Digel işçileri Meclis’ten seslendi: Dayanışma bekliyoruz
Direnişteki Digel Tekstil işçisi kadınlar, yaşadıklarını anlatmak ve mücadelelerine destek istemek için Mecliste kadın vekillerle buluştu.
İnsanlık dışı çalışma koşulları, kadın işçilere yönelik taciz ve baskı, düşük ücretler ve sendikalaşma hakkının gasbı nedeniyle 17 Ocak 2025’ten bu yana direnişte olan Digel Tekstil işçisi kadınlar, yaşadıklarını anlatmak ve mücadelelerine destek istemek için Mecliste kadın vekillerle buluştu.
Sendikalaşma mücadelesinin öncüsü olan ve bu nedenle işten atılan 5 kadın işçinin ve sendika yöneticilerinin katıldığı toplantıda Emek Partisi Milletvekili Sevda Karaca, CHP Genel Başkan yardımcısı Gamze Taşçıer, CHP Kadın Kolları Başkanı Asu Kaya, Yeni Yol grubu Milletvekili Elif Esen, DEM Parti milletvekilleri Özgül Saki ile Semra Çağlar Gökalp yer aldı.
Kadın işçiler verdikleri mücadelenin sadece ücret mücadelesi olmadığını, fabrika içinde kadın işçilere yönelik taciz, şiddet ve baskılara karşı tüm tekstil işçisi kadınların onur mücadelesi olduğunu söyledi.
Gebe işçiye ultrason görüntüsü şartı
Kadın işçiler fabrika içinde yaşananları şöyle anlattı: “İnsan Kaynakları biriminde görevli erkek yönetici, hamilelik sürecindeki kadınlardan özel sağlık belgelerini istiyor, ultrason görüntülerinin getirilmesini zorunlu kılıyor. Bu, hamilelik beyanından sonraki 8 hafta boyunca kadın işçiyi ona uygun olmayan çalışma koşullarında çalıştırmak için bir bahane. Ultrason görüntüsünü sunmayanlar hamilelik izin haklarından yararlandırılmıyor. Genç kadın işçilere hamile kalmamaları yönünde baskı yapılıyor.”
‘Omzumuzda sürekli taciz eli vardı’
Kadınlar, fabrikada taciz ve şiddetin olağan hale getirildiğini, karşı çıkan kadın işçilerin zor bölümlere sürgün edildiğini ya da haksız gerekçelerle işten çıkarıldığını da aktardı: “Sürekli omzumuzda bir taciz eliyle çalıştık. O el sırtımızdan hiç inmedi. İtiraz eden ekmeğinden edildi. Sessizleştirilmek istendik. Ama biz buna artık dayanamadığımız için sendikalaşma hakkımızı kullandık. Bu bizim anayasal hakkımızdı ama Digel patronu, bu ülkenin yasalarını çiğneyerek bu hakkımıza karşı her türlü oyunu yaptı. Bu yaşadıklarımız bütün tekstil fabrikalarında yaşanıyor. Bizim kazanmamız aynı koşullara maruz bırakılan bütün tekstil işçisi kadınlar için büyük bir kazanım olacak.”
‘Canımızı hiçe saydılar’
Fabrikada üretim baskısıyla işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini hiçe sayarak üretime zorlandıklarını paylaşan işçiler, önlem için alınması gereken üç kuruşluk malzemelerin bile temin edilmediğini, kadın işçilerin sürekli yaralanmalarla karşı karşıya kaldıklarını örnekleriyle aktardı.
Kadın işçiler Meclisteki siyasi partilerden, özellikle kadın vekillerden kadın işçilere reva görülen bu koşulları gündem etmesini istediklerini, sendikalaşma hakkını da gasbeden Digel yönetiminin anayasal hakları çiğnemesi nedeniyle Meclisin de sorumluluk almasını istediklerini belirterek, dayanışma ve ortak mücadele çağrısı yaptı.
İşçilerin anlattıklarını dinleyen vekiller, bu yaşananlardan hem Çalışma Bakanlığının hem de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının sorumlu olduğunu söyleyerek, bu iki bakanlık nezdinde soru önergeleri, denetim başvuruları, ortak araştırma önergeleri vereceklerini, ziyaretlerle Digel işçisi kadınların yaşadıklarını gündem edeceklerini ve bu mücadelenin tüm kadın işçiler için çok önemli olduğunu ifade ettiler.
Ne olmuştu?
17 Ocak 2025 tarihinde Digel Tekstil işçilerinin çoğunluğu, düşük ücret ve insan ve kadın onuruna yakışmayan çalışma ortamına tepki olarak Digel Tekstil yönetimini birkaç saatliğine protesto etmiş ve sonrasında TEKSİF’e üye olma kararı almıştı. TEKSİF, aynı gün yasal çoğunluğu alıp Çalışma Bakanlığından yetki belgesi alırken, fabrika yöneticileri aynı gün 4 öncü işçiyi işten tazminatsız şekilde çıkarmıştı. Yönetim, 4 Şubat 2025 tarihinde, atılan çalışma arkadaşlarının geri alınması ve insan onuruna yakışır bir çalışma ortamı için paydos sonrası açıklama yapan 3 işçiyi de tazminatsız şekilde işten çıkarmıştı. 13 Haziran 2025 tarihinde de diğer 8 işçiyi gün boyu çalıştırıp akşam paydos sonrası işçiler evlerine gittikten sonra, tek tek telefonla arayıp işten tazminatsız çıkarıldıklarını bildirmişlerdi. Sendikalaşma sürecinde, toplamda 15 sendika üyesi Digel Tekstil işçisi tazminatsız bir şekilde işten çıkarılmıştı. İşçiler, 17 Ocak 2025 tarihinden bu yana İzmir Ege Serbest Bölge önünde her türlü zor koşula rağmen kararlılıkla direniyor.
























































