Maraş’ta başlamadı bu hikâye – Çorum’da da bitmedi
Önce fısıltılar dolaştı mahallelerde.
Ağızdan ağza yayılan,
ne olduğunu bildiğimiz
ama durduramadığımız cümlelerdi bunlar.
“Silahlanıyorlar” dediler.
“Tehlikeliler” dediler.
Korku bilinçliydi artık.
Ne söylendiğini anlıyorduk.
Ne yapılmak istendiğini seziyorduk.
Maraş’ta evler işaretlendi.
Çorum’da sokaklar bölündü.
Mahalleler birbirine düşman edildi.
İnsan, komşusuna yabancılaştı.
Sonra o soru çıktı karşımıza.
Bu kez bir çocuğa değil,
hayatı yeni yeni omuzlamaya başlayan
bir gence sorulan soru:
“Alevi misin?”
Maraş’ta bu sorunun cevabı ölüm oldu.
Çorum’da da.
Ben o sorunun sorulduğu yaşlardaydım.
1962 doğumluydum.
Ne olup bittiğini anlayacak yaştaydım.
Korkunun ne demek olduğunu,
ölümün ne kadar yakın durduğunu
biliyordum.
Gençliğim,
kimliğimin hedefe konduğu yerde yaralandı.
O gün ölmedim belki,
ama içimde bir şey
orada kaldı.
Maraş’ta insanlar,
annesinin babasının cansız bedeniyle
aynı evde günlerce saklandı.
Sessizlik, hayatta kalma biçimi oldu.
Çorum’da biz,
sokaklardan cesetler toplanırken
yaşamanın ne kadar kırılgan olduğunu öğrendik.
Gençtik ama masum değildik artık.
Çünkü ölüm,
çok yakınımızdaydı.
Aynı korku vardı.
Aynı çaresizlik.
Aynı suskunluk.
Ve sonra yine aynı şey oldu:
Hiçbir şey olmadı.
Failler korundu.
Suçlular cezalandırılmadı.
Dosyalar kapandı,
hafızalar kapanmadı.
Devlet baktı.
Sustu.
Görmezden geldi.
Adalet,
Maraş’ta da
Çorum’da da
enkazın altında bırakıldı.
Bu yüzden Maraş bir “geçmiş” değil.
Bu yüzden Çorum sadece bir “olay” değil.
Çünkü biz biliyoruz:
Cezasızlık, katliamın devamıdır.
Bugün hâlâ Aleviler hedef gösteriliyorsa,
bugün hâlâ kimlikler tehdit sayılıyorsa,
bugün hâlâ cümleler “ama” ile başlıyorsa;
sebebi Maraş’la, Çorum’la, Sivas’la
gerçek bir yüzleşmenin
hiç yaşanmamış olmasıdır.
Ben Çorum Katliamı’nın tanığıyım.
Maraş’tan sağ kalanların anlattıkları
benim hafızama yabancı değil.
Çünkü yaşadığımız şey
aynı karanlığın farklı şehirlerdeki yüzüydü.
Sebep aynı.
Zihniyet aynı.
Soru aynı.
Dün Maraş’ta soruldu.
Çorum’da soruldu.
Bugün başka kelimelerle,
başka biçimlerle
hâlâ soruluyor.
Biz unutmadık.
Çünkü hatırlamak,
insan kalmanın son yoluydu.
Çünkü unutmak,
katliamın devamıdır.
Hasan Aygün
1962 doğumlu
19.12.2025 – Hanau
(Çorum Katliamı Tanığı)
























































