Panel: Tecavüzün savaş silahı olarak kullanılması
ZORA ve SKB Paris örgütlenmeleri “Tecavüzün Savaş Silahı Olarak Kullanılması” başlıklı paneli gerçekleştirdi.
Atılım Paris
Panel, ZORA Paris örgütünün tecavüzün savaş silahı olarak kullanılmasıyla ilgili sunumu ile başladı. Sunumda ZORA Paris adına konuşan genç kadın, “Dünya çapında pek çok sömürgeci, emperyalist savaşın hüküm sürdüğü, dünyanın üçüncü bir emperyalist savaşa hazırlandığı ve emperyalist Avrupa ülkelerinin savaş hazırlıklarını ile militarizmi güçlendirdiği bir dönemde, kadınların ve LGBTI+ bireylerin savaştan en çok etkilenen gruplar olduğunu kendimize hatırlatmalıyız.” dedi.
“Emperyalist ve sömürgeci savaşlarda en çok acı çekenler kadınlar, LGBTİ+ bireyler, işçi sınıfı ve yoksullardır. Ancak bu grup içinde özellikle kadınlar daha fazla mağdurdur. Kadınlar, özellikle işçi sınıfından olanlar, savaşın yol açtığı ekonomik yıkım ve cinsel şiddetin korkunç sonuçlarıyla karşı karşıyadır.” sözleri ile devam etti.
Panelin önemli noktalarından biri hapishanelerdeki devrimci kadınlara karşı mücadeleden uzaklaştırma aracı olarak tecavüzün, şiddetin kullanılması oldu. SKB Paris sözcüsü, “gözaltında veya hapishanelerde kadınlara yönelik tecavüz işkencesi kadın bedeni üzerinden uygulanan bir cinsel politikadır. Kadını aşağılayarak iradesizleştirmek hedeflenirken diğer yandan başkaca kadınlara da mesaj verilmektedir. Garipe Gezer tam da bu nedenlerle tecavüz işkencesine maruz kalarak katledildi.” sözleri ile hapishanelerdeki mücadeleye ve kadınların gördüğü şiddete dikkat çekti.
Kürt halkına karşı yapılan saldırılarda da tecavüzün bir silah olarak kullanıldığını belirten sözcü, “politik mücadele içerisinde yer alarak öncüleşen kadınlara uygulanan cinsel şiddet esasen Kürt kadınlarının iradesini teslim almayı hedeflemiştir. Bu yolla faşist Türk sömürgeciliğine karşı mücadele istekleri kırılmaya çalışılmıştır. Asker ve kurucuların tecavüzüne uğrayan Kürt kadınlarının teşhiri ile ortaya çıkan bu saldırılar azımsanmayacak kadar çoktur” dedi.
SKB sözcüsü bu saldırı yönetiminin sadece politik kadınlara doğru bir saldırı olmadığını ve herhangi bir sivil kadının da başına gelebileceğine dikkat çekti. Gündelik yaşam içerisinde olan kadınların durumunu anlatan Sözcü, Rojin Kabaiş cinayetine örnek verdi.
Panel’de konuşan Rosa temsilcisi, İran ve Afganistandaki duruma değindi. 1979 İran devriminden sonra nasıl tecavüzün sistematik olarak kadınlara dönük bir silah olarak kullanıldığını ve bu durumun Jina Amini’nin katledildilmesinden sonra tecavüz vakalarının arttığını, fail erkeklerin sistematik olarak korunduğunun altını çizdi.
Enternasyonal kadın birlikleri ve toplantılarının önemine değinen Sözcü, “savaş şiddetinin olduğu her yerdedayanışma ağları örgütlemeyiz.” Diyerek konuşmasını sonlardı.
Panel, sorulara verilen yanıtların ardından bitirildi.
























































