Makaleler

Published on Ocak 26th, 2022

0

Alçaklığın güncesi | Nihat Veli Yüce


Soru soranı sevmezler, sorgulayanı sevmezler, bilimi rehber alanı sevmezler, hayır demeyi bileni sevmezler…

Sınıfsal konumu ve sınıf ilişkilerini bir yana bırakırsak, tarih dipten gelip, karunlaşıp, tiranlaşan insan tiplerine defalarca tanıklık etmiştir. Bu tarz insan tipinin küresel ölçekteki örneklerine baktığımızda öteden beridir öne çıkan en temel özellikleri, birer demogog ve şarlatan olmalarıdır. Erk basamaklarını tırmanış metotlarını, yalan ve aldatma üzerine inşa ederler. Bunların desturlarında asla tutarlılık olmaz. Mütevazi söylemlerle ortaya çıkarlar, toplumun her kesimine sevgi gülleri dağıtırlar, çok human bir profille, sempati toplarlar. Bütün bu mütevazi, alicenap gösterileri, erk basamaklarını tırmanmanın aracı olarak ele alınır. Esasta gizli ajandaları vardır. Bu nedenle asla söylemlerine bağlı kalmazlar. Gün içinde aynı konu hakkında bir birine tamamen zıt üç dört farklı çıkış yaparlar. Tutarsızlık, ilkesizlik umurlarında değildir, kitlelerin aldatılması önceliklidir. Sabah ak dediklerine akşam kara derler, akşam kara dediklerine de sabah ak derler. Bu çelişkiyi dile getirenlere ise, hiç sıkılmadan yalancı iftiracı derler. Güneş batıdan doğar, doğudan batar gibi, gerçeğe aykırı şeyleri çok rahatlıkla söylerler, gerçeğin yerine yalanı koyar, aksini savunanları ise yalancılıkla suçlarlar. Yalan üretme ve yayma, yalanı gerçeğin yerine koymak için büyük paralar harcarlar. Devasa trol ordusu oluştururlar, 24 saat yalanı topluma pompalar ve eninde sonunda toplumun bir kesimini bu yalanlara inandırırlar. İşsiz, yoksul, harap, bitap düşmüş bir bireyi ülkenin dünyanın en refah ve adil bölüşüme sahip ülkesi olduğuna inandırırlar. Çöpten yemek toplar, bu ülkede bunca refah varsa ben niye çöpten yemek toplamak zorunda kalıyorum sorusunu soramayacak kadar aptallaştırırlar bireyi.


Meşrepleri, ahlaki, vicdani ve insani davranmaya tamamen aykırıdır. Her türlü kirliliğin, iki yüzlülüğün, ahlaksızlığın içine dibine kadar batarlar, topluma ise ahlak dersi verirler. Tipik diktatör refleksi gösterir, diktatöre biat etmeyi temel ahlak kuralı gibi, ulusal ve dini gereklilik gibi sunarlar. Tanrıya şirk koşar, diktatörü tanrı gibi sunan, yalaka tiplerin köşe başlarını tutmasını özenle sağlarlar. Her türlü kirliliği, ahlaksızlığı, Allah bize yaptırıyor diye pazarlarlar. Fuhuştan, uyuşturucuya, haraç mafyasından, organ ve insan kaçakçılığına, kumar vurguncularından, ihale vurguncularına, ne kadar gayri ahlaki tip varsa çevrelerine toplarlar. Tepeden tırnağa kirlilik, ahlaksızlık, vicdansızlık, yalan ve talan imparatorluğu inşa ederler. Hak hukuk tanımazlar. İnsanın ilkel güdülerinden beslenirler. İnsanın ilkel ve en güçlü güdülerinden biri olan korku unsuruna oynarlar. Korku imparatorluğu kurmak, tehdit ve şantaj silahını sürekli kullanmak temel psikolojik savaş aparatlarıdır.  Kendilerine biat edenlerin her cuma bakara, makara sallıyorum demesini, diktatörü Allah’la eşdeğer sunanları, karımla yatsa hanemiz nurlanır diyenleri, tecavüzcüleri bir kereden ne çıkar diye savunanları, bunları bize Allah yaptırıyor diyenleri, kokain çekip senin için kefen giydik diyenleri, içine cin kaçmış diyerek bir kadını cin çıkarma adına döve  döve öldürenleri, lüks rezidanslarda kız ve erkek çocuklara tecavüz edip, ailelerini tehditle susturanları, gencecik bedenleri, ensesi kalın fosillere pazarlayan pezevenkleri, devlet kademelerinde etkin ve yetkin konuma getirip, bütün bu alçaklığın sahiplerinin topluma ahlak dersi vermelerini, büyük ahlaki erdem gibi sunarlar. Bunların bu gerçeklerine ışık tutup, topluma gerçek yüzlerini haykıranları ise ahlaksızlıkla suçlarlar. Kendilerinin ahlaksızlığın daniskası olduklarını farkındadırlar. Bu nedenle kendilerine biat etmeyenleri sürekli ahlaksızlıkla itham ederek, kendi gerçeklerini gizlerler. Tarih göstermiştir ki topluma en çok ahlak dersi verenler, en büyük ahlaksızlar olmuştur. Ahlaksızların en çok kullandıkları kelimelerden biri ahlaktır.

Din ve milliyet aidiyeti, ahlak gibi kavramlar bunlar için para demektir. Para getiren her yol mübahtır. Para kazandıran her metot meşrudur. Ahiretten, cehennem azabından en çok bunlar dem vurur, cehenneme giden bütün yolları bu dünyada döşerler, kendileri karunlaşırken, topluma cehennem azabı yaşatırlar.

Soru soranı sevmezler, sorgulayanı sevmezler, bilimi rehber alanı sevmezler, hayır demeyi bileni sevmezler. Sorgulamayan, soru sormayan, hayır demeyi bilmeyen, el pençe divan durup, biat edeni sever ve örnek vatandaş olarak sunarlar. Şovcudurlar, her fırsatta şov yapmaya bayılırlar. Din, millet gibi kavramlar bunlar için sadece şov yapma ve bunun üzerinden karunlaşma aracıdır. Sirk cambazı ustalığı ile bu değerleri birer şov aracına dönüştürürler. Bir elleri yolsuzlukta, soygunda, talanda, yalanda, her türlü ahlaksızlıkta, diğer elleri kutsal denen değerlerdedir. Her türlü ahlaksızlığın örtüsü olarak dini kullanırlar. Din bunlar için ahlaksızlıklarını örtme aracıdır.  Kendi kötü ve kirli yüzlerini maskeleyip, karanlıklar imparatorluğunu sürdürmenin basit bir aparatıdır. Alçaklığın ince ve sinsi mimarlarıdırlar, mordor karanlığıdırlar. Bu nedenle bunlara cepheden tavır alıp, mücadele etmeyen bütün toplumsal dinamikleri kirletirler, kendilerine benzetirler. Bunlara karşı reformist mücadele ve çözümlerde ısrar edenler, eninde sonunda bunlara dönüşmüşlerdir, yada benzerleri haline gelmişlerdir. Seküler ve bilimsel yaklaşım ışığında, radikal çözümlerde ısrar edip, cepheden uzlaşmaz karşı koyuşu örgütlemeden, bunları bütün alçaklıkları ile tarihin çöplüğüne süpürmeden, mordorun karanlığı ile mücadele edilemez, sadece alçaklığın güncesine yeni sayfalar eklenir.


Nihat Veli Yüce – 26.01.2022


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑