Makaleler

Published on Ekim 26th, 2025

0

Sibel Özbudun ve Temel Demirer’e selam | Adil Okay


40 yıllık kesintisiz mektup zinciri: Sibel Özbudun ve Temel Demirer’e selam!

Temel Demirer, sürgün okulunun ve zindanın rahle-i tedrisinden geçmiş bir yazar. Bu süreçten edindiği derin deneyimlerle, 40 yılı aşkın süredir tutsaklarla dayanışma içinde olan bir aydın. Yüzlerce tutsak için bir moral kaynağı ve destek odağı olan Temel Demirer ile yolum Paris’te, sürgün ortamında kesişti. Onu, elinde bir tomar zarf, posta pullarını yapıştırırken tanıdım. 12 Eylül tutsaklarına, Türkiye’nin tüm cezaevlerine bıkmadan, usanmadan moral mektupları yazarken ve postalarken… Kimi zaman pul parası bulamadığına tanık oldum. Kimi zaman da benim gibi, Paris’in, o renkli, o sözüm ona zengin kentin ortasında yiyecek ekmek bulamaz halde. Tuvaleti, banyosu olmayan çatı katı odalarında kesişti onunla yolum. 16 metre karede en az dört kişi yattığımız günlerde.

Sonra dosyaları kapanır kapanmaz ülkeye döndü Demirer. Bıraktığı yerden devam etti mücadeleye ve tutsaklarla yazışmaya hiçbir zaman ara vermedi.

Demirer’in 40 yıllık mektuplaşma serüveni, Antropolog yazar Dr. Sibel Özbudun ile yol arkadaşı olduktan sonra daha da yoğunlaştı. Özbudun, Demirer ile yollarının kesişmesinden çok önce politik tutsaklarla yazışıyordu. Onun da tutsaklarla dayanışma tarihini 1980’li yıllara kadar izleyebiliyoruz. Demirer ve Özbudun bir araya geldikten sonra sadece bir mektup köprüsü kurmakla kalmadılar; uzun yıllar boyunca (ülke içinde ve dışında) hapishane temalı yüzlerce panel ve etkinlikte konuşmacı olarak yer aldılar. Tutsakların kitaplarına yazdıkları tanıtım yazılarının sayısı ise sayılamayacak kadar çoktur. Ayrıca Özbudun bizim (Görülmüştür Kolektifi’nin) hapishane temalı kitaplarımıza önsözler yazarak da değerli katkılar sundu.

Demirer ve Özbudun’un tutsaklarla kurduğu dayanışma ağı hem nicelik hem de nitelik açısından dikkat çekicidir. Onların birlikte hapishanelere yolladıkları ve hapishanelerden aldıkları mektupların sayısı binlerle ifade edilmektedir. Bu mektuplar, tutsaklara moral vermenin ve dışarıyla bağ kurmalarını sağlamanın en temel araçlarından biri olmuştur. Keza tutsaklara ulaştırdıkları kitap sayısı, yüzlerle değil, binlerle ifade edilen rakamlara ulaşmıştır. Bu çaba, hapishanelerin zorlu koşullarında tutsakların entelektüel ve ruhsal gelişimine katkıda bulunmayı amaçlamıştır. Ancak onlar bu dayanışmanın karşılıklı olduğunu her vesile ile ifade etmişlerdir. Tutsakların direnişlerini minnetle ve hayranlıkla izlediklerini dile getirmişlerdir.

Özbudun’un ifadesiyle: “Tutsakların F Tiplerinde, Kuyu Tiplerinde sürdürdükleri direnç mücadelesi, onların çıplak aramalara, kelepçeli muayenelere, sürgünlere, infaz yakmalara, keyfi yasaklara karşı sürdüre geldikleri onur mücadelesi bizim de umudumuzu besliyor… Biz de onlardan moral alıyoruz.”

Özbudun ve Demirer, “Görülmüştür kolektifi” gibi dayanışma yapılarıyla da omuz omuzadır. Bu kolektif ile aynı bakış açısıyla Eşit ve Kapsayıcı yaklaşımla tutsaklarla dayanışma yürütmektedir. Onlar sınıf, kimlik ve/veya çevre mücadelesi yürütürken hapse düşen tüm tutsaklarla eşit bir dayanışma içerisindedir. Sol sosyalist ve Kürt yurtsever tutsaklar arasında Temel ve Sibel’i tanımayan neredeyse yoktur. Bu durum, dayanışma çalışmalarının geniş bir çevre tarafından kabul gördüğünün ve etkili olduğunun bir göstergesidir.

Temel Demirer’in ve Sibel Özbudun’un 40 yıla yayılan tutsaklarla dayanışma mücadelesi, sadece kişisel bir fedakârlık değil, aynı zamanda hapishane duvarlarının ötesine ulaşan güçlü bir moral ve destek hareketidir. Sürgün ve hapis deneyimlerinden beslenen bu direniş, mektuplar, kitaplar ve örgütlü dayanışma ile binlerce tutsağın yaşamına dokunmaya devam etmektedir.

Sibel Özbudun ve Temel Demirer, bu alandaki çalışmalarıyla Türkiye’deki sol sosyalist ve yurtsever grupların da takdirini kazanmışlardır. 10-20-30 yıl sonra hapishaneden çıkan tutsaklar onları ziyaret edip vefa göstermeye devam etmektedir.

Sonsöz

Velhasıl Kimisi slogan üretir, şiir yazar. Kimisi sadece slogan atar, şiir okur. Kimisi attığı sloganı ve okuduğu şiiri yaşar. Bunların hepsini birden yapmayı, yani Sibel Özbudun ve Temel Demirer gibi olmayı da herkesten bekleyemeyiz. Tabi bir de slogan atmaya ve şiir okumaya korkanlar da vardır. Oysa Özbudun ve Demirer o muhalif sloganları onların, yani susturulmuş, sindirilmiş, umudunu kaybetmiş büyük çoğunluğun mutluluğu için atmakta, o kitapları onlar için yazmakta ve kent kent, ülke ülke dolaşıp konuşarak onlara ışık saçmaktadır.

Marifet iltifata tabidir.

Özbudun ve Demirer’e selam olsun.


Adil Okay – 26.10.2025

okayadil@hotmail.com

Tags: , ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑