Ermeni sorununda doğru tutum ne olmalıdır? | Cihan Yıldız
Türkiye’de çeşitli milliyetlerden işçi sınıfının proleter enternasyonalizmi temelinde eğitilmesi ve birleştirilmesi, hâkim sınıfların elindeki Ermeni düşmanlığı ideolojik silahının etkisizleştirilmesini önemli bir görev olarak önümüze koymaktadır.
Ermeni sorunu bugün Kuzey Kürdistan-Türkiye’de güncel bir sorun değildir. Fakat buna rağmen önemli sorunlardan biridir. Bugün Kuzey Kürdistan-Türkiye’de Bolşevikler dışında kendisine marksist-leninist diyenler, bu konuda doğru bir siyasete sahip değildirler. Görünürde devrimci sol Ermenilere yönelik bir soykırımın yapıldığını kabul etmektedir. Fakat soykırımla yüzleşme ve sonuçları bağlamında yanlış bir tutum içindedir. Bugün Ermeni tanımı, Kuzey Kürdistan-Türkiye’de küfürle eşanlamlı kullanılmaktadır. Faşist Türk devleti, Türk şovenizmini kışkırtmada kullandığı temel araçlardan biri Ermeni düşmanlığıdır. Kürt örgütlerinin büyük çoğunluğu da Batı Ermenistan’ı Kürdistan coğrafyası içinde göstermektedir.
Şovenizmin ve milliyetçiliğin kendisini en açık biçimde gösterdiği Ermeni sorununda doğru tavır takınmak, şovenizm ve milliyetçiliğe karşı mücadele etmek, sınıf mücadelesinde değişik ulus ve milliyetlerden işçi ve emekçilerin birliğini sağlayabilmek tayin edici önemdedir. Bu yüzden de, bugün güncel bir sorun olarak kendisini dayatmasa da, bu konuda tavır takınmak ve doğrunun mücadelesini vermek gerekiyor.
1915’de Osmanlı-Türk hâkim sınıfları, Ermeni ulusunu ulus olarak yok etme, soykırımdan geçirme işine girişmiş, Batı Ermenistan’dan Ermenileri sürmüş, Batı Ermenistan’daki Ermeni nüfusun çok büyük bir bölümünü katletmiş, topraklarından sürdüğü ve büyük bölümünü yok ettiği Ermenileri Türkiye’de bir ulus olma durumundan çıkarmıştır. Fakat Ermenilerin Türkiye’de soykırım yoluyla ulus olmaktan çıkarılması, Türk soykırımcıların düşlerinin tersine “Ermeni sorununun nihai çözümü” olmamıştır. Ermeni ulusu bir yandan Doğu Ermenistan’da Sovyet Ermenistan’ın şahsında devlet kurarak, diğer yandan da Batı Ermenistan’daki katliamdan çıplak canlarını kurtaranların sığındıkları yabancı ülkelerde kurdukları diasporadaki Ermeni topluluklarının şahsında varlığını sürdürmüştür, sürdürmektedir. Türkiye’de bugün Lozan Antlaşması temelinde “ulusal azınlık” statüsüne sahip olarak yaşayan Ermeniler —ki onlar da sürekli milli baskı altındalar— nüfus olarak, diasporadaki Ermeni nüfusuna göre çok küçük bir bölümü oluşturmaktadırlar. Diasporadaki Ermenilerin haklı talebi ise Ermenistan topraklarına geri dönmektir.
Türkiye’deki Ermenilerin bugün bir ulus oluşturmadıkları gerekçesi ile yurtdışındaki Ermenilerin Batı Ermenistan topraklarına yerleşme hakkının reddedilmesi bütünü ile yanlış bir tavır olur. Çünkü Ermeni ulusuna karşı yönelen tarihi haksızlık, “tarihin ana akışı dışında kalmış, onun akışını engellemeyen, rahatsız etmeyen, proleter sınıf mücadelesinin derinleşmesini ve genişlemesini engellemeyen” (Lenin, Tüm Eserler, Cilt 6, s. 125, Almanca) bir tarihi haksızlık değil, tersine “toplumsal gelişmeyi ve sınıf mücadelesini hâlâ doğrudan doğruya engelleyen” bir tarihi haksızlıktır. Bugün ülkemizde işçi sınıfı ve emekçi yığınlar içinde şoven görüşleri yaymada hâkim sınıfların elindeki en etkili silahlardan bir Ermeni düşmanlığıdır. Türk işçi ve köylüleri (bu arada Kürt işçi ve köylüleri de) geçmişteki Ermeni soykırımının sorumluluğunda pay sahibidir. Türkiye’de çeşitli milliyetlerden işçi sınıfının proleter enternasyonalizmi temelinde eğitilmesi ve birleştirilmesi, hâkim sınıfların elindeki Ermeni düşmanlığı ideolojik silahının etkisizleştirilmesini önemli bir görev olarak önümüze koymaktadır. Ermeni düşmanlığı işçi ve emekçi yığınlar içinden sökülüp atılmadıkça, Türkiye’de çeşitli milliyetlerden proletaryanın enternasyonalist temelde birliği sağlanamaz. Ermeni düşmanlığının sökülüp atılması ise pratik olarak ancak Ermeni soykırımının lanetlenmesi ve diasporadaki Ermenilerin Batı Ermenistan’a yerleşme haklarının tutarlı bir şekilde savunulması ile mümkündür. Soykırımın sorumluluğuna ortak olan Türk işçileri, köylüleri için (yalnızca onlar için değil, Kürt işçi ve köylüleri için de) tek doğru enternasyonalist tavır, sorumluluğunda pay sahibi oldukları bu tarihi haksızlığı ortadan kaldırmak yönünde açıkça tavır takınmaktır.
Ermeni ulusundan işçilerin ve köylülerin Türk ulusundan işçilere ve köylülere duyduğu güvensizlik, ancak Türk işçi ve köylülerinin Türk faşist hâkim sınıflarından değişik tavır takındıklarını göstermeleri temelinde ve ortak düşmana karşı ortak mücadele pratiği içinde ortadan kaldırılabilir. Bunun olmadığı şartlarda, Ermeni milliyetçiliğinin Ermeni işçileri ve emekçileri arasında taban bulması ve proletaryanın bölünmüşlüğünün derinleşmesi kaçınılmazdır. Bu ise yalnızca sınıf mücadelesinin derinleşmesini engellemeye yarar, hâkim sınıflara yarar.
Diasporadaki Ermenilerin Batı Ermenistan’a geri dönme, yerleşme hakkının savunulması, bunun “yeni bir tarihi haksızlık” yaratacağı gerekçesi ile itiraza uğruyor. “Yeni bir tarihi haksızlık” ancak diasporadaki Ermenilerin Batı Ermenistan’a yerleşme hakkı, bugün burada yaşayan Ermeni olmayanların buralardan sürülmesi biçiminde anlaşılır ve uygulanırsa söz konusu olur. Açıktır ki bu hak ve talep, bu biçimde anlaşılıp, uygulanamaz. Batı Ermenistan geçmişte de yalnızca Ermenilerin yaşadığı bir alan değildi. Gelecekte de yalnızca Ermenilerin yaşadığı bir alan olmayacaktır. Ermenilerin Batı Ermenistan’a dönmesi/yerleşmesi, burada bugün oturan Ermeni olmayan nüfusun sürülmesi demek değil, onların yanına Ermenilerin de gelip-yerleşmesi demektir.
Bu noktada bir başka sorun da şudur: Batı Ermenistan’a dönme yerleşme hakkına sahip Ermeniler, bu hakkı kullandıklarında ne olacaktır? Batı Ermenistan’ın, Doğu Ermenistan’la birleşmesi; Batı Ermenistan’ın ayrılması vb. talepler karşısında tavır nedir, ne olmalıdır? Önce aynı Kürdistan sorununda olduğu gibi, Ermenistan sorununda da bizi öncelikle ilgilendiren alan, Ermenistan’ın bugünkü T.C. devleti sınırları içindeki bölümüdür. Biz soruna öncelikle T.C. devletini yıkmak ve özgür halkların özgürce birleştiği bir Türkiye’yi yaratmak bakış açısı ile yaklaşıyoruz. Bu yüzden Ermenistan’ın birleştirilmesi ya da Batı Ermenistan’ın ayrılması bugün bizim programımız değildir. Fakat biz özgür birlikten yanayız. Bu ise ancak ayrılma hakkının —pratik olarak da kullanılması şartları olduğu halde— tanınması, savunulması şartlarında mümkündür. Ermenistan bağlamında Batı Ermenistan’ın —diasporadaki Ermenilerin yoğun bir şekilde bu alana yerleşme hakkını kullanması halinde— ayrılması ve Ermenistan’ın birleşmesi, mantık bakımından ve pratik olarak mümkündür. Yani bugün diasporadaki Ermenilerin Batı Ermenistan’a dönme ve yerleşme hakkının savunulması, aynı zamanda ayrılma hakkının da savunulması anlamına gelir. Dönme ve yerleşme hakkı daha bugünden bu bilinçle savunulmalıdır.
Ermeni sorunundaki doğru tutum böyledir, böyle olmalıdır.
Cihan Yıldız – 10.08.2025