Katiline benzemek çok nadir bir durum olsa da… – Gül Güzel
Yıllardır çeşitli ülkelerdeki halklarda izlediğimiz ‘düşmanına benzeme’ durumu, günümüzde oldukça bariz bir şekilde çoğalmaya başladı. Bazı sistemler tarafından kendisi mağdur edilen bazı insanlar, ne yazık ki farklı şartlar ve beklentiler neticesinde düşmanına benzeşiyor. Bu benzeşmeye örnek olarak, Aralık 2016’dan beri Lahey Uluslararası Mahkemede görülen Uganda’lı Dominic Ongwen davasını gösterebiliriz.
Dominic Ongwen davası
Uluslararası Ceza Mahkemesi Ugandalı bir isyancı lideri savaş suçlarından mahkum etti. Dominic Ongwen bir zamanlar çocukken kaçırılmış ve asker olarak eğitilmişti. Mahkeme bu davda sonuç olarak, suçluluk kapasitesinden suçu hafifletici herhangi bir durum görmedi.
Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi Perşembe günü Ugandalı köktendinci Hıristiyan “Lord’un Direniş Ordusu” nun eski bir komutanını savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlardan suçlu buldu. Mahkeme başkanı Alman avukat Bertram Schmitt, yaklaşık 45 yaşındaki Dominic Ongwen aleyhindeki kararı okurken, “Suçu şüphesiz olarak kanıtlandı,” dedi.
Şu anda 45 yaşında olan Dominic Ongwen, muhtemelen dokuz yaşındayken kaçırıldı ve LRA savaşçısı olarak eğitildi. Daha sonra ceza mahkemesi tarafından tutuklama emriyle aranan LRA şefi Joseph Kony’nin yardımcılığına kadar yükseldi.
Sadece failler değil, kurbanlar da
Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesinin bu kararı, Uganda ve komşu ülkelerde 30 yıldan fazla süren terörün ardından LRA milislerinin liderine karşı da verilen ilk karar olma özelliğini taşıyor. Aldığı eğitimlerle kendisi de Katliam, tecavüz ve gasp olaylarına katılan Dominic Ongwen şimdi ömür boyu hapis cezasıyla karşı karşıya. Cezanın kesinleşmiş hali, Nisan ayı ortasında açıklanacak. Hafifletici bir durum, kendisinin yalnızca fail değil, aynı zamanda “Rab’bin direniş ordusunun” kurbanı olması ihtimalinin de göz önünde tutulması ihtimali olabilir.
Mahkeme, en azından şu ana kadar, Ongwen’in bir çocuk asker olarak kaçırılıp eğitilerek bu suçları işlemiş olmasını, cezasını hafifletici olarak kabul etmedi. Mahkeme başkanı, suçlunun suçları bir yetişkin olarak, çoğunlukla 2002’den 2004’e kadar mülteci kamplarına düzenlenen saldırılarda işlediğini söyledi. Bertram Schmitt, “Dominic Ongwen tüm suçlardan tamamen sorumludur” dedi. Ongwen’in çocukken kaçırılmasına rağmen mahkeme, suçluluk kapasitesini azaltacak herhangi bir zihinsel bozukluk veya zorlama kanıtı da bulamadı.
Orta Afrika’da Hristiyan bir Tanrı devleti için savaşan LRA, on binlerce insanın ölümünden, kaçırılmasından ve yerinden edilmesinden sorumlu tutulur ve çocuklardan asker ve kız çocuklarını taciz ettiği acımasız yöntemleriyle tanınır. Diğer yanda kadınları seks köleleri olarak köle almaları suçu yanısıra Milisler, Uganda dışında çok sayıda şiddet eylemleri de gerçekleştirdi.
Ongwen davası, 70 sayıda suçlama ile, ceza mahkemesinin önündeki en büyük davaydı. Karar, milenyumun başlangıcından sonraki yıllarda işlenen aşırı şiddete atıfta bulundu. Ongwen, diğer suçların yanı sıra cinayet, tecavüz, cinsel kölelik ve çocukları askeri işe almakla suçlandı.
İşlediği Cinsel suçlardan davanın akışı ve yargılanması
Duruşmanın başladığı Aralık 2016’dan bu yana, toplam 130 tanık, 230’dan fazla duruşma gününde ifade verdi. İnsan hakları aktivistleri, kararı bir kilometre taşı olarak nitelendirdiler. Çünkü bu, mahkum edilen dünyadaki ilk LRA lideri oldu. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nden Elise Keppler, karar açıklandıktan sonra başkalarının da yıllar sonra yargılanabileceklerini not etmeleri gerektiğini söyledi.
Uluslararası İnsan Hakları hareketi (FIDH) kararı, seks suçlarının kovuşturulmasında bir atılım olarak selamladı. Ongwen’in tecavüz, cinsel kölelik, zorla evlendirme ve zorla hamilelikten mahkum edilmesi, bu suçların ciddiyetini tanımada ileriye dönük büyük bir adımdır. Uluslararası Af Örgütü, kararın Lahey’e kayıtlı olan ve artık tazminat almaya hak kazanan 4.000’den fazla kurbanı tatmin edebileceğini söyledi.
Lahey mahkemesi soykırımı, insanlığa karşı suçları, savaş suçlarını ve saldırı suçlarını kovuşturuyor. Ceza mahkemesinin verebileceği en yüksek ceza, istisnai durumlarda da ömür boyu 30 yıl hapis cezasıdır.
Bu karardan sonra kimler rahatsız olmaya başladı?
Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi bugünlerde yukardaki davaya benzer şekilde oldukça önemli davalara imza atıyor. Yakın zamanda Filistin halkına uyguladığı uluslararası savaş suçundan dolayı İsrail’i ve yine İslamcı bir örgüt olan HAMAS’ı da aynı bağlamda yargılayacağını belirtti. Ancak bu duruma ilk etapta İsrail büyük bir tepki göstererek,’’ Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi hukuksal değil, politik bir mercidir. O yüzden böyle bir yargı hakkına sahip değildir!’’ şeklinde eleştirimsel bir açıklamada bulundu.
Gül Güzel – 07.02.2021
























































