LeMan dergisine yönelik saldırılara tepkiler: “Gerçek laiklik yakıcı bir ihtiyaç”
İBDA/C bağlantılı Büyük Doğu Akıncıları Derneği’nin çağrısıyla LeMan Dergisi’nin İstanbul Beyoğlu’nda bulunan bürosuna gerçekleştirilen saldırıya ilişkin birçok kişi ve kurum açıklamada bulundu.
İBDA/C bağlantılı Büyük Doğu Akıncıları Derneği’nin çağrısıyla LeMan Dergisi’nin İstanbul Beyoğlu’nda bulunan bürosuna gerçekleştirilen saldırıya ilişkin birçok kişi ve kurum tepki açıklamalarında bulundu.
“Sivil görünümlü korkuluklar”
Emek Partisi Antep Milletvekili Sevda Karaca’nın paylaşımı şu şekilde:
“Devletin seyirci kaldığı Sivas Katliamı’nı unutmadık. O gün binbir yalan ve kışkırtmayla, devlet gözetiminde otelin kapısına dayandılar, bugün mizah dergisinin kapısına… Her muhalif kesime yasaklı olan caddede ellerini kollarını sallayarak şeriat sloganları atanlar birkaç ‘cüretkâr münferit’ değil, iç cepheyi korkuyla ve saldırganlıkla tahkim etmek isteyenlerin sivil görünümlü korkulukları. Ve bir kez daha görüyoruz: Laiklik sadece bir ilke değil, halkın can sigortasıdır. Sigorta atarsa, böyle karanlıkta kalırız.”
“Gerçek laikliğin egemen olduğu bir Türkiye ihtiyacının ne kadar yakıcı olduğunun göstergesidir”
Emek Partisi İstanbul Milletvekili İskender Bayhan’ın açıklaması şu şekilde:
“Aile Bakanı Leman dergisinde çıkan karikatürü provokasyon ilan edip linç çağrısı yapıyor. İçişleri Bakanı hukuktan bahsedip, dergiyi nifak tohumu ilan edip, karikatüristin ters kelepçeyle gözaltına alınma videosunu paylaşıyor. İstiklal Caddesi’nde “şeriat isteriz” diye estirilen terör, yapılan bu açıklamaların kime cesaret verdiğinin açık kanıtıdır. 2 Temmuz Sivas Katliamı’nın 32. Yıl dönümüne saatler kala yaşanan bu tablo, hala taze olan acıların sorumlusu olan zihniyetin güncel bir dışa vurumudur. Leman dergisi tarafından yapılan açıklamada dini değerlere karşı saygısızlık yapılmadığı ve buna izin verilmeyeceği vurgulanarak “protesto eden iyi niyetli kardeşlerimizi bizi doğru anlamaya çağırıyoruz” deniyor. Bu açıklamaya rağmen sürdürülen bu linç tutumunu kınıyoruz. Hiçbir gerekçe İstiklal Caddesi’nde yaşanan taşlı-sopalı saldırıları ve atılan “Yaşasın Şeriat” sloganlarını haklı kılamaz! Bütün bunlar, demokratik hakların ve gerçek bir laikliğin egemen olduğu bir Türkiye ihtiyacının ne kadar yakıcı olduğunun bir göstergesidir.”
“Gerici saldırıları püskürtmek için demokrasi ve laiklik mücadelemizi büyütelim”
Emek Gençliği’nin sosyal medyadan paylaşmış olduğu mesaj şu şekilde:
“GERİCİ SALDIRILARA GEÇİT VERMEYELİM!
LeMan Dergisine yapılan gerici şeriatçı ve gerici saldırı gelişen toplumsal mücadelenin tüm alanlarına yapılan açık bir tehdittir.
1 Mayıs’ta işçilere, 8 Mart’ta kadınlara, Onur Yürüyüşü’nde LGBTİ’lere yasaklanan sokaklar, şeriat sloganları atan bir avuç gericiye açılıyor.
2 Temmuz Madımak Katliamı’ndan iki gün kalmışken kolluk eşliğinde gerçekleşen saldırı alenen devlet izniyle olduğunu bizlere gösteriyor.
Ne Filistin’de süren soykırımı durdurmak için ne de kıtlıkla boğuşan Gazze için ABD elçiliğinin önüne gidebilen, halk düşmanlığı dışında hiçbir şeyde görünmeyen, iktidarın sokağa saldığı şeriatçı çetelere bu memleketi bırakmayacağız!
Yaratılmak istenen karanlığı ve gerici saldırıları püskürtmek için demokrasi ve laiklik mücadelemizi büyütelim!”
“Nasıl bu tehtidlerin hesabını sormazsınız?”
1993 yılında Madımak Katliamı’nda babası Şair Metin Altıok’u kaybeden Eski CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok Akatlı ise sosyal medya hesabından şu cümleleri kaydetti:
“Leman dergisine yönelik saldırı ülkemizin yakın tarihinin en büyük acılarını bize yaşatanların orta çağ karanlığını hissettiriyor. Bu sloganları, bu saldırganlığı, bu tehditleri ve bu müdahalesizliği 2 Temmuz 1993’ten tanıyoruz. Aradan geçen 32 yılda adaleti bulamayan katliamın katillerini salıverip ödüllendirenler daima teşvik ettikleri nefret kültürüyle her yanlış anladığını, her beğenmediğini, her istemediğini öldürmeyi kendine hak gören bu korkunç güruhun yanında. Leman dergisi gerekli açıklamayı yapmış. Ne duyan var, ne dinleyen! Velev ki ortada bir ayrımcılık var, hakaret var, istismar var buna karar verme yetkisi, cezalandırma iradesi bu linç kültürünün gözü dönmüşlerine mi düşer?! İstiklalde kadın eyleminde, onur yürüyüşünde, hak arayışında, adalet talebinde yoldan geçene bile uygulanan müdahale neden bu güruhu dağıtmak için kullanılmıyor? İki gün sonra 2 Temmuz!!! Görüntüler kan donduruyor. Yaşananların bir adım sonrasını biz biliyoruz, hala yaşıyoruz. Vebalinden kaçamazsınız. “O bina yanacak” diyorlar! Nasıl dağıtmaz, nasıl bu tehditlerin hesabını sormazsınız?!”
“Yeni katliamlara izin vermeyeceğiz”
Türkiye İşçi Partisi sosyal medya hesabından şu cümleleri paylaştı:
“İktidar destekli yobaz bir gürühun Leman dergisi binasına ve İstiklal caddesindeki yurttaşlarımıza dönük fiziki saldırısı hiçbir koşulda kabul edilemez. Kolluk kuvvetleri çevredeki insanların güvenliğini sağlamalı, saldırıda bulunanlara dönük işlem yapılmalıdır. Ayrıca iktidar sözcüleri ve kamu yöneticileri saldırıları meşrulaştıran ve toplumsal barışı bozabilecek nitelikteki açıklamalarına derhal son vermelidir. Yetkililere, yurttaşların can ve mal güvenliğini sağlamaları yönündeki temel görev ve sorumluluklarını hatırlatıyor, Madımak Katliamı’nın yıl dönümü olan 2 Temmuz yaklaşırken “Ya onlar ölecekler, ya biz öleceğiz” diyerek yeni katliamlara zemin hazırlayanlara izin vermeyeceğimizi ilan ediyoruz.”
“Memleketimizi karanlığa teslim etmeyeceğiz”
SOL Parti’nin mesajıysa şu şekilde:
“Gerici güçler tarafından “yakalım” ve “ölüm” çağrıları eşliğinde gerçekleştirilen saldırılara karşı Leman Dergisi’nin yanındayız. Memleketimizi gerici karanlığa asla teslim etmeyeceğiz.”
“Laikliği ve Düşünce Özgürlüğünü Savunacağız!”
Sanat Fabrika, Taksim’deki LeMan Kültür’e yönelik gerçekleşen gerici saldırıya ilişkin açıklama yayımladı. Açıklamada, saldırının sadece mizah ve sanata değil; düşünce özgürlüğüne ve ülkenin dört bir yanında yükselen toplumsal mücadelelere yönelik bir tehdit olduğunu belirtti.
Sanat Fabrika, 1 Mayıs’ta işçilere, 8 Mart’ta kadınlara ve Onur Yürüyüşü’nde LGBTİ’lere yönelik yasaklar gibi uygulamaların gericiliğe alan açtığını belirterek, iktidarın bu tutumunu eleştirdi. Charlie Hebdo saldırısını da hatırlatan Sanat Fabrika, dünyanın farklı noktalarında organize edilen benzer gerici saldırılara karşı düşünce özgürlüğünü, demokrasiyi ve laikliği savunmaya devam edeceklerini söyledi.
Açıklamanın sonunda “Doğaya, Sanata, İnsanlığa Özgürlük!” çağrısı yapıldı.
“İçişleri Bakanı’nı yasalara uymaya çağırıyoruz”
İnsan Hakları Derneği ise şu mesajı paylaştı:
“Leman dergisinde yayımlanan bir karikatürü çizdiği iddia edilen kişinin gözaltına alınma görüntülerinin İçişleri Bakanı tarafından yaygınlaştırılmasını ve bu gözaltı sırasındaki muamelenin meşru gösterilmesini kınıyoruz. Bizler insan hakları savunucuları olarak, ifade özgürlüğünün ve işkence ile kötü muamele görmeme hakkının temel bir insan hakkı olduğunu her zaman savunduk. Kaldı ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti gerek kendi iç hukuku gerekse taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ile hem ifade özgürlüğünü yazılı olarak kabul etmiş, hem de işkenceyi yasak bir yöntem olarak iç hukukuna yansıtmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Anayasası’nın 90. maddesi ile iç hukuk ile uluslararası hukukun çatışması durumunda uluslararası hukukun esas alınacağını kendi iç hukukunda güvence altına almıştır. Her ne kadar pratikte bu kural çoğu zaman uygulanmasa da, bugün bu kurallara en çok uyması gereken kişi olan İçişleri Bakanı’nın bu paylaşımını son derece tehlikeli buluyoruz. Gözaltına alınan kişiye — hem de hiçbir direnç göstermemişken — kötü muamele uygulanmış; ters kelepçe takılarak ve yerlerde sürüklenerek gözaltına alınmıştır. Bu görüntüler İçişleri Bakanlığı tarafından da meşru kabul edilerek kamuoyuna servis edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin iç hukuku, taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve BM Mandela Kuralları bu tür görüntülerin yayınlanmasını yasaklamaktadır. Bu nedenle tüm kamuoyunu, özellikle ifade özgürlüğü konusunda, birbirlerinin değerlerine saygı göstermeye ve hassasiyetle yaklaşmaya davet ediyoruz. İçişleri Bakanı’nı ise işkenceyi ve kötü muameleyi meşrulaştırabilecek bu tür görüntüleri yayınlama konusunda bir kez daha düşünmeye ve yasalara uymaya çağırıyoruz. Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde hala devam etmekte olan olaylar sebebiyle, yetkilileri telafisi zor durumların yaşanmaması için gerekli önlemleri almaya ve sorumlu davranmaya davet ediyoruz.”
“Bakanlar hakim kesilmiş, hüküm veriyor”
DEM Parti Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ise Bakan Ali Yerlikaya’nın ters kelepçeli gözaltıyı paylaştığı videoyu alıntılayarak, şunları yazdı:
“LeMan dergisinin karikatüründe sembolik bir anlatım var, bir hakaret veya küfür yok.
Protesto hakkı herkes için olabilir ama asıl problem linç girişimi!
Ali Yerlikaya ve diğer Bakanlar hakim kesilmiş, hüküm veriyor, kötü muameleyle gözaltını övüyor!” (Evrensel)

























































