Makaleler

Published on Eylül 2nd, 2025

0

Başbakan Bayrou’nun istifası sonrası üç senaryo ortaya çıkabilir | Ali Arayıcı


Son günlerde, Fransa’da yapılan kamuoyu yoklamalarına göre, merkez sağ partiler tarafından oluşturulan Başbakan François Bayrou hükümetine olan güven giderek azalmaya başladı. François Bayrou, 25 Ağustos’taki basın toplantısında, 8 Eylül’de Ulusal Meclis’te güven oylaması yapılacağını açıklayarak bir sürpriz yaptı. Başbakan, bu kararın, sürdürülemez borç seviyesi nedeniyle zor durumda olan kamu hesaplarını düzeltmenin aciliyeti nedeniyle alındığını belirtti.

            Bu durum, 8 Eylül’deki oylamanın ardından Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Anayasa’nın kendisine sunduğu üç seçenekten birini seçmesi gerektiği anlamına geliyor. Macron, yeni bir başbakan atamak, Ulusal Meclisi yeniden feshetmek veya istifa etmek arasında seçim yapacak. İstifa etmesi, 2022’deki yeniden seçilmesinden bu yana parlamentoda çoğunluğu elde edemediğini kabul etmek anlamına gelecektir.

            SİYASİ PARTİLERİN TUTUMLARI

            Başbakan François Bayrou’nun açıklamasının ardından siyasi partiler gecikmeden tepki göstermeye başladı. Marine Le Pen’in ırkçı ve faşist partisi Ulusal Birleşme (RN) ve Jean-Luc Mélenchon’un partisi Boyun Eğmeyenler Fransa (LFI) ; François Bayrou hükümetine güvenoyu vermeyeceklerini açıkladı. Komünist Parti (PCF), Ekolojistler/Ekolojistler (EELV) ve Halk Meydanı (PP) da aynı yönde açıklamalar yaptı.

            Kısa süre sonra, Sosyalist Parti (PS) lideri Olivier Faure’de Bayrou’yu kurtarmak için, partisinin güvenilemeyeceğini açıkladı. Şubat ayı başında, sosyalist milletvekillerinin çoğunluğunun çekimser kalması, Bayrou’nun emeklilik reformunu geri çekeceğine dair belirsiz vaatler karşılığında 2025 bütçesinin kabul edilmesini sağladı. Bu vaatler yerine getirilmediğinden dolayı, bu konuda iyi bir ders alan PS; net olarak hükümet başkanına güvenoyu vermeyeceğini açıkça belirtti.

            Başbakan, 25 Ağustos’tan bu yana, gelecek nesilleri aşırı borçlanmadan kurtarmak için gerekli fedakarlıkları savunuyor. Kendi yandaşlarını “kaos”, “vicdan ve sorumluluk” arasında seçim yapmaya çağırıyor. İlgili bakanların büyük açıklamaları ve hitabet yetenekleri kimseyi etkilemiyor gibi görünüyor. Bayrou popüler değil ve hazırladığı 2026 bütçesini kabul etmek için, parlamento çoğunluğunu bulmanın imkansız olduğunu bildiğinden istifasını gündeme getiriyor.

            YENİ BAŞBAKANIN ATANMASI

            Fransa, 8 Eylül’den sonra muhtemelen hükümetsiz kalacak. Tüm gözler Élysée Sarayı’da alınacak karara çevrilmiş durumda. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un 9 Haziran 2024’te açıkladığı fesih kararından bu yana, rejim siyasi istikrarsızlık dönemine girdi. Gabriel Attal ve kısa ömürlü Michel Barnier hükümetlerinin ardından, merkez sağ partileri “ortak temel” adı altında bir araya getiren azınlık François Bayrou hükümeti de, uzun süre görevde kalmayacaktır.

            Daha önce dönemde de olduğu gibi, Emmanuel Macron “ortak temel”den üçüncü bir merkez sağdan bir kişiyi başbakan atayabilir. Bu başbakan, Macron tarafından belirlenen politikaları sürdürmek ve yasaların kabul edilmesi için gerekli çoğunluğu sağlamakla görevlendirilebilir.

            Bilindiği gibi, Aralık 2024’te, Élysée Sarayı’nda Cumhurbaşkanı Macron ile gergin bir toplantının ardından, son anda başbakanlık görevini Başbakan François Bayrou üslenmişti. Aslında eski Savunma Bakanı ve Cumhuriyetçiler (LR) partisinin sadık bir destekçisi olan Sébastien Lecornu’yu atamak istiyordu. Macron, bu atamada Sébastien Lecornu’dan yana desteğini koyabilir.

            LR’den gelen eski Savunma Bakanı, çoğunluk olmadan imkansızı denemeye çalışan üçüncü bir sağ başbakan olabilir mi? Tabii ki, Cumhurbaşkanı bu sefer yüksek bir bürokrat tarafından yönetilen ve siyasi partiler tarafından kabul edilen teknokratik bir hükümeti tercih etmezse. Ya da yeni bir parlamento çoğunluğu bulmakla görevli merkez soldan bir kişiyi atayacak mı? Aralık 2024’te, eski sosyalist başbakan Bernard Cazeneuve’nin adı tekrar gündeme geldi.

            ULUSAL MECLİSİN FESHEDİLMESİ VE İSTİFA

            Anayasa’da öngörülen bir yıllık süre dolduğu için, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Ulusal Meclisi yeniden feshedebilir. Bu bağlamda, 20 ila 40 gün içinde yeni parlamento seçimleri düzenlenebilir. Muhalefet partileri arasında, aşırı sağcı, ırkçı ve faşist bir parti olan Ulusal Birleşme (RN) uzun süredir bu seçeneği savunuyor. RN, bu kez seçimleri kazanacağına kesin inanıyor.

            Bilindiği gibi, RN, 30 Haziran 2024’teki seçimlerin ilk turunda %33 oy oranıyla birinci parti olmuştu. Sol ve merkez partileri bir araya getiren « Cumhuriyetçi Cephen’ »in mutlak çoğunluğu elde etmesini engellemiştir.

            Ouest-France gazetesinin yazı işleri müdürü Stéphane Vernay, “Gelecek ay parlamento seçimleri yapılırsa, RN milletvekili sayısını ikiye katlayacak, çünkü cumhuriyetçi cephe engeli kalmayacak. Partinin mutlak çoğunluğu elde edebileceğini sanmıyorum. Bu durumda, Ulusal Meclis uzlaşmaz üç büyük (sağ, aşırı sağ ve sol) blok arasında bölünmüş kalacaktır” diyor.

            Sorun, 2024’teki fesihten bu yana, tekrar tekrar çıkmaza giren Cumhurbaşkanı Macron’un istifa etmeye karar verip vermeyeceği. Boyun Eğmeyenler Fransa (LFI) lideri Jean-Luc Mélenchon, istifasını talep ediyor. 26 Ağustos’ta, Mélenchon “kaos Macron’dur” dedi ve önümüzdeki günlerde cumhurbaşkanına karşı başarısızlığa mahkum bir güvensizlik önergesi sunulacağını duyurdu.

            Cumhurbaşkanı Macron, ne olursa olsun 2027’de görev süresi sona erene kadar görevde kalacağını sürekli olarak yineliyor. Fransız Kamuoyu Araştırma Enstitüsü (IFOP) tarafından 1000 kişi üzerinde yapılan ve 27 Ağustos’ta LCI televizyon kanalında yayınlanan bir ankette, katılımcıların %63’ü Ulusal Meclis’in feshedilmesini ve yeni parlamento seçimleri yapılmasını istiyor. Ancak, katılımcıların %51’i Macron’un böyle bir karar alacağına inanmıyor.


Prof. Dr. Ali Arayıcı/Paris – 02.09.2025

Tags:


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑