EMEP milletvekilleri, gemi söküm işçilerinin sorunlarını bakana sordu
EMEP Milletvekilleri Sevda Karaca ve İskender Bayhan, Aliağa’da gemi söküm tesislerinde hem çevre hem de işçi sağlığı açısından yaşanan ihlalleri Çalışma Bakanı Işıkhan’a sordu.
Özer Akdemir – Evrensel
İzmir Aliağa’daki gemi söküm tesisleri hem işçi sağlığı hem de çevre sağlığı açısından en ağır ihlallerin yaşandığı alanlardan biri haline geldi. Konuyu Meclis gündemine taşıyan Emek Partisi (EMEP) Milletvekilleri İskender Bayhan ve Sevda Karaca, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’a yazılı soru önergesi vererek, gemi söküm işçilerinin hastalık, iş cinayet ve patronlara verilen ceza verilerini sordu.
Hem işçiler hem halk zehirleniyor
Aliağa’daki çalışma koşullarının, işçileri yalnızca ani ve görünür iş cinayetleriyle değil, aynı zamanda uzun vadeli bir “yavaş ölüm” ile de karşı karşıya bıraktığını ifade edilen önergede, “Gemilerin iç yüzeylerinde ve yalıtım malzemelerinde bulunan asbest, mezotelyoma (akciğer zarı kanseri) ve akciğer kanseri başta olmak üzere ölümcül meslek hastalıklarına yol açmaktadır. Asbest lifleri yalnızca işçiler değil, çevrede yaşayan halk tarafından da solunmakta; bunun yanı sıra silikozis, kurşun zehirlenmesi ve çeşitli solunum hastalıkları hem işçilerin hem de bölge halkının sağlığını ciddi biçimde tehdit etmektedir” denildi. Önergede “Asbeste ve diğer zehirli maddelere maruziyet nedeniyle işçilerde gelişen meslek hastalıklarının tanısı, takibi ve tazmini için özel bir izleme ve tazminat mekanizması oluşturulması için bir çalışma başlatılmış mıdır? Bu mekanizma neden hâlâ hayata geçirilmemiştir” diye soruldu.
Sökümlerin gaz ölçümü yapılmadan başlandığı aktarılan önergede, “Sökümler, ölümcül zehirlenmelere ve patlamalara yol açmakta; sahte ‘gas-free’ belgeleri nedeniyle işçiler hayatlarını kaybetmektedir. Ayrıca koruyucu ekipman eksikliği, eğitim verilmemesi, risk analizi yapılmaması ve temel iş güvenliği önlemlerinin alınmaması nedeniyle işçiler sık sık kazalara maruz kalmakta, ağır yaralanmakta veya yaşamını yitirmektedir. Sökülen gemiler, asbestin yanı sıra kurşun, cıva, arsenik, PCB, yağ ve petrol kalıntıları gibi son derece zehirli atıklar barındırmakta; çoğu açık alanda, gerekli önlemler alınmadan sökülmekte; rüzgarla asbest lifleri havaya karışmakta, yağ ve ağır metaller toprağa ve denize sızmaktadır. Çevredeki köylerde ve ilçelerde yaşayan halk bu atıklardan doğrudan etkilenmekte; bölgede kanser vakaları, solunum hastalıkları ve ağır metal birikimine bağlı rahatsızlıklar Türkiye ortalamasının çok üzerinde seyretmektedir” ifadelerine yer verildi.
İş cinayetinin yaşandığı gemiye AFAD ancak bir hafta sonra girebildi
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin raporlarına atıf yapılan önergede, 2013–2022 yılları arasında yalnızca Aliağa’da en az 97 işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiği; bunların yüzde 28’inin doğrudan gemi söküm sektöründe çalıştığı belirtildi. Aliağa’daki iş cinayetlerinin oranının Türkiye ortalamasının yaklaşık 30 katına ulaştığına dikkat çekilen önergede, Işıksan Gemi Söküm Tesisi’nde çalışan 58 yaşındaki İbrahim Karakaya’nın hayatını kaybetmesi örnek gösterildi. Karakaya’nın Norveç bandıralı Bideford Dolphin petrol platformunun sökümünde gerekli gaz ölçümleri yapılmadan içeri sokulduğu, azot ve argon gazlarıyla dolu gemide fenalaşarak hayatını kaybettiği hatırlatıldı. Üç işçinin de günlerce yoğun bakımda yaşam mücadelesi verdiği anımsatılan önergede, “Olaydan bir hafta sonra AFAD’ın ancak girebildiği gemide oksijen seviyesi hâlâ normalin çok altında, yüzde 8 düzeyindeydi. Bilirkişi raporları gaz ölçümü yapılmadığını, risk analizi ve acil durum planı bulunmadığını açıkça ortaya koymuştur. Aynı tesiste 2021’de de 22 yaşında bir işçi üzerine korkuluk devrilerek yaşamını yitirmiş, yine önlemlerin alınmadığı belgelenmiştir. Üstelik bu tesis, 2022’de Avrupa Birliği’nden aldığı çevre sertifikasını kaybetmesine rağmen çalışmaya devam etmiştir” denildi. Önergede, “Bakanlığınız, Aliağa Gemi Söküm Bölgesi’nde sürekli tekrar eden iş cinayetlerini önlemek için kalıcı ve etkin bir denetim ve yaptırım mekanizması kurmayı planlamakta mıdır? Aliağa’daki işçi ölümleri karşısında yıllardır süren duyarsızlığın nedeni nedir?” sorusunu yönelttiler.
Aliağa’da sistematik ihlallerin devam ettiği belirtilen önergede “Aliağa, Avrupa ve Kuzey Amerika’nın gözden çıkardığı, yüksek asbest ve ağır metal içeren tehlikeli gemilerin söküldüğü; ucuz işgücü ve gevşek denetim koşullarıyla işçilerin hayatını ve bedenlerini tüketen, doğayı ve toplumu zehirleyen bir emek ve ekoloji kıyımı olarak varlığını sürdürmektedir. Burada yıllardır devam eden sistematik ihlallerle birlikte ucuz emek sömürüsü, güvencesizlik ve sendikasızlaştırma da derinleşmektedir” tespitine yer verildi.
Bakanlığınızın iş cinayetlerini önleme planı var mı?

EMEP Milletvekilleri, Bakan Işıkhan’dan şu soruların yanıtını istedi:
- Yakın dönemde Metaş tesisinde Veli Bal ve İlyas Ulusoy’un, Şimşekler tesisinde Yıldırım Kipel ve Turan Arslan’ın, Işıksan tesisinde Can Sönmez’in ve yine Metaş’ta Oğuzhan Taşkın’ın yaşamını yitirdiği iş cinayetlerine ilişkin yürütülen soruşturmaların sonuçları nelerdir? Patronun kusurları bilirkişi raporlarıyla tespit edilmiş midir? Hangi yaptırımlar uygulanmıştır?
- Aliağa’daki gemi söküm tesislerinde 2013-2024 yılları arasında meydana gelen yaralanma ve iş cinayetlerine ilişkin raporların ve bilirkişi incelemelerinin tamamı kamuoyu ile paylaşılacak mıdır? Bu raporlarda patronlara atfedilen kusur oranları nedir?
- 31 Ağustos 2023’te İbrahim Karakaya’nın ölümüyle sonuçlanan iş cinayeti hakkında Bakanlığınız tarafından herhangi bir idari veya cezai soruşturma başlatılmış mıdır? Başlatıldıysa şu ana kadar hangi işlemler yapılmıştır? Sorumluluğu olan şirket yetkilileri ve kamu görevlileri hakkında ne tür işlemler yürütülmektedir?
- Olay yerinde yapılan denetimler sonucunda Işıksan Gemi Söküm Tesisi hakkında hangi yaptırımlar uygulanmıştır? Faaliyet durdurma, para cezası, ruhsat iptali gibi yaptırımlar gündeme gelmiş midir? Bu yaptırımların caydırıcı olmasını sağlamak için Bakanlığınızın özel bir planı var mıdır?
- Bakanlığınızın resmi kayıtlarında 2010-2025 yılları arasında Aliağa’daki gemi söküm işçilerinin maruz kaldığı iş cinayetleri ve meslek hastalıklarıyla ilgili toplam kaç vaka bulunmaktadır? Bu vakaların kaçına yönelik etkin soruşturma yürütülmüş, kaçında gemi söküm patronlarına yaptırım uygulanmıştır?
- Aynı tesiste 2021 yılında yaşanan diğer iş cinayeti sonrasında Bakanlığınız hangi tedbirleri almıştır? Alınan bu tedbirler neden yeni ölümleri önleyememiştir? Denetim sonuçları kamuoyuyla neden paylaşılmamaktadır?
- Bakanlığınızın Aliağa’daki gemi söküm sektöründe işçi sağlığı ve güvenliği standartlarının sağlanması için özel bir denetim programı var mıdır? Denetimler kaç yılda bir yapılmakta ve hangi standartlara göre gerçekleştirilmektedir? Denetim sıklığını ve etkinliğini artırmaya dönük bir hazırlığınız var mıdır?
- Bakanlığınız, ucuz işgücü ve denetimsizliğin yarattığı ağır sömürü koşullarında çalıştırılan işçilere, mesleklerinin gerektirdiği düzenli sağlık taraması sağlamakta mıdır? Son 5 yılda kaç işçiye tarama yapılmış ve hangi bulgulara ulaşılmıştır? Taramalar sırasında olumsuz sağlık bulguları tespit edilen işçilere herhangi bir hak kaybı yaşatılmadan, iş güvenceleri ihlal edilmeden ve ücretli izin verilerek tedavi imkanı sağlanmış mıdır?
- 31 Ağustos 2023’te gerçekleşen iş cinayetinde yaralanan diğer işçilerin ‘Şikayetçi değilim’ şeklinde ifade vermelerinin, iş güvencesi ve geçim kaygısı nedeniyle bir zorunluluktan kaynaklandığı açıkken, bu tür beyanların soruşturma süreçlerini etkisizleştirdiği gerçeği hakkında Bakanlığınız nasıl bir değerlendirme yapmaktadır? Bu durumun ortadan kaldırılması için işçilerin iş güvencesini teminat altına alacak bir yasal veya idari düzenleme planlanmakta mıdır?
- Bakanlığınız, Aliağa Gemi Söküm Bölgesi’nde sürekli tekrar eden iş cinayetlerini önlemek için kalıcı ve etkin bir denetim ve yaptırım mekanizması kurmayı planlamakta mıdır? Aliağa’daki işçi ölümleri karşısında yıllardır süren duyarsızlığın nedeni nedir?
- Gaz ölçümleri (‘gas-free’ belgeleri) ve risk analizlerinin düzenli, doğru ve şeffaf biçimde yapılmasını sağlamak için Bakanlığınızın denetim mekanizması güçlendirilmiş midir? Sahte ‘gas-free’ belgelerinin tespit edilmesi halinde sorumlu işveren ve denetçilere yönelik hangi cezai ve idari yaptırımlar uygulanmaktadır? Bugüne kadar sahte belge tespit edilen kaç vaka olmuştur?
- Asbeste ve diğer zehirli maddelere maruziyet nedeniyle işçilerde gelişen meslek hastalıklarının tanısı, takibi ve tazmini için özel bir izleme ve tazminat mekanizması oluşturulması için bir çalışma başlatılmış mıdır? Bu mekanizma neden hâlâ hayata geçirilmemiştir?
(Evrensel)

























































