Makaleler

Published on Temmuz 28th, 2025

0

Mezhepçi diktatörlüğün kurucu terörü | Ziya Ulusoy


Colani çetesi Şam’da saraya oturtulunca, güç yetersizliği nedeniyle ve Erdoğan’ın Saray ve ordusundan gönderdiği tetikçilerinin tavsiyesiyle diğer islamcı çeteleri ve Erdoğan’ın SMO çeteleriyle beraber, islamcı faşist rejim/devlet inşasının kurucu terörünü uyguluyor.

Suriye’de Colani ve HTŞ çeteleri Alevi halka soykırımcı saldırıdan sonra Dürzi halkına da 13 Temmuz’da yoğun ve sonuç almayı hedefleyen saldırı düzenledi. Amacı, Sünni İslamcı bir diktatörlük kurmak.

Colani’yi ABD liderliğindeki Batı emperyalizmi ile Erdoğan ve Arap gerici diktatörleri, Netanyahu’nun bölgesel savaş zinciriyle bölgede ABD ve Batı emperyalizminin adeta ve şimdilik rakipsiz hakimiyetini sağladığı koşullarda, iktidara getirdi. Şimdi Colani’nin Sünni islamcı faşist bir diktatörlüğünü inşa etmeye çalışıyorlar.

Tom Barrack’ın Trump ABD’sinin tercihini nobranca söylediği gibi Suriye halklarının isteklerine göre bir rejim olamaz. Her halk ve toplumsal kesim Colani’nin merkezi otoritesine itirazsız uyacak!

ABD emperyalizmi, muhtemelen Irak işgaliyle kurduğu rejimin “istikrarsızlık” yarattığını deneyimleyerek şimdi acilen ve hızla istikrar istiyor. Kastettiği katı bir diktatörlük. Bu, mevcut durumda Colani’nin Sünni İslamcı diktatörlüğü olacak.

Barrack bütün güçlerin Colani merkezi etrafında kurulacak iktidara tabi olmalarını da istedi. Halklar ve emekçiler Colani’ye tabi olacak! Barrack’ın söylemiyle Suriye’de federasyon olamaz, olmamalı! Bu söylemden cesaret alan Colani SDG’ye silahlı güçlerini HTŞ’ye (Suriye ordusu diyor) katmasını dayatmakla kalmadı, “federasyon ve özerklik kesinlikle olmayacak”ı da dayattı.

Colani Şam yönetimine taşınırken de toplumsal dayanağı ile askeri olarak Suriye’de iktidar/devlet kurmaya asla yetmiyordu, şimdi de yetmiyor. Fakat ABD başta gelmek üzere Batılı emperyalizmin ve Erdoğan-Bahçeli rejiminin çok yönlü, Suudi, Katar ve BAE’nin mali ve siyasi desteğiyle Sünni İslamcı faşist diktatörlüğü ve devleti kurmaya girişiyor.

Sözkonusu emperyalist ve bölgesel gerici devletler desteği sayesinde Colani, hemen başlangıçta İslamcı bir rejim ve Suriye Arap Cumhuriyeti’ni ilan eden kendi anayasasını dayattı. İslamcı ve Arap dayatmasını Erdoğan rejiminin ısrar ettiği kamuoyuna verilen demeçlerle açığa da vurdu. Dahası güçsüz Colani’nin dayattığı anayasanın Erdoğan’ın memurlarının yazdığı bazı yazarlarca basına yansıtıldı.

Fakat şimdi Dürzi halkını “dış güçler”in oyununa gelmekle suçlayan Colani çetesi, anayasasının ve hedeflediği İslamcı diktatörlüğünün niteliğinin belirlenmesi, dış güçler tarafından yapılıyor. Ayrıca, kendisinin niteliği de Kaide ve Işid mensubu geçmişinden gelen ve İdlib’deki pratiğinde şekillendiği gibi, şeriatçı faşist karekterde.

Colani çetesi, Erdoğan-Bahçeli’nin ordusu korumasında İdlib’de diğer İslamcı çeteleri silahlı terörle teslim alıp bir bölümünü tasfiye ederken, bir bölümünü kendi saflarına kattı. Rakip İslamcı örgütlerin komutanları toplantıdayken ABD bombardımanıyla öldürülmelerini Colani’nin ihbar ettiği söyleniyor.

Colani çetesi Şam’da saraya oturtulunca, güç yetersizliği nedeniyle ve Erdoğan’ın Saray ve ordusundan gönderdiği tetikçilerinin tavsiyesiyle diğer islamcı çeteleri ve Erdoğan’ın SMO çeteleriyle beraber, islamcı faşist rejim/devlet inşasının kurucu terörünü uyguluyor. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk yönetim ve güçlerine ‘sıra size gelecek’ gözdağını veriyor.

Alevi ve Dürzi inançtan halka soykırımcı terörü bu amaçla gerçekleştiriyor. Alevi soykırımında Erdoğan’ın El Hamza ve Sultan Murat Tugayları ön planda rol oynarken Erdoğan’ın TSK’sı Sahil’e hareketlenerek Siha’lı, tanklı toplu güçleriyle destek verdi. Erdoğan ve diğer faşist islamcı güçler Türkiye ve bölge kamuoyuna “kalkışma başarıyla bertaraf edildi, istikrar sağlandı” demeçleri vererek sevinç naraları attılar.

Colani Alevi soykırımını kontrol dışı bazı islamcı örgütlere bağladıysa da, kurduğu sözde soruşturma komisyonunun kimseyi tutuklamaması HTŞ çetelerinin de soykırım içinde olduklarının resmen itirafıdır.

Şam’da Hristiyan kilisesine yönelik katliamı kontrol dışı el-Sünne yapmış olsa da, Dürzi halkına yönelik soykırımcı saldırıda hemen bütün islamcı çeteler ile aşiretlerden devşirilen çeteler HTŞ ordusunun kıyafetleri giydirilerek seferber edildi. IŞİD bayraklılar dahil.

Erdoğan’ın savaş ve işgal bakanı Güler, Colani’yi mizansenle yönlendirerek “İsrail’e karşı yardım” talebine kabul cevabı verdi. Zaten fiilen varolan Erdoğan’ın TSK’sı ve MİT’iyle her kademede askeri ve siyasi danışman ataması gerçeği “İsrail’e karşı“ ambalajıyla resmileştirildi.

 Netanyahu ve Erdoğan, iki soykırımcı anlaşınca da, çekişince de halklar kaybediyor. Ve her iki taraf emperyalistlerin yörüngesinde.

Oysa Suriye’nin demokratik geleceği, halkların islamcı faşizme, bölgenin işgalci akbabaları ile emperyalistlere karşı birleşik mücadelesindedir.


Seçtiklerimiz: Ziya Ulusoy – Yeni zgür Politik – 26.07.2025


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑