ATİK: 2026’yı mücadeleyle karşılıyoruz
Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK), yayımladığı açıklamada 2025’in emperyalist savaşlar, faşizm ve sömürü politikalarıyla derinleşen bir kriz yılı olduğunu vurgulayarak, 2026’ya bu politikalara karşı ortak mücadeleyi büyütme çağrısıyla girdi.
ATİK, 2026 yılına ilişkin yayımladığı açıklamada, kapitalist-emperyalist sistemin krizlerini savaş, silahlanma ve baskı politikalarıyla aşmaya çalıştığını belirterek halkları bu sürece karşı örgütlü direnişe çağırdı.
Açıklamada, emperyalist güçlerin militarizmi merkezine alan politikalarının dünyayı daha kapsamlı savaşların eşiğine sürüklediği kaydedildi. NATO’nun büyütüldüğü, savaş bütçelerinin rekor seviyelere çıkarıldığı ve silahlanmanın “olağan devlet politikası” haline geldiği belirtilirken, Avrupa’da burjuvazinin halkları yeni savaşlara razı etmek için güvenlik ve tehdit söylemlerini sistematik şekilde kullandığı ifade edildi.
“Faşizm ve ırkçılık güçlendiriliyor”
Avrupa’da faşist partilerin bilinçli biçimde güçlendirildiğine dikkat çeken ATİK, göçmen karşıtlığı ve şovenizm üzerinden halkların bölündüğünü, işçi sınıfının ise kriz ve savaş politikalarının bedelini ödemeye zorlandığını vurguladı. Sosyal hakların budandığı, sendikal mücadelelerin baskı altına alındığı ve grev hakkının kriminalize edildiği belirtilerek, “Avrupa’daki otoriterleşme emperyalist savaş stratejisinin ayrılmaz bir parçasıdır” denildi.
“Ortadoğu’da savaş süreklileştirildi”
Ortadoğu’daki savaş ve yıkım politikalarının kalıcılaştırıldığı belirtilen açıklamada, Filistin’de uygulanan soykırım politikalarının yanı sıra genel olarak bölgede işgal ve zorunlu göçün derinleştiği kaydedildi. Emperyalist müdahalelerin halklar arası çelişkileri kışkırttığına dikkat çekilirken, Suriye’de HTŞ ve benzeri yapıların Alevi ve Dürzi topluluklara dönük saldırıları, emperyalist savaş siyasetlerinin yıkıcı sonuçları arasında sayıldı.
“Türkiye’de toplum rehin alınmak isteniyor”
2025 yılının Türkiye’de faşist baskının yoğunlaştığı bir yıl olduğunu belirten ATİK, muhalif kesimlerin gözaltı, tutuklama ve yargı terörüyle susturulmak istendiğini ifade etti. Özellikle kuyu tipi cezaevi uygulamalarıyla toplumun tamamının hedef alındığı belirtilerek, “İktidar hapishanelerden başlayarak hayatın bütününü tutsaklaştırmak isteyen bir yönetim anlayışı dayatmaktadır” denildi.
Yeni yılda bu uygulamalara karşı mücadelenin büyütüleceği belirtilen açıklamada, özellikle kuyu tipi cezaevlerine karşı sesin yükseltileceği ve baskı rejiminin teşhir edileceği vurgulandı.
“Umut direnişte, çözüm ortak mücadelede”
Açıklamanın devamında dünya halklarının emperyalist saldırılar karşısında teslim olmadığının altı çizilerek işçi sınıfının direnişleri, gençlik ve kadınların mücadelesi ile ezilen halkların kararlı duruşunun umudu diri tuttuğu ifade edildi. Enternasyonal dayanışmanın karanlık tabloyu değiştirecek en güçlü araç olduğu belirtildi.
Açıklama şu çağrıyla son buldu:
“2026’ya girerken görevimiz net: Emperyalist savaşlara, faşist baskı rejimlerine ve sömürü düzenine karşı mücadeleyi birlikte büyütmek. İşçi sınıfının öncülüğünde, ezilen halkların ortak mücadelesini güçlendirmek, sokaklarda, işyerlerinde ve yaşamın her alanında direnişi örgütlemek tarihsel sorumluluğumuzdur. Yeni yıl, direnişin ve özgürlük mücadelesinin yılı olsun!”
























































