Makaleler

Published on Kasım 2nd, 2025

0

Sosyalist forum üzerine | Ziya Ulusoy


Kürt Özgürlük Hareketi’nin başka bir kulvarda olduğu belirtilerek faşizme karşı mücadelede önemi bir yana bırakılıyor. Geniş Kürt emekçi kitlelerinin onyıllar içinde kazandığı antifaşist bilinç ve KÖH’nin dirençliliğinin yeni durumda kitle mücadelelerinde faşizme karşı oynayacağı rolü küçümsemek ağır yanılgı.

Bağımsız devrimci siyasetin gerekliliği ve olanakları forumunun canlı bir ilgi uyandırdığı anlaşılıyor.

Bu canlılık elbette ihtiyaçtan kaynaklanıyor.

Sosyalist hareket başlıca bileşenleriyle sürece yayılarak adım adım gerçekleşen bir nevi yenilgi aldı.

Sosyalist hareketin radikal kesimi, sol kendiliğindenci bir rotada yürüyerek, işçi sınıfı ve ezilen kesimlerin kitlelerinden koptu. Faşizmin saldırılarına karşı kahramanca mücadelesine rağmen kitlelerle kopmaz bağlar kurmanın ve onları kendi deneyimleriyle devrimci amaç ve politikaların doğruluğuna inandırmanın temel önemini kavrayamadı. Kitlelerle bağ kurabilme ve devrimci mücadeleye seferber edebilme yeteneğini de yitirdi.

 Aralarındaki farklılıklarla bu çizgide yürürken sonuçta geniş emekçi kitleleri şovenizm ve politik islamcılık ile sosyal demokratların etkisine, kendi hata ve eksiklikleri nedeniyle de, nesnel olarak bırakmış oldu. Üstelik burjuva partiler ve akımlardan bağımsız bir politik çizgi izlemesine rağmen, mücadeleye seferber etmedeki hataları/çizgisi nedeniyle kitleleri burjuva akımlara bırakan sonuca katkıda bulundu.

Sosyalist hareketin yasallıkla sınırlayan kesimi ise, faşizme karşı mücadelede işçi sınıfı ve ezilenlerin kitlelerini seferber etmede pasifist çizgide yürüdü. Hatta bu kesime dahil bazı partiler bu tarz bir çalışmadan uzak kalmayı tercih ettiler. Eğitimli kesimler arasında kadrosal hareket olarak kalma tarzını karekteristik özellik olarak benimsediler. Bu kesim kemalist burjuva akımın ve sosyal şovenizmin etkisini yayan ideolojik çizgisiyle de zarar verdi.

Kitleler içinde çalışmada olanları ise faşist saldırganlık karşısında pasifizmi eldeki gücü korumanın aracı yapan bir çizgide kaldılar. Kitleselleşmede zayıf kaldıkça sosyal demokrasiyle ittifakı önemseyen politika izleyerek bağımsız çizgiden sağa saptılar.

Sonuçta her iki kanadıyla bu kesim, sağ kendiliğindencilikle, kitleleri politik islamcı, şovenist ve sosyal demokrat burjuva akımlara bıraktı.

2015’teki İslamcı-Türkçü faşizmin kurucu yoğun terörüne karşı, radikal devrimci mücadele büyük bölümü Kürt Özgürlük Hareketi ve kısmen de sosyalist hareket tarafından yürütülürken, antifaşist hareketin bütünüyle omuzlanan kitlesel eylemler dehşet saçan kitlesel katliamlarla kırıldı.

Antifaşist kitle, bunun da sonucu olarak parlamenter burjuva liberal değişimle faşizmden “kurtuluş” beklentisine daha fazla kapıldı. Faşizmin yeni bir saldırısı karşısında 19 Mart’ta barikatları aşan öfkeli girişkenliği bu imkanı korumanın aracı olarak ama burjuva muhalefeti aşan girişkenlikle gerçekleştirdi. Fakat sosyalist hareket örgütlü güç birikiminin ve kitlelerle bağlarının zayıflığı nedeniyle, Türkiye alanındaki antifaşist kitlenin yeniden büyük bölümüyle burjuva parlamenter liberal muhalefetin hegemonyasına girmesini önleyemedi.

Faşizme karşı mücadele Saray faşizmini yıkma ve halkçı bir iktidar kurma kararlılığında ısrar etmeli. Mücadelenin faşizmi gerileten mevzi kazanımları bu devrimci amaca tabi kılınmalıdır.

Bu mücadelede kitlesel eylemleri geliştirmek esastır. Bir araya gelerek, birleşik örgütlülüğü tepeden tabana örerek ama esasen işçi sınıfı ve ezilen kitleleri işyerleri, işçi havzaları ve emekçi semtler, okullar temelinde çalışmayla, güncel taleplerle eylemlere seferber ederek faşizme karşı mücadelede gerçek ve kararlı bir odak yaratabilinir. Burjuva kesimlerden bağımsız devrimci çizgi korunabilinir. Sosyalist hareket kitleselleştirilebilir.

Forum’da belirtildiği gibi sosyalist hareket bu mücadeleler içinde gelişerek, yeniden şekillenerek, aynı çizgide birleşenlerin aynı örgütlerde birleşmesiyle kendisini yenileyebilir.

Sosyalist Forum’da çoğunlukla vurgulandığı gibi işçi sınıfını faşizme karşı seferber etmek ve sosyalizm bilincini/örgütlülüğünü geliştirmek baskın rol oynayacak.

Sosyalist Forum’da faşizme karşı diğer demokratik dinamikleri seferber etmenin önemi de ele alınıyor. Fakat başlıca halkçı antifaşist dinamiklerin önde geleni olan Kürt Özgürlük Hareketi’nin (KÖH) başka bir kulvarda olduğu belirtilerek faşizme karşı mücadelede önemi bir yana bırakılıyor. Geniş Kürt emekçi kitlelerinin onyıllar içinde kazandığı antifaşist bilinç ve KÖH’nin dirençliliğinin yeni durumda kitle mücadelelerinde faşizme karşı oynayacağı rolü küçümsemek ağır yanılgı.

İşçi sınıfı ve sosyalist hareketin asıl amacı elbette sosyalizmdir. Güncelde antifaşist mücadele öne çıksa da sosyalizm için mücadele bilinciyle işçi sınıfı kitlelerini ve öne çıkan devrimci ögeleri eğitmek/örgütlemek sosyalizme geçişin temel öncülü ve hazırlık gücüdür. Faşizmi yıkma ve halkların devrimci iktidarını kurma kararlılık ve ısrarının güvencesidir.

Ülke ve enternasyonal mücadele deneyimlerini devrimci eleştirinin yenileyici gücünden geçirerek gelişmeyi ısrarla gerçekleştirmek sosyalist hareketin kararlı tarzı olması dileğiyle.


Seçtiklerimiz: Ziya Ulusoy – Yeni Özgür Politika – 01.11.2025

Tags:


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑