Halkın Birliği’nden deprem açıklaması
6 Şubat 2023 Depreminde Rant, Tedbirsizlik ve Kadercilik Nedeniyle 50 Bin 738 Kişi Katledildi. Deprem Katliamının Sorumlusu Erdoğan-Bahçeli İttifakına Dayanan Faşist Dinci Saray Rejimidir: Çünkü Deprem Değil, Kapitalizm Öldürür!
Türkiye tarihinin en büyük doğal afetini 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş Pazarcık merkezli deprem ile yaşadı. Depremden 50 Bin 738 emekçi yaşamını yitirdi.
Diğer doğal afetlerde olduğu gibi Maraş merkezli 6 Şubat depreminde de Saray rejimi emekçilerin yardımına koşmadı ve adeta binlerce emekçinin toprak altında katledilmesine göz yumdu. Depremin ardında yıkılan binaların müteahhitleri AKP yandaşları olduğundan dolayı göstermelik yargılamalar dışında cezasızlık uygulaması yolu tutularak deprem cinayetçilerinden hesap sorulmadı. Tıpkı Somada, Çorluda, Ermenekte, İzmirde yaşanan doğal afetlerde olduğu gibi.
Herşeyden öncesi vurgulamak gerekiyor ki, AKP iktidarının başından itibaren sektörel anlamda en çok odaklandığı alan “inşaat ve altyapı” sektörü olmuştur. Öyle ki inşaat sektörü ekonominin motoru olarak görülmüştür. Yap-işlet-devret modeliyle kamunun oluşturduğu değerlerin özelleştirilmesinin önü açılmıştır.
İnşaat ve gayrimenkul sektörü GSYH içinde özellikle AKP iktidarı ile birlikte büyük bir yer kaplamıştır. 1998-2021 yılları arasında bu sektörde yaklaşık 2.2 trilyon dolarlık bir harcama görülmektedir.
Bu süreçte yapılan yol, köprü, plaza ve yapılar ise “çılgın projeler ” olarak halkın önüne sunulmuştur. Hatta bazı projelere hiç para harcanmadığı bile söylenmiştir. Aslına bakıldığında ise dudak uçuklatan rakamlar bu projelerde harcanmıştır. Elbette bu paralar hazineden elde edilen gelirlerle yani halkın sırtına bindirilen zamlar ve vergilerle yapılmıştır.
Projelerin ihalelerinde AKP’li-MHP’li yandaşlar zengin edilmiş, daha önce hiç inşaat işi yapmamış şirketler kurulmuş ve ihale alıp sadece aldıkları ihaleleri devrederek paralar kazanmıştır. Yerel yönetimler ve meclis ile ise kentsel dönüşüm ve imar affı adı altında hukuki zemin hazırlanmıştır.
İnşaat sektörüne yapılan 2.2 trilyon dolarlık harcamaya ek olarak deprem vergileri de büyük bir pay oluşturmaktadır. Bu vergiler ise bütçe de her yıl düzenli olarak dağıtılmıştır. AKP yine aynı mantığıyla karşımıza Kanal İstanbul, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, İstanbul Havaalanı gibi projeleri çıkarmıştır. Bu projelerin fonları ise öyle ya da böyle hazineden karşılanmaktadır…
En başından söylemek gerekirse kapitalizm bir sistem olarak bugün insanlığın sorunlarına çözüm bulamamaktadır. Sorunları önleme değil, çözme eğiliminde olan bir düşünce sistemi dünya üzerinde hakimdir. Sorunların çözümü aynı zamanda yüksek rant getirecek alanlar olarak algılanmaktadır. Maliyetlerin düşürülmesi gibi “rasyonel birey” davranışını merkeze alan sistemin çelişkileri burada derinleşmektedir. Planlama ve halkın çıkarlarını düşünmek bir yanıyla emekçiler bakımından pratik davranışlardır ama aynı zamanda sistemsel olarak insanlığın en temel ihtiyacıdır. Fay hatlarının geçtiği bölgelere büyük yerleşim alanlarının yapılması açıktan plansızlıktır. Buradaki alanlara ise maliyetlerin düşürülmesi ve daha fazla kar elde etmek adına dayanıksız binaların inşa edilmesi serbest piyasa mantığının somut bulduğu durumdur. AKP’nin deprem sonrası sergilediği başarısızlığın özü de buralardan gelmektedir.
Şu da eklenmeli ki deprem adına toplanan yardımlar ile çoğu sektörde faaliyet gösteren AKP-MHP yandaşı şirketler inanılmaz karlar elde ettiler, edeceklerdir.
Bu sebeple doğal afet, salgın hastalıklar vb. gibi insan yaşamını doğrudan tehdit eden olaylara dair tartışma yaparken egemen sınıfın ideolojisinin sorgulanması gerekiyor. İnsan yaşamını doğrudan tehdit eden bu doğal afetlerin yıkımını önlenmesine dair en ufak bir düşünce fitili her ne kadar perdelenmeye, görünmez hale getirilmeye çalışılsa da sınıflı toplumları en belirgin hatlarıyla ortaya çıkarmaktadır. Depremin kendisi elbette büyük bir sorundur fakat sonuçları, enkaz, doğrudan kapitalist sistemin sorunlarıdır.
işin ilginç olanı ise, devletin bariz bir şekilde sadece piyasaya değil insan yaşamına müdahalesinin gerekliliği nedense doğal afetler döneminde hatırlanır. En “özgürlükçüleri” bile bu dönemde devletin müdahale etmemesini eleştirmekten geri kalmazlar. Aynı zamanda bu kişiler sosyalizm fikrinden yani emekçiler lehine kamulaşmadan korkarlar. Depremin üzerinde 2 yıl geçmesine karşın Erdoğan rejimince verilen sözlerin hiç birisi yerine getirilmemiştir. Bir yıl içinde depremzedelerin barınma sorunu çözüleceği ve herkesin evlerine geçeceği sözü verilirken ne yazık ki hala onbinlerce depremzede çadırlarda yada konteylerde-AFAD verilerine göre hâlihazırda deprem bölgesi 11 ilde 395 konteyner kent ve bu konteyner kentlerde 650 bin kişi yaşıyor.Depremin ikinci yılında da bu alanlarda hâlâ yeterli gıda ve su ihtiyaçlarının yeterince karşılanamadığı, sık sık elektrik kesintilerinin olduğu, sağlık sorunlarının, salgın hastalıkların yaşandığı sıkça dile getiriliyor.- kalmaya devam ediyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 24 Ocak 2025 itibarıyla deprem bölgesinde 201 bin 580 konut, köy evi ve iş yeri teslim edildiğini, 2025 yılı sonunda 452 bin 983 konut, köy evi ve iş yerinin teslim edilmesinin öngörüldüğünü açıkladı.
Ne kadar söz verilirse verilsin deprem değil insan yaşamını etkileyen her türlü olayda, AKP-MHP faşist Şeflik rejimi, yandaş kanallarda yardım şovları ve yalanlar pompalamaktan öteye gitmedi ve onbinlerce kişinin katledildiği depremin ardından tek bir devlet görevlisi istifa etmedi.
Verilerinde yakıcı olarak açığa çıkardığı gibi bugün insanların 6 Şubat 2023 yılındaki büyük depremde 50 bin 730 kişini ölmesine ve onbinlercesinin yaralanmasına sebep olan tam anlamıyla deprem değildir. Türkiye’de kapitalizmin somut bulmuş hali; AKP eliyle kurulan Türkiye’de siyasetin finanse edilmesini sağlayan rant üzerinde yükselen, herşeyi ranta ve kadere bağlayan vahşi kapitalizmdir. Haliyle doğal afetlerin işçi ve emekçilerin yıkıma uğratmaması için, işçilerin ve emekçilerin birleşik mücadelesiyle doğayı talan edip yıkıma uğratan burjuva kapitalist sistemin yıkılması ve doğa ile uyum içerisinde, merkezinde insanın durduğu devrim ve sosyalist sistemi kurmaktır.
Elbette buraya ulaşabilmek için bilinçlenip, örgütlenip mücadeleyi her alanda geliştirip büyütmek gerekiyor.
Somadan Ermenek’e, Çorludan 6 Şubat 2023’e Uzanan Katliamları Unutma! Unutturma!
50 Bin 738 Kişinin Katledildiği 6 Şubat 2023 Depreminin Sorumlusu Faşist Dinci Saray Rejimidir..!
Deprem Değil Kapitalizm Tedbirsizlik ve Kadercilik öldürür.!
5.Şubat.2025
Halkın Birliği

























































