Paris’te Arif Çelebi ile “Kürt Ulusal Mücadelesi ve görevlerimiz” paneli düzenlendi
Fransa’nın başkenti Paris’de Marksist Teori yazarı Arif Çelebi’nin panelist olarak katıldığı etkinlikte, “Kürt Ulusal Mücadelesi ve Görevlerimiz” konusu tartışıldı.
Atılım Paris
AVEG KON a bağlı ACTIT’te yapılan panel, Roboski katliamı yıl dönümünde hesap sorma bilincinin hâlâ dip diri tutulması gerektiği hatırlatıldı ve sömürgeciliğe karşı özgürlük ve sosyalizm mücadelesinde şehit düşenler için yapılan saygı duruşuyla başladı.
Marksist Teori yazarı Arif Çelebi sunumunda ilk başta Kürt Sorununun teorik çerçevesini çizdi. Kürt sorunun tarihsel olarak hangi koşullarda ortaya çıktığını anlattı. “Kürtlerin ulusal varlığının inkar edildiği, imha saldırılarıyla yok edilmeye çalışıldığı için bu sorun ortaya çıktı. Kürdistan sömürgeci boyunduruk altında tutulduğu, Kürdistan dörde bölündüğü, Kürtler örgütlendikleri ve isyan ettikleri için Kürt Sorunu varlığını sürdürüyor” dedi.
Çelebi, Kürdistan’ın dört parçasındaki durumu anlattı ve tarihsel arka planına değinerek devam etti. Dört parçada sömürgeciliğe karşı mücadele edildiğinin altını çizdi.
Konuşmasının ikinci bölümünde komünistler bakımından ulusal kurtuluş mücadelesiyle kurulan ilişkinin stratejik yaklaşımlarının bir yansıması olduğu vurgulandı. “Nesnel koşullar komünistler bakımından koşulsuz olarak yansımasını bulmuştur. Kürdistan’da ulusal mücadele ön plandadır. İki durum karşısındaki tutum birbirinden farklıdır. Ya devrimci bir hareket vardır ve siz onunla ittifak kurarsınız. Kürdistan’dan başlayan bir ulusal kurtuluş hareketi varsa onu Batıdaki işçi-emekçi mücadelesiyle birleştirmek görevi vardır. Ya da devrimci bir ulusal hareket yoktur ve komünist hareket ulusal çelişkilere karşı devrimci bir mücadeleyi büyütme görevini de yürütmelidir” vurgusunu yaptı.
Devamında “Bir parçada verilen mücadele dört parçada egemenlerin, sömürgecilerin müdahalesi ve konusu haline geliyor. Kürdistan’daki her türlü gelişim dört parçada yansımasını buluyor. Ulusal bilinç hiç olmadığı kadar güçlenmiş durumda, bir parçada yaşayan Kürtler artık başka bir parçadaki gelişmeyi kendi gündemi olarak görüyorlar. Egemenleri ve sömürgecileri korkutan da budur. Bunu bekaları için en büyük sorun olarak görüyorlar. Şimdi yok etmeye çalıştıkları işte bu durumdur” dedi.
Çelebi, “mevcut koşullar içinde Kürt ulusal sorununun dünyanın başka yerlerindeki, Cezayir, Vietnam ve diğer örneklere benzemiyor. Cezayir sorunu doğrudan Fransız işçi ve emekçilerinin gündemi olmayabiliyor. Oysa Kürt sorununda şovenizmin etkisi Türk işçi ve emekçilerini zehirliyor” dedi.
Rojhılat’ta İran’ın iç dinamiğine bağlı gelişmeler olabileceği vurgulandı.
Panelin ikinci bölümü Kürt ulusal demokratik hareketinin içine girdiği yeni yönelimler karşısında komünistlerin artan görevlerine dair vurgulara odaklandı. Komünist hareketin aynı zamanda ulusal kurtuluş mücadelesi de vermesinin güncel görevlerine dair örnekler verilerek konu açıldı. İdeolojik mücadelenin artan ihtiyaçlarına vurgu yapıldı, komünistlerin bu çerçevede görüşlerini önceki dönemlerde olduğu gibi şimdi de açık şekilde ortaya koyduğu ifade edildi. İdeolojik mücadele yanında politik görevlerin artarak önümüze geldiği, Kürdistan’daki her gelişmeye karşı söz söyleme ve eylemli duruş göstermenin önemine vurgular yapıldı.
Çelebi, “Sömürgeciler bakımından Kürt sorununun beka sorunu olarak görüldüğü, Kürdistan’ın her hangi bir parçasındaki kazanımların engellenmeye çalışıldığı, adına süreç denilen görüşmelerde AKP- MHP temsilcilerinin ve faşist devlet adına konuşanların Kürdistan’ın dört parçasında silahlı mücadeleye son verilmesini isteyerek asıl amaçlarını dışa vurduğunu, yurtsever hareketin tüm örgütlenmelerini dağıtmasını dayattığının bilindiği” ifade edildi.
ABD emperyalizmin de özerk yönetimin entegrasyon adı altında yok edilmesini hedeflediğine işaret edildi. Ayrıca Türk devletinin Şeh Maksut ve Eşrefiyle mahallerini kuşatma ve provokasyon saldırılarını bizzat yönettiği, bu saldırıları Rojava devrimine saldırmanın vesilesi haline getirmeye çalıştığı söylendi. Rojava’nın tüm bunlara karşı direndiği, büyük bir direniş gösterildiği söylendi. “Bugün bu direnişin etrafında kenetlenmek gerekiyor” denilerek sokakta Rojava halkıyla dayanışmanın önemine vurgular yapıldı.
Panelin son bölümü soru ve cevap biçimde gerçekleştirildi. Katılımcılar konuya dair görüşlerini paylaştılar ve sorular sordular. Canlı tartışmalarla panel sonlandırıldı.

























































