Published on Mayıs 31st, 2025

Almanya’da hüküm giyen Kürt siyasetçi Kenan Ayaz’ın Kıbrıs’a iadesi gündemde

ÜÇ ÜLKE ARASINDA BİR KÜRT AKTİVİST – 11 yıl siyasal mülteci olarak yaşadığı Kıbrıs’ın Larnaka Havalimanında Berlin’in emriyle 2023’te tutuklanarak Almanya’da hüküm giyen Türkiye yurttaşı Kenan Ayaz’ın avukatı Kürt siyasetçinin cezasının geri kalanını Kıbrıs’ta çekmesi koşulunun yerine getirilmesi için harekete geçti.

Geçtiğimiz yıl Kıbrıs’tan Berlin’in tutuklama emriyle Almanya’ya iade edildikten sonra PKK üyesi olmaktan hüküm giyen Kenan Ayaz’ın Kıbrıslı avukatı, müvekkilinin cezasının geri kalanını Kıbrıs’ta çekmesi için başvuruda bulundu.

Cyprus Mail’in haberine göre, Ayaz’ın avukatı Efstatiyos Efstatiyu, Kıbrıs Adalet Bakanı Mariyos Hartsiyotis’e Ayaz’ın Almanya’ya iadesini onaylayan Larnaka bölge mahkemesinin siyasetçinin hüküm giymesi halinde cezasını çekmek üzere Kıbrıs’a iadesini şart koşmuş olduğunu belirten bir başvuruda bulunduğunu duyurdu.

Estatiyu bu koşulun Almanya yetkililerince kabul edildiğini ve bu nedenle “Hartsiyotis’in […] bu talepte bulunması gerektiğini” sözlerine ekledi.

Estatiyu ayrıca, Ayaz’ın Almanya’daki savunma avukatı Antonia von der Behrens’in de, Almanya Adalet Bakanlığı’na bu koşulun “uygulanmasının gerekliliğini doğrulayan bir belge verilmesi” için başvuruda bulunacağını söyledi.

Ayaz’ın avukatı “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin siyasal mülteci olarak tanıdığı Kürt aktivist Kenan Ayaz’ın, böylesi ‘cazip gözaltı koşulları altında’ daha fazla gün geçirmek zorunda kalmaması için şimdi, diplomasinin ‘konuşması’ gerekiyor” dedi.

Kenan Ayaz davası hakkında

TC yurttaşı iken 1993’te Türkiye’de PKK üyeliğinden tutuklanan ve daha sonra beraat eden Ayaz, 2010’da Türkiye’de yeniden suçlanınca Kıbrıs’a sığınarak burada mülteci statüsü almıştı. Ancak daha sonraki yargı ve iltica süreçleri kapsamında Kenan Ayaz davası, Avrupa’da “terörle mücadele”, “siyasi sığınma” ve “insan hakları” alanlarında önemli tartışmaların konusu olmuş ve uluslararası hukuk açısından dikkatle izlenen bir süreç haline gelmişti.

Kenan Ayaz, 10 yılı aşkın bir süre boyunca Güney Kıbrıs’ta siyasi sığınmacı olarak yaşadıktan ve “Teofilios Kürdistan Kültür Merkezi” üyesi olarak etkinlik gösterdikten sonra 15 Mart 2023’te Larnaka Havalimanı’nda, Almanya’nın Avrupa Tutuklama Emri kapsamında PKK üyeliği suçlamasıyla tutuklanmıştı. Ayaz’ın avukatı, bu suçlamaların siyasi nitelikte olduğunu ve müvekkilinin şiddet içeren eylemlere katılmadığını savunmuştu.

Ayaz, Almanya’ya iade edildikten sonra Hamburg Eyalet Mahkemesinde yargılandı ve 2 Eylül 2024’te 4 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, Ayaz’ın 2018-2019 arasında PKK’de üst düzey sorumluluklar üstlendiğine ve bu kapsamda faaliyetlerde bulunduğuna hükmetti. Ayaz ise, mahkeme kararını siyasi bir yargılama olarak niteleyerek kendisinin Kürt halkının özgürlük mücadelesine bağlılığını beyan etti.

Ayaz, Almanya’da hüküm giydikten sonra Kıbrıs Yüksek Mahkemesinin iade sürecinde koyduğu “ceza Kıbrıs’ta infaz edilecek” şartına dayanarak cezasının kalan kısmını Kıbrıs’ta çekmek üzere Kıbrıs Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı’na resmi başvuruda bulundu.

Kıbrıs’taki sol siyasi partiler, eleştirel basın ve insan hakları savunucuları, Ayaz’ın iadesini ve Almanya’da yargılanmasını eleştirdi. 56 sandalyeli mecliste 15 sandalyeye sahip Emekçi Halkın İlerici Partisi (AKEL) Milletvekili Giyorgos Kukumas, Ayaz’ın bir özgürlük savaşçısı olduğunu ve cezasını Kıbrıs’ta çekmesi gerektiğini dile getirdi. Koalisyon ortağı sosyal demokrat Birleşik Demokratik Merkez Birliği (EDEK) yetkilileri de Ayaz’ın Kıbrıs’a iadesini talep ettti.

Ayaz’ın Kıbrıslı avukatı Efstatiyos Efstatiyu’nun, Almanya’da kaldığı otel odasında davayla ilgili bilgilerin bulunduğu dizüstü bilgisayarının çalındığı ve bu olayın Türk veya Alman gizli servisleri tarafından gerçekleştirildiği iddiaları Almanya’daki yargılamanın güvenlirliği ve tarafsızlığı konusunda kaygılara yol açtı.

Yorumcular, Türkiye’de Öcalan’ın çağrısıyla başlayan yeni “demokratik toplum ve barış” döneminde PKK’nin kendisini feshi ve silah bırakması sürecinin, iki ülke makamlarının konuya olumlu yaklaşmaları olasılığını güçlendirdiğini değerlendiriyor.

(bianet -AEK)