EMEP, işçilerle hazırladığı kanun teklifini partilerle görüşecek
Emek Partisi “Barajsız sendika, yasaksız grev, güvenceli iş” kampanyası kapsamında işçilerle hazırladığı kanun teklifini, ortak sunmak için Meclisteki partilerle görüşecek.
Duygu Ayber Gültekin – Evrensel
Emek Partisi (EMEP) “Barajsız sendika, yasaksız grev, güvenceli iş” kampanyası kapsamında, işçilerle birlikte hazırladığı İş Kanunu, İş Mahkemeleri Kanunu ve Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nda değişiklikler yapılmasına dair kanun teklifini perşembe günü Meclisteki partilerle görüşecek.

Bugün Türkiye’de sendikalaşma anayasal bir hak olmasına rağmen bu hakkını kullanan işçiler işten atmalardan, polis müdahalesine kadar çeşitli engellerle karşılaşıyor. Sendikalaşma hakkı her ne kadar yasa da yer alsa da işçiler fiilen sendikalaşamıyor.
Ocak ayında başlatılan “Barajsız sendika, yasaksız grev, güvenceli iş” kampanyasıyla ülke genelinde grev ve direnişteki işçilerle, sendika yöneticisi ve uzmanlarıyla, akademisyen ve gazetecilerle buluşan EMEP, bu buluşmalardan çıkan talepleri yasa teklifi haline getirdi. EMEP Milletvekilleri İskender Bayhan ve Sevda Karaca, teklifin ortak sunulması için perşembe günü muhalefet partileriyle görüşecek. 15-16 Haziran direnişlerinin yıl dönümünde teklifi sunmaya hazırlanan milletvekilleri, CHP, DEM Parti, İYİP, Yeni Yol gruplarıyla ve TİP’le görüşecek.
İşçi buluşmaları, kurultaylar ve toplantılarda şekillendi
EMEP ocak ayından bu yana kampanya kapsamında işçi havzalarında sendika ziyaretleri, işçi buluşmaları, toplantılar, kurultaylar, direniş alanlarında eğitim çalışmaları, iş yeri gezileri ve sosyal medya etkinlikleriyle kampanyayı işçilere ulaştırdı. Aynı zamanda çalışma yaşamını ilgilendiren konularda çalışmaları olan akademisyenlerin, sendika uzmanlarının ve hukukçuların da katkılarıyla işçileri bilgilendiren materyaller hazırlandı.
Çok sayıda işçi sendikasının genel merkezleri ve şubelerinin destek verdiği kampanya, ocak ayı sonunda Kocaeli Çayırova’da grevde olan Green Transfo fabrikası önünde geniş bir katılımla başlatılmış, pek çok iş koluna ulaştırılmıştı. İş yerlerinde sendikalaşmanın önündeki engellerin konuşulduğu ve işçilerin taleplerini bizzat kendilerinin formüle ettiği
kampanyayla bu taleplerin gündeme alınması ve işçilerin taleplerinin karşılanması için bir kanun teklifi hazırlandı. Teklif binlerce imzayla Meclise getirilecek. Emek Partisi milletvekilleri, partilerle yaptıkları görüşmelerde kampanya hakkında bilgilendirme yapıp bu teklifi Meclis gündemine ortak bir biçimde getirmeyi önerecek.

Teklifte ne var?
Kampanya kapsamında sendikalarla yapılan toplantılarda öne çıkan sorunların başında baraj geliyor. 12 Eylül Darbesi sonrasında çıkarılan yasalarla getirilen ikili baraj sistemine göre bir iş kolunda örgütlenirken yetki alabilmek için Türkiye genelinde o iş kolunda çalışan işçilerin tamamının yüzde 1’inin üyeliği gerekiyor. Kanun teklifinin gerekçesinde bunun dünyada örneğinin olmadığı ve sendikal örgütlenmenin önünde büyük bir engel olduğu örnekleriyle anlatılarak bu barajın kaldırılması öneriliyor.
Sendikaların iş yerlerinde yetki aldıktan sonra, patronların sendikalılığı engellemek üzere hukuka aykırı ve keyfi şekilde Çalışma Bakanlığının verdiği yetki belgesine itiraz etmesi ve böylece toplu iş sözleşmesi (TİS) yapılmasının engellenmesi de gündemde. Teklif metninde, yetki itirazlarının TİS sürecini durdurmamasının yanında, itiraz olması durumunda işçilerin oylama yaptığı referandum yöntemi öneriliyor. Geçmiş yıllarda da uygulanan ve yasalaştırılması için çalışmalar yapılan bu yöntemin işçi iradesinin doğrudan temsilindeki önemi vurgulanıyor.
Yürütmeye verilen grev yasağı ve ertelemelerinde de değişiklik öneren metinde; grev yasaklarının tamamen kaldırılması, grev ertelemesi için de sıkı şartlar getiriliyor. AKP iktidarı 2003-2024 yılları arasında 22 grevin ‘milli güvenliği bozduğu’ gerekçesiyle yasaklandığı ve 200 binden fazla işçinin doğrudan etkilendiğine dikkat çekilen metinde bu konuda karar verme yetkisi Cumhurbaşkanı’ndan alınarak TBMM’ye veriliyor.
İşçilerin özellikle sendika üyesi olmaya başladıktan sonra tazminatsız bir şekilde işten atıldığına vurgu yapılan teklifte; patronların tek taraflı beyanıyla işleyen iş sözleşmesinin feshi uygulamalarına son verecek katı kurallar getirilerek iş güvencesinin etkin uygulanmasını sağlayacak bir dizi madde teklif ediliyor. Mevcut yasada var olan sendika temsilcilerinden farklı olarak iş güvencesinin yanında çalışma koşullarını da denetlemeye yetkili olan ve işçiler tarafından seçimle belirlenen “işçi temsilciliği” ve “işçi temsilcileri kurulu” öneriliyor. Son dönemde sayısı artan iflas, konkordato gibi süreçlerde işçilerin haklarını alamadan işlerinden edilmelerine de değinilen kanun teklifinde, işçilik alacaklarında devletin garantör olması da düzenleniyor.
‘Meclis, işçilerin ortak iradesini görmeli, gereğini yerine getirmeli’
Emek Partisi Milletvekili Sevda Karaca, kampanyanın bu aşamasıyla ilgili şunları dile getirdi: “Emek Partisi olarak, işçi sınıfının en temel haklarını hedef alan yasaklara, baskılara ve güvencesizliğe karşı uzun süredir sürdürdüğümüz ‘Barajsız sendika, yasaksız grev, güvenceli iş’ kampanyamızın yeni bir adımına geldik. Bugün işçilerin hak arama mücadelesi her sektörde, her şehirde yankı buluyor. Bu sesi, Meclis kürsüsüne taşımanın sorumluluğu ile hazırladığımız yasa teklifini, emekçilerin ortak iradesi olarak muhalefet partileriyle paylaşmaya başlıyoruz.
Bu teklif, yalnızca bir yasal düzenleme değil, işçilerin direnişlerinden, grev çadırlarından, sendikal mücadelelerden yükselen taleplerin ifadesidir. İş kolu barajlarının kaldırılması, grev yasaklarına son verilmesi, sendikal yetki süreçlerinin işveren inisiyatifinden çıkarılması ve iş güvencesinin gerçek anlamda sağlanması; bugünün değil, on yıllardır ertelenen taleplerin karşılık bulması gerekir.
İşçileri grev hakkından mahrum bırakan, sendikalı oldukları için işten atan, yargıyı işveren lehine araçsallaştıran kıyım düzenine karşı, bu teklif, işçi sınıfının taleplerini merkezine alan bir mücadele çağrısıdır. Bu çağrının hayat bulması için bütün işçileri, sendikaları, emekten yana olduğunu ifade eden, sendikal haklardan taraf olan milletvekillerini birlikte hareket etmeye çağırıyoruz. Bu teklif sadece bizim değil, binlerce işçinin ortak mücadelesinin ürünüdür.
15-16 Haziran direnişlerinin mirasına sahip çıkarak, bu yasa teklifini bu büyük mücadelenin 55. yıl dönümünde Meclise sunmak istiyoruz. Bu teklifin muhalefetin ortak imzasıyla sunulmasını önemsiyoruz. Teklifin Meclis gündemine alınıp alınmamasını belirleyecek olan şey yalnızca siyasi partilerin tutumu değil, asıl olarak işçilerin kararlı duruşu olacak. Bu teklifin genel kurula gelmesini sağlayacak olan şey, işçilerin hak mücadelesini ülkenin dört bir yanında büyütmesi, taleplerinin arkasında durması ve gündeme alınması konusunda ısrar göstermesidir. Bu mücadeleyi işçilerle büyütmeye kararlıyız. Meclis işçilerin ortak iradesini, taleplerini görmeli ve gereğini yerine getirmeli.”

























































