Fırat: Alevi ve Kürt sorunu birlikte demokratik zeminde çözülmeli 🎥►
Komisyonun Alevi toplumunun eşit yurttaşlık taleplerini çözmek için de önemli bir fırsat olduğunu belirten Celal Fırat, “Cemevlerinin ibadethane sayılması ve zorunlu din derslerinin kaldırılması önceliğimiz. Asimilasyon politikaları sona ermeli” dedi.
Meclis Komisyonu Üyesi Celal Fırat, komisyonun üzerinde büyük bir sorumluluk olduğunu belirterek, “Umarım bunun farkında olurlar. Orada bulunan bütün arkadaşlarımız, o masada bütün sorunların konuşulabileceği mekanizmaları pekiştirmeli” dedi.
Önder Apo’nun 27 Şubat’ta yaptığı çağrıyla birlikte, Türkiye’de yeni bir sürecin adımları da atılmaya başlandı. Tarihi çağrıdan sonra, PKK 12. Kongresi’ni toplayarak kendini feshettiğini açıkladı. Ardından bir grup gerilla, sürece destek amacıyla 11 Temmuz’da Silêmanî’de silahlarını yaktı.
AKP iktidarı ise bu gelişmelerden sonra, yine Önder Apo’nun önerisiyle, TBMM’de bütün partilerin yer aldığı bir komisyon kurdu ve yeni sürece ilişkin yasaların çıkması için çalışmalarına başladı. DEM Parti, komisyonda beş üye ile temsil ediliyor. Bu üyelerden biri de Alevi dedesi olan DEM Parti İstanbul Milletvekili Celal Fırat.
Celal Fırat ile Alevi toplumunun komisyondan beklentilerini ve yeni süreci konuştuk.
EN BÜYÜK BEKLENTİMİZ TOPLUMSAL BARIŞ
DEM Parti’nin, komisyonda başta Kürt sorunu olmak üzere Türkiye’nin önemli sorunlarına dair söz kuracağını belirten Fırat, Alevi toplumunun sorunlarının da komisyonda görüşüleceğini dile getirdi. Toplumda ciddi bir kirlenmenin olduğunu söyleyen Fırat, sözlerine şöyle devam etti:
“DEM Parti’nin sadece komisyondan değil, Türkiye halklarından da beklentileri var: Barış sürecine katkı sunmaları. Bizim komisyondan çok beklentimiz var. Demokrasinin yegâne koşulunu oluşturacak olan bu komisyondur.
TBMM’de özellikle Cumhuriyet Halk Partisi, ‘Meclis’e getirin’ diyordu. Şu anda Meclis’e geldi. Herkesin, her siyasi partinin farklı düşüncelerini özgür bir çerçevede dile getirmesine, başta Kürt sorunu olmak üzere tüm meselelere ilişkin söz kurmasına ve çözüm üretmesine dönük bir beklentimiz var. Ama en büyük beklentimiz, toplumsal barış.
Toplumda ciddi bir kirlenme, bir çürümüşlük var. Bu çürümüşlüğün, inkârın, asimilasyon politikalarından vazgeçmenin yegâne koşulu; herkesin empati yaparak, birbirini anlayabilecek bir dille merhabalaşma sağlayabilecek, muhabbet edebilecek, sorunlarını çözebilecek bir çalışma ortamı oluşmasını hazırlıyoruz.”
‘TÜRKİYE HALKLARI KOMİSYONDA SÖZ KURACAK ARKADAŞLARIMIZA DESTEK VERMELİ’
Kürtçe üzerindeki baskılara da değinen Fırat, gelinen noktada yaşanan inkârın birbirine dokunarak çözülebileceğini belirterek şöyle devam etti:
“Bu komisyondan çok beklentimiz var. Demokratikleşmeyle, dil meselesi başta olmak üzere, şu an Kürtçe ile ilgili çok yoğun sorunlar yaşanıyor. Bir ay önce İstanbul’da, Kürtçe konuştukları ve araçta halay parçaları çaldıkları için, hamile bir kadın neredeyse çocuğunu düşürecek duruma getirildi. Böyle bir düşmanlık var.
Yine sağda solda da buna dair çok şey duyuyoruz. Ciddi bir inkâr var, inkâr politikaları güdülüyor. Artık bundan daha çok, birbirini algılayabilecek, anlayabilecek; gönüllerle birbirimize dokunabileceğimiz bir sürecin yaşanması gerekiyor.
Komisyondan çok beklentimiz var, ama asıl destek verecek olan Türkiye topluluklarıdır, Türkiye halklarıdır. Her birey ve sivil toplum kuruluşu, bu komisyonda söz söyleyen arkadaşlarımıza destek verirse, onlar da daha cesaretle sözlerini ifade edebilirler diye düşünüyorum.”
‘HALK TOPLANTILARINDA ÖNE ÇIKANLARI DA KOMİSYONDA DİLE GETİRECEĞİZ’
DEM Parti’nin sürece dair düzenlediği halk toplantılarında dinlenen sorunların da komisyonda dile getirileceğini belirten Fırat, Kürt halkında devletin geçmiş politikalarından dolayı bir güvensizlik olduğunu da ifade etti:
“Komisyona halkın talepleri ön koşulsuz bir çerçevede iletilecek ve konuşulacaktır. Toplumumuzda büyük bir kaygı var. İktidar, son dönemde Türkiye halklarına, özellikle Kürt halkına çok can yakıcı acılar yaşattı. Kendi gibi düşünmeyen herkese büyük acılar yaşattırdı. Buna istinaden de halkımızın büyük bir güvensizliği var. Bu güveni inşa edecek olan da şu anki siyasi yapı, iktidar ve devlettir.”
Cezaevlerinde yaşanan sorunların da komisyonda dile getirileceğini ve bunun için Meclisi’n bir çağrı ile toplanabileceğini belirten Fırat, şunları söyledi:
“DEM Parti’nin her sözünden biri cezaevindeki siyasi tutsakların durumu. İnfazı yakılanlar, hasta tutsaklar var. Keyfi bir şekilde kendi kafalarına göre bir şey oluşturmuş, çağırıyor, düşüncelerini soruyorlar. 30 senelik cezalarını tamamlamış ama buna rağmen infazları yakılmış arkadaşlarımız var.
Şimdi adalet diyeceksin, hak diyeceksin, demokrasi diyeceksin, anayasa diyeceksin ama kendi koyduğun kaide ve kuralları reddedeceksin. Bu doğru bir yaklaşım değil. Özellikle 10. Yargı Paketi ile ilgili çok büyük bir beklenti oldu ama maalesef AKP son anda onu geri aldı ve arzu etmediğimiz bir noktaya getirildi.
Ama inanıyorum ve umut ediyorum ki, kısa bir süre içerisinde –Meclis açıldığında ya da daha önce de olabilir- bir çağrı yapılarak Meclis açılıp bu konuda karar alacaktır. Muhtemelen bunlar olacak diye düşünüyorum.”
‘İNKARCILIĞIN TOPLUMU NE HALE GETİRDİĞİNİ ACI BİR ŞEKİLDE GÖRDÜK’
Cumhuriyetin ilk yüzyılında bütün sorunların halının altına sürüldüğünü dile getiren Fırat, iktidarın komisyona yönelik sadece PKK’nin silah bırakmasına dair yöneliminin de yanlış olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti:
“Çok hassas bir mesele, DEM Parti olarak farkındayız. Bu komisyonun bunları konuşması gerekiyor. Bütün sorunlar yıllardır, özellikle Cumhuriyet’in birinci yüzyılında hep halı altında süpürüldü. O sorunların, sıkıntıların, o inkarcılığın ve retciliğin toplumu ne hale getirdiğini çok acı bir şekilde gördük.
Başta PKK meselesi olmak üzere, bu ülkede bir Kürt sorunu olmadığını kimse söyleyemez. Bir yurttaş ‘Kardeşim benim sorunum, sıkıntım var’ diyorsa elbette ki bu konuşulmalı. PKK başta olmak üzere silahları bırakacak gerilla arkadaşlar nereye gelecek, nasıl olacak, elbette ki söz kurulmalı; cezaevindeki insanlara dair de söz kurulmalı. Ama aynı çerçevede Türkiye’de bir demokratikleşme sorunu var. Alevi meselesi var, ezilenler, kadın meselesi var. Onlarca sayabilirim, emekçilerin, farklı kesimlerin sorunları var. Tabii her sorunu da götürüp bu komisyonun boynuna koymamak lazım, bunu söylemek gerekiyor. Ama başlıca meseleler, Kürt sorunu ve Alevi sorununa dair bu komisyon söz kurmalı, buna dair söz söylemeli.
Sadece PKK üzerine, silah bırakma üzerine bu kirli dili de bırakmaları gerekiyor. Empati yapmaları lazım. Bir birliktelik olacaksa, demokratik bir çalışma olacaksa önce dilimizden başlamamız lazım. Ondan sonra gönüllerimizden başlamamız lazım, gönüllerimizi bu çerçevede birbirimize açmamız lazım.
Komisyonun üzerinde çok büyük sorumluluklar var, umarım bunun farkında olurlar. Orada bulunan bütün arkadaşlarımız, hangi siyasi partiden olursa olsun fark etmeksizin, o masada bütün sorunların konuşulabileceği mekanizmaların pekişmesi lazım. Bu, Türkiye için de Türkiye’nin demokratikleşmesinin içselleşmesi açısından da bir umut olur. Ben komisyondan umutluyum, diyebilirim.”
‘YAPMAMIZ GEREKEN DAHA ÇOK ÇALIŞMAK VE ETKİN OLMAK’
Bir Alevi dedesi olarak komisyonda yer almasının, Alevi toplumu açısından ciddiye alındığını ve özellikle Aleviler üzerinde yürütülen kara propagandaya da cevap olduğunu söyleyen Fırat, şunları ifade etti:
“Ben, İmam Rıza hocanın bireyiyim, yıllardır cemlerin içinde büyüdüm ve Garip Dede’nin pirliğini yapıyorum. Alevi toplumu, büyük bir toplum. Şu an Türkiye’de bir havuz medyası var, bir de muhalif medya var. Üzülerek belirtmek gerekiyor ki, onlar da o dili kullanıyorlar. Diğerlerinden esinlendiler ve çok kötü bir propaganda yapıyorlar. Sanki biz AKP-MHP ile anlaştık, onlarla yol yürüyecekmişiz gibi bir mantık güdülüyor.
Tabii daha çok CHP ile içli dışlı olan Aleviler bu gözle bakıyor; DEM Partili olan Aleviler ise farklı bakıyor, süreci okuyabiliyorlar çünkü bizim medyamızı takip ediyorlar. Kürt Özgürlük Hareketi’nin medyasını etkin bir şekilde takip ediyorlar.
Bir Alevi dedesi olarak çok eleştiriler alıyoruz. Her gittiğimiz yerde, hemen kenara çekilip bu meseleye dair konuşuyorlar ve konuştuğumuzda ikna da oluyorlar. Kafalarında bir ön perde yok, muhabbet ettiğinde onu aşabiliyorsun, gönüldaşlık kurabiliyorsun. Yapmamız gereken daha çok çalışmak ve daha etkin olmak.”
‘DEM PARTİ, HALKLARIN DERDİNİ KENDİNE DERT EDEN BİR SİYASİ YAPI’
Alevilerin komisyondan beklentilerinin eşit yurttaşlık temelinde tanınmak olduğunu söyleyen Celal Fırat, DEM Parti’nin halkların dertlerini kendine dert edinen bir parti olduğunu belirtti:
“Alevilerin beklentileri var. Cemevlerinin ibadethane sayılması çerçevesinde bir talepleri var. Alevilere karşı zorunlu din dersleriyle büyük bir asimilasyon politikası güdülüyor. Kendi Alevisini yaratmaya çalışan bir devlet mantığı var ve buna karşı da büyük bir tepki var. Ben komisyona önerildiğimi Pötürge’deyken öğrendim. Oradaki insanlar ve yüzlerce arkadaşımız, bunu değerli gördüklerini dile getirdiler. Alevi örgütlerimiz de açıklama yapacaktır.
DEM Parti, bütün halkların derdini kendine dert eden bir siyasi yapı. Ben siyaset yapıyorum diye söylemiyorum ama iki senedir Meclis’te yaptığım konuşmaların çoğunu Alevilikle ilgili yaptım. Bir kez bile bana ‘Yahu Celal Dede, bu eksende de söz kur’ ya da ‘şunu az söyledin, çok söyledin’ demediler. Tam aksine, Aleviliğe dair daha etkin olmam için telkinde bulunuyorlar. Bu da bir Alevi dedesi olarak beni mutlu ediyor açıkçası.
Orada da (komisyon) bunu yapmaya gayret edeceğiz, diğer arkadaşlarımızla beraber. Başta Kürt sorunu olmak üzere, Alevi sorununun da eşit yurttaşlık perspektifinde çözüme ulaşması için ne gerekiyorsa yapacağız.” (ANF)

























































