İnsan Hakları

Published on Temmuz 12th, 2025

0

Erdoğan ‘kayıplar’ dedi, Cumartesi Anneleri Ramazan Kaya için adalet istedi

“Zorla kaybetmeleri ayrı bir suç olarak tanımlayın ve zamanaşımı gerekçesiyle kapatılan tüm dosyaları yeniden açın!”

Cumartesi Anneleri/İnsanları, gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının faillerinin yargılanması talebiyle her hafta Galatasaray Meydanı’nda düzenledikleri eylemlerin 1059’uncusunu gerçekleştirdi.

“PKK’nin attığı adımın demokratik bir Türkiye’nin önünü açacak bir başlangıç olmasını diliyoruz,” diyen Cumartesi Anneleri/İnsanları, bugün, 1992 yılında Diyarbakır’da gözaltında kaybedilen Ramazan Kaya’nın dosyasını gündeme taşıdı.

Besna Tosun’un okuduğu açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugünkü beyanlarının önemli olduğu; ancak yeterli olmadığı vurgulandı.

Erdoğan’a çağrı
“Devletin giderim hakkı bağlamındaki sorumluluğu suçun kabulü ile sınırlı değildir. Devlet, gözaltında kaybetme suçunun faillerini, bu suçlara göz yumanları adalet önüne çıkarmalı ve cezalandırmalıdır,” denilen açıklamada Cumartesi Anneleri, Erdoğan’a bir kez daha çağrıda bulundu:

Galatasaray Meydanı’nı derhal ve hiçbir sınırlama olmadan Cumartesi Anneleri’ne açın!
Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme’yi derhal imzalayın!
Zorla kaybetmeleri ayrı bir suç olarak tanımlayın ve zamanaşımı gerekçesiyle kapatılan tüm dosyaları yeniden açın!
“Ailesi 33 yıldır Ramazan Kaya’dan haber bekliyor”
Açıklamanın Ramazan Kaya için adalet istenen bölümü ise şöyle:

“28 yaşındaki Ramazan Kaya, Diyarbakır’ın Eryol köyünde yaşıyor, geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlıyordu. 7 Temmuz 1992 günü, traktörüyle Diyarbakır’a giderken Mermer Jandarma Karakolu’na yakın bir noktada, silahlı 4 köy korucusu tarafından kaçırıldı. Olay, Lice’ye giden bir minibüsteki köylülerin gözleri önünde gerçekleşti. Koruculara direnen Ramazan Kaya, minibüstekilere ‘Beni kurtarın!’ diye seslendi. Ancak korucuların silahlarını minibüse doğrultması üzerine, köylüler müdahale edemedi. Ramazan Kaya, omzundan vurularak yaralandı ve traktörüyle birlikte zorla götürüldü.

“Tanıkların anlatımıyla, Ramazan Kaya’yı kaçıranların Yarımca köyünde yaşayan korucular Hanifi Durğun, Ömer Durğun, Seyfettin Durğun ve Zübeyir Durğun olduğu belirlendi. Kaya ailesi savcılığa başvurarak hem Yarımca köyü hem de söz konusu korucuların evleri için arama izni aldı. Jandarma eşliğinde köye gidildi, ancak komutan araçtan kimsenin inmesine izin vermedi. Çağırttığı korucubaşına yalnızca ‘Ramazan Kaya’yı kaçırdınız mı?’ diye sordu ve ‘Hayır’ cevabıyla yetinerek arama yapılmasına izin vermedi.

“Bir köy sakini, Ramazan’ın koruculara ait evde bağlı halde tutulduğunu, arama yapılmış olsaydı mutlaka bulunacağını aileye söyledi. Ailenin tüm girişimleri sonuçsuz kaldı. Yapılan suç duyuruları takipsizlikle sonuçlandı. Ramazan Kaya’dan bir daha haber alınamadı. Annesi Sedef Kaya, eşi Hüsna Kaya ve biri, babası kaybedildiğinde henüz doğmamış olan iki çocuğu, 33 yıldır Ramazan Kaya’dan haber bekliyor. Kaç yıl geçerse geçsin, Ramazan Kaya için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”

Erdoğan ne dedi?

Erdoğan, bugün partisinin 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda PKK’nin silah bırakma töreni ile ilgili konuşurken şöyle dedi:

“1984’teki ilk eyleminden sonra ne yazık ki terör Türkiye’de her geçen gün tırmandı. O günden sonra nice hükümetler geldi. Her biri terörün kökünü kazıyacağını söyledi. Ama terör ne topraklarımızda ne de üst edindiği başka ülke topraklarında bitirilemedi. Bunda elbette devletin bazı yanlış uygulamalarının da payı vardı. Beyaz Toroslar bunlardan biriydi, faili meçhuller bunlardan biriydi, Diyarbakır Cezaevi bunlardan biriydi.

“Yakılan köyler, bir gecede göçe zorlanan insanlar, evladıyla cezaevinde Kürtçe konuşamayan analar işte bu yanlış uygulamalardan biriydi. Hukuk ve meşruiyet dışı mücadele yöntemleri terörü bitirmek yerine tam tersine körükledi, büyüttü, terör örgütüne istismar edeceği elverişli bir zemin sundu. Hataların bedelini hep beraber ödedik.” (TY)


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑