Mesih…
Sahte peygamber…
Cambaz…
Müritler…
Vatan hainleri…
Ohoo… Kürtler; söylenenlere, söyleyenlere, isimlere, zamana, mekana kafayı taksaydı…
Kürtler çoktan bu yolu geçti.
Kürtler çoktan gaz verilerek veya devrimci olmamakla tehdit edilerek Saraçhanelere koşturulanlar olmaktan da çıktı.
Kürtlere yapılan saldırılar artık vicdanları yaralıyor olsa da…
Ehh… Kürtler içinde geriye ne kaldı?
Sonra sonra canım…
Kürtler de bu “terörsüz Türkiye” işinin nasıl olacağını bilmiyormuş da,
Zihinleri de bulanıkmış da,
İmralı da sosyalizmi katlediyormuş da,
İmralı’ya bu işi tek başına bırakmak ne kadar da doğruymuş da…
Hani oradan canım.
Hadi oradan.
İrlanda örneği ortadayken,
Ve bilhassa ABD-Avrupa çıkarları uğruna, dünyanın her yerinde insanlığa gözlerini kapamış; Hindistan’daki Maoistler de canlarından vazgeçmiş, yerel halkların katledilmemesi uğruna, ateşkesten, barış görüşmelerinden başka ön şartları olmadan Hindistan faşist yönetimine yaptığı çağrıları da ortadayken…
Kim demiş Kürtlerin zihni bulanık diye?
Kim demiş İmralı’dan başka kimse neler istendiğini bilmiyor diye?
Her Kürde sorsanız, size ne istediğini tek tek söyler.
Her Kürde sorsanız, İmralı’nda ne istendiğini tek tek size sayar.
Her Kürde sorsanız, asıl dünyaya kimlerin gözlerini kapattığını, kimlerin öncülerinin de kadrolarının da söylediklerini, yaptıklarını kongrelerinde, partilerinde kaçırabilmek için kırk takla attığını da tek tek size anlatır.
Yoksa… yoksa… tüm bunları asıl görmek istemeyen, duymak istemeyen, konuşmak istemeyen sizler misiniz?
Sonra karşı taraf şunu yapıyormuş da, bunu yapıyormuş da, adım da atmıyormuş da…
Kime göre, neye göre?
Kürtlerin Saraçhanelerde gözükmeyen örgütlü mücadelesine düşman; ahlak ilkelerine uzak; Topal Osman sevdalısı İmam’ın, 35 yıl önce aldığı diploması hakkında Saraçhanelerin verdiği beraat kararına yakın olanlara dost…
CHP’nin, Sözcü’nün, Tele 1’in, Halk TV’nin, TÜSİAD’ın aleyhine olan belgelerin açığa çıkmasının zamanı da manidardır demeyeceğim.
Sonuçta şimdi, Kürtlere sosyalizmde başka kurtuluşlarının olmadığını dayatanların, fazla değil daha düne kadar partilerinin parçalanması pahasına Türkiye’nin koşullarının proleter öncülüğe – devrime müsait olmadığını, Rusya’daki 1905 Menşevik devrimi gibi koşullara sahip olduğunu öne sürerek veya öne sürmeyerek kader ortaklığı yapıp Dersimlerde – Saraçhanelerde uzun yıllar da dem haricinde kimlere göz kırptıkları da ortadayken…
Kimseyi, Kürtleri haksız suçlamaları konusunda kınamayacağım.
Kimseyi de, hele de ki inandıkları partiler çıkıp da…
Benim, öncü ve Komün; Komün ve öncü hakkındaki düşüncelerim budur.
Bu yüzden, bu arayış nedeniyle de…
Partili olmaktan gelen tüm anti-demokratik yetkileri elinde toplayan öncülerin, komünist yaşamı kişiliklerinde ve toplum içerisinde inşa edeceğine şartsız, koşulsuz, sadakatle inanan insanları…
Öncülerin toplumu dönüştürebilme kabiliyetine inandığı halde yine de öncülere şartsız, koşulsuz, sadakatle inanmayan insanlara kırdırmayacağım (veyahut da kırdıracağım) demedikleri sürece…
Bireyler de, partilerinin bu belirsizliği ya da bu zemindeki tartışmaları nedeniyle de (tarihlerinde görüldüğü gibi) hızla parçalanmaları karşısında, çoğu zaman bilmeden, kendilerinin ve inandıkları partilerinin de ideolojilerini katlediyorken;
Bireylerin çıkıp da; aslında İmralı’nın öncü ve Komün hakkındaki arayışı da, kendilerinin ve partilerinin öncü ve Komün hakkındaki arayışlarından pek farklı olmadığı halde, yine de “İmralı sosyalizmi öldürüyor” diye suçlamalarına da asla kızmayacağım.
Herkesi vicdanlı olmaya ve tartışmaların daha ahlaki, daha sonuç alınır bir hale gelmesi için, ilk önce kendi karakterlerinde, sonra da kendi bahçelerinde olup bitenleri görmeye, değerlendirmeye davet edeceğim.
Forum: Ergün Aslan – 08.07.2025

























































