Yeni Zelanda: Parlamentoda haka gösterisi yapan Māori milletvekillerine ihraç cezası
İKTİDAR VEKİLLERİ HAKA GÖSTERİSİNDEN KORKMUŞ – Baskıcı göçmenlik yasa tasarısını protesto için parlamentoda haka gösterisi yapan Te Pāti Māori milletvekilli Hana-Rāwhiti Maipi-Clarke 7 gün, partinin liderleri Debbie Ngarewa-Packer ve Rawiri Waititi 21 gün ihraç edildi.
Perşembe günü Yeni Zelanda Parlamentosu’nda yapılan oylamada milletvekilleri, bir yasa tasarısını protesto için geleneksel Māori haka gösterisi yapan iki milletvekilinin 21, bir milletvekilinin yedi gün süreyle görevden uzaklaştırılmalarını kararlaştırdı.
Te Pāti Māori milletvekilli Hana-Rāwhiti Maipi-Clarke yedi gün yasaklanırken partinin liderleri Debbie Ngarewa-Packer ve Rawiri Waititi’ye 21 gün yasak getirildi. Yeni Zelanda Parlamentosu’nda şimdiye kadar bir milletvekiline verilen en ağır uzaklaştırma cezası üç gündü.
Neyi protesto ediyorlardı?
Yeni Zelanda’da Te Pāti Māori milletvekillerine uzaklaştırma cezası verilmesine neden olan haka gösterisi, 2023’te parlamentoda kabul edilen Yeni Göçmenlik Yasa Tasarısı’na (Immigration Amendment Bill) yönelik bir protesto kapsamında gerçekleşmişti. Tasarı, Yeni Zelanda vatandaşlığı olan kişilerin bile, geçmişte işledikleri suçlar gerekçesiyle sınır dışı edilmesini kolaylaştırıyor; özellikle Avustralya’dan sınır dışı edilenler için daha sıkı denetimler öngörüyordu. Māori milletvekilleri düzenlemeyi, Māori topluluklarını orantısız biçimde hedef aldığı ve sömürgeci geçmişin devamı olduğu gerekçesiyle protesto etmişlerdi.
Protesto dünya çapında manşetlere taşındı ve parlamentoda, milletvekillerinin eylemlerinin sonuçlarının ne olması gerektiği ve Māori kültürünün parlamentodaki yeri hakkında aylarca süren gergin tartışmalara yol açtı.
Cezanın ağırlaştırılmasının gerekçesi
Nisanda bir parlamento komisyonu, milletvekillerinin haka gösterisi için değil, bu gösteri sırasında genel kurulda tasarıyı savunan vekillerin üstüne yürüdükleri için cezalandırılmaları gerektiğine karar verdi.
Komisyon başkanı Judith Collins, milletvekillerinin davranışlarının aşırı, yıkıcı ve potansiyel olarak korkutucu olduğunu söyledi.
7 gün ceza alan 22 yaşındaki milletvekili Maipi-Clarke, perşembe günü bu tanımlamayı reddederek yasa koyucuların yerlerinden kalkıp karşıtlarına yaklaştıkları halde bir yaptırımla karşılaşmadıkları örnekleri hatırlattı. Görevleri askıya alınan vekiller Māori oldukları için kendilerine daha sert davranıldığını söylediler.
Maipi-Clarke milletvekillerine “Bu Meclise sessizlerin sesi olmak için geldim. Buradaki gerçek sorun bu mu?” diye sordu: “Buradaki gerçek korkutma bu mu? Sesimiz bu ev için çok mu yüksek?”
Haka gösterisi gerçekten korkutucu mu?
Haka parlamentoda ve parlamento dışında giderek Yeni Zelanda yaşamının önemli bir parçası olarak karşılanıyor. Esasen kutsal ilahilerden oluşan haka jestleri izleyiciye bir meydan okuma ifadesi olarak görünebilse bile şiddet içermez.
Haka, Māori savaş dansıdır. Vücutla ritmik ses çıkarma, sert bakışlar, dil çıkarma ve tehditkâr jestlerle yapılır. Tarihsel olarak hasmı sindirme amacı taşır. Aynı zamanda toplumsal dayanışma, yas, kutlama ve saygı ifadesi olarak da kullanılır.
Parlamentoda yapılan haka gösterisinin -bazı milletvekilleri ve medya tarafından- “korkutucu”, “saygısız” veya “şiddet çağrıştırıcı” olarak nitelendirilmesi, genellikle Māori kültürünün bağlamından koparılarak “tehditkâr” olarak çerçevelenmesiyle ilişkili ve bu da sömürgeci algı kalıplarının sürmekte olduğunu gösteriyor.
Yaptırımlar nasıl oylandı?
Māori milletvekillerine verilecek cezaları tartışan parlamento komitesi, oybirliğiyle karar vermişti. Ancak genel kurulda milletvekilleri haka protestosu konusunda keskin bir şekilde bölünmüştü ve ceza sürelerinin uzaması hükümetin oy çokluğuna sahip olması sayesinde gerçekleşti.
Koalisyon hükümetindeki partilerden biri askıya alma sürelerinin daha uzun olmasını isterken komisyona Māori partisi milletvekillerinin hapis cezasına çarptırılmasının mümkün olup olamayacağını sormuştu. Muhalefet çoğunluysa bir günü aşan herhangi bir yasağı reddetti.
Māori’ler kim?
Māoriler, Yeni Zelanda’nın yerli halkıdır. Polinezya kökenli olan Māori ataları, 13. yüzyıl dolaylarında Büyük Okyanus’tan Aotearoa’ya (Yeni Zelanda) göç etmişlerdi. Te Reo Māori denilen dilleri, ve kendilerine özgü kültürleri, toplumsal yapıları ve dünya görüşleri var.
Māoriler, özellikle 19. yüzyıldan başlayan İngiliz sömürgeciliğiyle sistematik haksızlıklara maruz kaldılar. Māori kabileleri ve Britanya Kralllığı arasında imzalanan 1840 Waitangi Antlaşmasıyla, kısa sürede ihlal edildi, kapsamlı bir toprak gasbı yaşandı.
Te Reo Māori’nin kullanımı uzun yıllar yasaklandı. Kültürel pratikleri aşağılandı veya bastırıldı. Modern dönemde Māori halkı, konut, eğitim, sağlık ve istihdam gibi göstergelerde ciddi eşitsizliklerle karşı karşıya kaldı. Ceza rejiminde Māori’ler orantısız tutuklama ve hapisle karşı karşıya kalıyorlar.
Māoriler 1867’den bu yana Yeni Zelanda parlamentosunda dört ayrı seçim bölgesinden gelerek yer alıyor. 1970’lerden bu yana Māori siyasal bilinci canlanıyor. Te Pāti Māori gibi partiler, sadece hak talebinde bulunmakla kalmıyor, aynı zamanda koalisyon hükümetlerinde de yer alıyor.
Te Pāti Māori, 21. yüzyılda hem Māori halkının temsilcisi hem de Yeni Zelanda’da ırksal adalet mücadelesinin sembolü haline geldi.
(bianet – AEK)

























































