Avusturya

Published on Ekim 21st, 2025

0

Avusturya’da Partizan ve Sınıf Teorisi “Barış süreci ve Ulusal sorun” üzerine ortak paneller düzenledi

Avusturya’da Partizan ve Sınıf Teorisi Türkiye’de güncel siyasal gelişmeler, barış süreci ve ulusal sorun üzerine, 18 Ekim Cumartesi Viyana ve 19 Ekim Pazar günü Wörgl şehirlerinde ortak iki panel düzenledi.

Düzenlenen paneller Devrim, sosyalizm ve komünizm mücadelesinde ölümsüzleşenler anısına yapılan saygı duruşuyla başladı. Açılış konuşmasında, Emperyalist saldırganlığın sınır tanımadığı, yerli işbirlikçileri aracılığıyla, dünya halkları üzerinde en koyu faşizmin uygulandığı bir dönemden geçmekteyiz, Türkiye özelinde sürecin değerlendirilmesi ve devrimci demokratik görev ve sorumluluklarımızı tartışarak daha ileriye taşımak için buradayız denildi.

İlk konuşma Partizan temsilcisi ile başladı; Partizan temsilcisi; Dünya genelinde emperyalist güçler arasındaki rekabet giderek keskinleşiyor. Derinleşen ekonomik kriz, emperyalistleri daha saldırgan hale getirerek, yeni pazar alanları yaratma ve sömürüyü yoğunlaştırma yönünde harekete geçiriyor. Bu durum, dünya genelinde çatışma ve krizi daha da derinleştiriyor.

Bu süreçte, emperyalizmin ileri karakolu işlevini gören Türkiye gibi ülkeler, hem emperyalist müdahalelere daha açık hale getiriliyor hem de Orta Doğu’nun yeniden dizaynında kendilerine biçilen uşaklık rolünü oynamaya zorlanıyor.

“Barış süreci” olarak adlandırılan girişimlerin de emperyalist müdahalelerden bağımsız ele alınamayacağı vurgulanarak, anti-emperyalist mücadelede tutarlılığın hayati önemde olduğu ifade edildi. Devletin niteliğinde bir demokratikleşme olduğunu sanmanın, onun Kürdistan’da yıllardır sürdürdüğü faşist, katliamcı, işgalci karakteri görmezden gelmek anlamına geldiği belirtildi. Gerçek bir demokratikleşmenin ancak bu sömürücü devletin yıkılmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.

İkinci konuşma Sınıf Teorisi temsilcisi ile devam etti; Türkiye’de hakim sınıflar arasında yaşanan klik çatışmasının ekonomik ve politik temellerine değindi. AKP-MHP iktidar bloğuyla CHP ve diğer burjuva siyasal yapıların temsil ettiği sermaye çevreleri arasındaki gerilimin son dönemde belirginleştiğini söyledi.

Temsilci, bu tablo karşısında devrimci hareketin nasıl bir politik hat izleyebileceğine dair değerlendirmelerde bulundu. Ayrıca, Abdullah Öcalan’ın “demokratik siyaset” yaklaşımının silahlı mücadeleden uzaklaşma anlamına geldiğini belirterek, bu yönelimin düzen içi bir çizgiye işaret ettiğini ifade etti.

Konuşmacıların ardından katılımcılardan gelen sorular cevaplandı, verimli tartışmalar yaşanılan paneller sonlandırıldı.

AHM Avusturya


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑