Suriye

Published on Temmuz 17th, 2025

0

People‘s Bridge: Suriye için “tek millet, tek ordu, tek hükümet” mi?

Demokratik Suriye Güçleri (SDG) Genel Komutanı Mazlum Abdi, geçen hafta Dış İlişkiler Eşbaşkanı İlham Ahmed ve sözcüler Foza Yusuf ile Abid Hamid Mihbaş ile birlikte Şam’daki Tişrin Sarayı yerleşkesinde cihatçı lider Golani ile bir görüşme gerçekleştirdi. 

ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Ortadoğu Özel Temsilcisi Tom Barrack ile Fransa’nın temsilcisi Jean-Baptiste Faivre de görüşmeye katıldı. 

Bu görüşmenin amacı, 10 Mart’ta yapılan anlaşmadan bu yana askıya alınan Özerk Yönetim ile HTŞ (Heyet Tahrir el-Şam) hükümeti arasındaki müzakereleri yeniden başlatmaktı. 

Birçok medya kuruluşu, toplantının gergin atmosferine dikkat çekti. Bir gün sonra, ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack bu haberleri doğruladı. Tom Barrack, ABD emperyalizminin Suriye (ve Ortadoğu) geleceğine dair mevcut planlarını açıklayarak büyük bir tartışma yarattı. ABD emperyalizmi, yeni İslamcı ortağı yönetiminde merkeziyetçi bir çözüm öngörüyor. Bununla ilgili şiarları: “Tek millet, tek ordu, tek hükümet.” 

Batı, ortağı Golani ve HTŞ’nin geçmişi ve bugünüyle ilgilenmiyor. Zira HTŞ, “ödevlerini” yapmış, iç pazarını Batılı yatırımlara açmış, ABD ile petrol anlaşmaları yapmış ve bölgesel partneri olan İsrail’in Suriye topraklarını hiçbir engel olmadan ilhak etmesine izin vermiştir. 

Bunun karşılığında, HTŞ hükümeti tüm cihatçı üyeleriyle birlikte tanınıyor, aklanıyor ve terör listelerinden çıkarılıyor. Suriye’ye yönelik yaptırımlar ise yavaş yavaş kaldırılıyor. 

HTŞ, zamanla Batı için güvenilir bir partner olduğunu kanıtladı ve bu nedenle gerici programı tüm Suriye’ye yayılmak isteniyor. 

Kürtler, Dürzîler, Alevîler ve LGBTI+ bireyler bu süreçte ihanete uğruyor. Bu halklar, Baas rejiminin gerici diktatörlüğünden doğrudan bir sonraki cihatçı diktatörlüğe sürüklenmek isteniyor. Kürt halkının ulusal haklarının, Dürzîlerin ulusal ve inançsal haklarının, Alevîlerin inanç özgürlüklerinin tanınmadığı, kadınların siyasete katılımının reddedildiği, LGBTI+ bireylerin yok sayıldığı bir zorbalık rejimi, asla “ilerleme” olarak sunulmamalıdır. 

HTŞ’nin nasıl bir yönetim tarzı benimsediği, yılın başında Alevîlere yönelik gerçekleştirdiği pogromlarla zaten ortaya kondu. Şu anda ise Dürzîler, bu gerici şiddetin hedefinde. 

Batılı emperyalistler, bu katliamların suç ortağıdır; çünkü HTŞ’ye destek vererek bu saldırıları onaylıyorlar. 

Sıradaki hedef Rojava olacak. Tom Barrack, bu konuda yaptığı açıklamalarda çok açık konuştu. HTŞ yönetimi, Özerk Yönetimi ve SDG’yi birlikte ortadan kaldırmak istiyor. 

Tüm ilerici güçlere çağrımızdır: Hem Suriye halkları hem de Kuzey ve Doğu Suriye’deki demokratik özerk yönetim ile kadın devrimi büyük bir tehlike altındadır. 

ABD, HTŞ’nin tek başına iktidarı ele almasını ve halkları kendi çıkarları doğrultusunda ezmesini istiyor. 

Dünyanın, Demokratik Özerk Yönetimi tanıması bir öncelik hâline gelmelidir. 

Özerk Yönetim, demokratik yapısıyla farklı halkların eşit bir şekilde kendi yönetimlerini nasıl kurabildiklerini etkileyici bir şekilde göstermiştir. 

Kadınları ataerkinin zincirlerinden kurtarmış ve onlara eşit bir yaşam olanağı sunmuştur. 

Suriye halkları ancak bu yolla birleşebilir. 

Rojava devrimini korumak ve onun konumunu güçlendirmek için mücadele etmek, her ilerici gücün görevidir. 

People‘s Bridge 


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑