Aralık Katliamları Mannheim’da anıldı
Mannheim’da Maraş Katliamı, 19 Aralık Cezaevleri Katliamı ve Roboski Katliamı için anma etkinliği düzenlendi.
Enver Enli (Mannheim)
Mannheim Mezopotamya Kültür Merkezi’nde (NÇM) gerçekleştirilen anma programı; NÇM Mannheim, Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) ve Maraş Demokratik Dernekler Federasyonu ( MARDEF) çağrısıyla yapıldı. Etkinliğe Mannheim ve çevresinden yoğun katılım oldu.
Anma programının sunumunu Eser Ballıkaya yaparken, siyasetçi ve gazeteci Şükrü Yıldız konuşmacı olarak katıldı. Etkinlikte; 19–26 Aralık 1978’de gerçekleştirilen Maraş Katliamı, 19 Aralık 2000’de 20 cezaevinde eş zamanlı yapılan ve 30 devrimci tutsağın katledildiği “Hayata Dönüş” Operasyonu, 28 Aralık 2011’de Roboskî’de, 17’si çocuk 34 sivilin Türk Silahlı Kuvvetleri’nin saldırısıyla yaşamını yitirdiği Roboski Katliamı ele alındı.
Alevi geleneğine uygun olarak çerağ yakılmasıyla başlayan anma, katliamlarda yaşamını yitirenler için yapılan saygı duruşu ile devam etti. Roboski, Cezaevleri ve Maraş Katliamları’na dair video gösterimlerinin ardından söz alan Şükrü Yıldız, Maraş Katliamı’nın ana hedefinin Kürtler, Aleviler ve sol-sosyalist çevreler olduğunu vurguladı. Yıldız, devletin o dönemdeki kodlamasının “Kürtler – Komünistler – Kızılbaşlar” şeklinde olduğunu ve bu yaklaşımın “3K” üzerinden şekillendiğini ifade etti.
Roboski Katliamı’nın da Kürtlere yönelik sistematik bir saldırı olduğunu belirten Yıldız, “Hayata Dönüş” operasyonlarının ise sol-sosyalistlere ve Kürtlere karşı yürütülen bir devlet politikası olduğunu söyledi. Bu katliamların tamamının Aralık ayında gerçekleşmesine dikkat çeken Yıldız, söz konusu dönemlerde CHP’nin iktidarda olduğunu hatırlattı. Konuşmasında Sivas Madımak, Koçgiri, Dersim, Çorum ve Erzincan katliamlarına da değinen Yıldız, katliamların merkezinde Türk devletinin kurucu ideolojisinin bulunduğunu ifade etti. Devletin kuruluş kodlarının farklılıkları reddettiğini söyleyen Yıldız, aynı zihniyetin bugün Rojava’daki farklı halkların ve kültürlerin birlikte yaşam iradesine karşı da sürdüğünü belirtti.
Soru-cevap bölümünün ardından, NÇM Mannheim adına yapılan konuşmada katliamlar kınanarak örgütlü mücadele çağrısı yapıldı. Şehit aileleri adına yapılan konuşmanın ardından söz alan 1996 Açlık Grevleri ve Ölüm Orucu direnişçisi Enver Enli, o döneme dair tanıklıklarını paylaştı. Enli, devlet geleneğinde soykırımların, katliamların ve zulmün sürekliliğine dikkat çekerek, İttihat ve Terakki zihniyetinin en ağır biçimde halklara yaşatıldığını ifade etti. Egemen sistemin halka sürekli “kötünün iyisini” seçtirdiğini belirten Enli, iki ana siyasal anlayışın da özünde aynı olduğunu vurgulayarak 3. Halk Cephesi’nin yaratılmasının tarihsel önemine dikkat çekti. Konuşmasını, başta Ermeni Soykırımı olmak üzere tüm soykırımlarla yüzleşme çağrısıyla tamamladı.
Yapılan konuşmaların ardından anma etkinliği sona erdi.

























































