ATİK: Faşizme karşı omuz omuza
Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK), son “İstanbul operasyonu” ve genel durum üzerine açıklamada bulundu.
Avrupa Demokrat Haber Merkezi
ATİK tarafından yapılan açıklama şöyle:
YANILSAMALARA KARŞI TÜM ANTİ-DEMOKRATİK UYGULAMARA SES OLALIM!
Türkiye’de faşist devlet on yıllardır Kürt partilerine ve onun seçilmiş temsilcilerine karşı uyguladığı gözaltı, tutuklama ve ardından kayyım atama zorbalığını bugün, düzenin “muhalifleri” ve biriken öfkesini eritme potası olan kullandığı CHP’ye ve ona bağlı belediyelere uygulamaya başladı. Hatta var olan faşist sistemin en uç savunucularından Zafer Partisi’nin Genel Başkanı Ümit Özdağ’ı bile tutuklamıştır. Elbette yıllardır devrimci, komünist, akademisyen, gazeteci ve tüm muhalif kesimleri yüzlerce yıllara varan cezalara çaptıran bu sistemin, şimdi de AKP-MHP ittifakının bekası için düzen içi Kemalist, faşist partileri hedefe almaları bizler için oldukça anlaşılır bir duruma işaret etmektedir.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve beraberinde 106 kişi 19 Mart sabahı gözaltına alınmıştır. Gözaltına alınma nedenleri olarak, adına “Kent Uzlaşısı” denilen ve hedefine HDK’yı (Halkların Demokratik Kongresi) alan bu saldırının esas amacı geniş kesimlerin HDK üzerinden oluşturabileceği muhalefeti engellemeye yöneliktir. Kürt halkına yönelik durmaksızın süren inkâr ve imha saldırılarının bir devamıdır. AKP-MHP iktidarı, 2024’den bu yana 10 DEM Parti belediyesine ve Kent Uzlaşısını sebep göstererek 3 CHP belediyesine kayyım atamıştır. En başta kendi koydukları yasaları çiğneyerek seçilmiş belediye başkanlarını görevden alarak, geniş kitlelerin yine kendi yasalarınca belirlenmiş haklarına saldırmıştır. Faşizmin ve egemenlerin bu tür refleksleri yeni değildir. Çıkarları için çıkarttıkları yasaları çiğnemek ve yok saymak onlar için çok ta önemli değildir. Tarih Hitler, Mussolini ve benzeri ırkçı faşistlerin elde ettikleri kitle desteği ile yaptıklarına tanıktır. Bugün Türkiye’de de buna benzer bir süreç yaşanmaktadır.
Tarihi boyunca hiçbir azınlığa, Kürt ulusunun varlığına sabredemeyen faşist Türk devleti ve onun temsiliyeti olan iktidarları, on binlerce insanı katletmiştir. Kendi varlığının idamesinin önünde engel gördüğü tüm kesimleri ya katletmiş ya da zindanlara atmıştır. Onun demokrasi anlayışı daha fazla katliam, daha fazla kan ve zorbalıktır. Devletin temel direği olduğunu iddia eden CHP ve türevleri de bugün iktidarın sahipleri olan dinci-ırkçı faşist koalisyonun, iktidarını kaybetmemek adına saldırılarına uğramaktadır. Dokunulmazlıkların kaldırılmasında, kayyım yasaları ve sınır ötesi harekâtların onaylanması gibi birçok faşist yasanın altında CHP imzası olması ve bugün bunun faturasının ödetilmesi kaçınılmazdı.
AB’li emperyalistlerinin Collani ve Tayyip gibi kişileri sahiplenmesi de genel çıkarları gereğidir. Sürekli demokrasiden dem vuran AB’li emperyalistlerin demokrasi anlayışı da kendi çıkarları kadardır. Son dönemde NATO içerisinde yaşanan tartışmalar, AB ordusunun kurulması-güçlendirilmesi çabaları, askeri bütçelerin devasa boyutlara çıkarılması ve bir dizi uygulamalarla yerküremizi yeni bir emperyalist savaşa sürükleyen egemenlerden farklı bir yaklaşım beklenmemelidir.
Son yıllarda binlerce devrimci-demokrat, sendika üye ve çalışanlarını, akademisyenleri KHK zulmü ile işinden etme fırsatını gösteren iktidar, bugün de HDK üzerinden yeni bir cadı avı başlatmıştır. Son günlerde onlarca muhalif siyasetçi, gazeteci, aydın ve sanatçı göz altına alınarak tutuklanması, İstanbul operasyonunun ön habercisiydi. HDK operasyonu çerçevesinde binlerce ismin yayılması, faşizmin korku cenderesinin bir parçasıydı. Yaşanan tutuklanmalar, yenilerinin de ardından geleceğin göstermektedir.
Faşizmin saldırılarına karşı, işçi sınıfı, ezilen inanç ve milliyetlerden Türkiye halkının birleşik mücadelesi bugün daha da önem kazanmaktadır. Bu mücadeleye Avrupa’dan destek vermek, emperyalist güçlerin faşist Türk devletine verdikleri desteklerden dolayı, yaşanan saldırıların ve katliamların sorumlusu olduklarını yerli halklara teşhir etmekle olur. Avrupa’daki tüm yerli ve göçmen emekçileri, faşist Türk devletinin ve güncel olarak AKP-MHP iktidarının, kendisi gibi düşünmeyenlere yönelik yürüttüğü faşist saldırılara karşı dur demeye, sokak eylemleriyle teşhir etmeye çağırıyoruz.
KAHROLSUN FAŞİST DİKTATÖRLÜK!
FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA!
























































