Makaleler

Published on Aralık 11th, 2025

0

Annem acılı, çilekeş ve sevdalı bir Kürt anneydi | Gül Güzel


Kendisine yazdığım mektubun cevabını uzun bir süre sonra ve 10 Aralık, “Dünya İnsan Hakları Günü” ünde almam çok ilginç ve güzel bir tesadüf oldu. Çünkü bugünün kökeni, insanlık tarihinin dönüm noktalarından biri olan “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi”nin 10 Aralık 1948’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilmesine dayanır. II. Dünya Savaşı’nın ardından dünya büyük bir yıkım, milyonlarca insan ölümü, toplama kampları ve ağır insan hakları ihlalleri görmüştü. Bu acı deneyimlerin ardından uluslararası toplum tarafından, her insanın doğuştan sahip olduğu temel hakları güvence altına almak için ortak bir metin hazırlanarak Paris’te imzalanmıştı. Kürt halkı için sadece raflarda kalan bir anlaşma olsa da. Parantez içinde söylemem gerekir ki biz Kürt halkı olarak bu süreçte de 2. Dünya savaşındaki toplama kamplarına benzer şekilde zindanlarda tutulup, işkencelere, imhalara, şiddete maruz bırakılıyoruz! Ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulu hiçbir şey görmüyor, duymuyor, yapmıyor! diyor ve 10 Aralık 2025 tarihinde aldığım HACI ATLI ’nın mektubunu ekliyorum.

Bahar yürekli değerli Ablam,

Yüreğimin derinliklerindeki sıcak duygularım ve özgür yaşama olan umudumla merhaba.

Sana geç cevap verdiğim için özür dilerim. Senin mektubunu alırken Annemin ölüm haberini de aldım. Beni fazlasıyla etkiledi ve ancak şimdi kendimi toparlayabildim.

Annem acılı, çilekeş ve sevdalı bir anneydi. Kürt halkının tüm yaşanmışlıklarını bağrında yaşayan bir anneydi. O Amed Barış Anneleri inisiyatifiydi. O Gerilla Annesiydi.

Kızının saçlarını tarayıp, giydirip bir gelin gibi süsleyerek elleriyle Özgürlük dağlarında bir özgürlük çiçeği ve savaşçısı olmasını sağladı. O eşini faşist devletin işkence tezgahlarında katledilişini yaşadı. O ÇİYAGER’lerin, DELİL’lerin, XEMGİN’lerin yoldaşıydı. SUR’daki Özyönetim direnişinde 75 gün evini terk etmeyen direnişçi bir anneydi. O tutsakların, Özgürlük ve Barış sevdalılarının annesiydi.

O benim annemdi biliyor musun Ablam. O gitti ben öldüm… Bir veda bile edemedim. Benimle konuşmak ve kızı HEVİ Amed’i görmek istemişti. Alman devleti izin vermedi. Sadece ölüm haberini almama izin verildi. Özür dilerim seni üzdüysem Ablam.!

Seni sormayı unuttum. Özür dilerim. Umarım iyisindir ve her şey yolundadır. Anneyi sayfalarca anlatsam O’nu hep eksik anlatacağımı biliyorum. Onun için Güneş yüzü görmemiş, hiç söylenmemiş sözler gerek…Bunları da ben bilmiyorum. Ben söylenenleri yeni biçimiyle ve duygularımla anlamlandırarak yazdım. Defalarca canlı kalkan olurken o mutluluğunu ömrüm boyunca unutamam. Hayalleri, özlemleri yarım kalsa da yine de huzurlu uyuduğuna inanıyorum.

Ablacığım, yargıtay itirazımızı reddetti. Ve 2 yıllık ceza onandı. Beni Bernau Cezaevine transfer ettiler. Özgür kalma tarihi 21.05.2026’dır. Direnişe devam etmek dışında bir lüksümüzün olmadığı bilinciyle direnişe devam ediyorum. Senin mektubuna cevap verme yerine, senden izinsiz sana içimi döktüm. Orada olsaydım birlikte toplardık ama üzgünüm sen yalnız toplamak zorundasın…!

Özgür yarınlarda, özgürce görüşmek dileğiyle…

Kendine çok iyi bak Bahar yürekli Ablam. Bitimsiz sevgi ve saygılarımla Kardeşin Dino.

HACI ATLI, JVA Bernau, Bauermann Str. 81, 83233 Bernau, 08.12.2025


Kadının Kaleminden: Gül Güzel – 11.12.2025


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑